It had to happen Çeviri Türkçe
275 parallel translation
I guess it had to happen sooner or later.
Er ya da geç olacaktï.
It had to happen.
Olması gerekiyordu.
It had to happen.
Olmak zorundaydı.
It had to happen, Heurtebise.
Olmak zorundaydı, Heurtebise.
- Oh, it had to happen.
Bir gün olması gerekiyordu.
If it had to happen to one of us, why did it have to be you?
Bu birimizin başına gelecekse, neden sen olmalıydın?
Well, if it had to happen, I'm glad it happened this way.
Şey, olması zorunlu ise, bu şekilde olmasına memnunum.
It had to happen.
Sanki olmak zorundaydı.
I'm just sorry it had to happen this way.
Bu şekilde olduğu için üzgünüm.
But it had to happen, according to natural law.
Ama olması gerekirdi. Doğa kanunlarına göre bunlar olmalıydı.
It had to happen sometime.
Önünde sonunda olacaktı.
- It had to happen sooner or later.
- Er ya da geç olmak zorundaydı.
If it had to happen I'm glad it's Scotty.
Eğer gerçekleşirse Scotty adına memnun oldum.
It had to happen sooner or later.
Er ya da geç, bu olacaktı.
- It had to happen.
- Olması gerekiyordu.
I don't think it had to happen.
Böyle olması gerektiğini düşünmüyorum.
It had to happen now.
Kaderde olacağı varmış.
So... well, sooner or later, it had to happen.
Demek öyle, eninde sonunda bu da olacaktı.
I knew it had to happen. It's a fine time for that transporter mechanism to break down. Impossible, Dr. McCoy.
Işınlama mekanizması da bozulacak zamanı buldu.
It had to happen.
Bu olmak zorundaydı.
- It had to happen sooner or later.
- Er ya da geç bu olacaktı.
If it had to happen, better sooner than later.
İlle olacaksa, erken olması geç olmasından yeğdir.
If it had to happen, it was more or less ideal.
Zaten ideal bir ortamda olmuş.
It had to happen to me.
Olan gene bana oluyor.
It had to happen.
Bunun olması gerekiyordu.
And it had to happen tonight too.
Bu gece de olmak zorundaydı.
It had to happen sooner or later.
Bunun er ya da geç olması gerekiyordu.
On the one hand, I was sure that... that it had to happen and that I wanted to die.
Bir taraftan,... bu olmak zorundaydı ve ölmek istedim ben.
It had to happen me.
Bana denk geldi.
Oh, it simply had to happen There was no such word as No
İşte böyle olmalıydı cevap diye veremezdin hayırı.
Why, I'd rather have had it happen to me than to you.
Keşke senin yerine benim başıma gelseydi bu.
It seemed to me I had known always that it would happen.
Bana sanki bunun olacağını hep biliyormuşum gibi gelmişti.
It's a shame this had to happen when you got here.
- İlk gününüzde olması ne utanç verici! - Şiddet öyle...
And then when I had to wait again... I guess I thought it would never really happen.
Ama yine beklemem gerekince... hiç gerçekleşmeyecek diye düşünmeye başladım.
It's what had to happen
Bu olması gereken şeydi.
Gil made them happen but she had to do it to settle accounts with her.
Onları yapan Gil. Ama onunla ödeşmek için yaptı.
We had a dinner date one night, and I was a few minutes late... and she didn't want it to happen again.
Bir gece, yemeğe çıkacaktık ve ben birkaç dakika gecikmiştim.
- It had to happen.
Olacağı belliydi.
I had that happen to me once, it's no joke.
Bir kere başıma gelmişti bu, şaka yapmıyorum.
I look at this fiery swastika and cannot but wonder how could it happen that in Germany, a country with great cultural traditions, a mass of semi-literate, self-complacent and narrow-minded people that made every effort to turn human beings into raging barbarians had come to power.
Gamalı haç çizen bu insan seline bakıyor. ... ve Almanya gibi yüksek kültür seviyesine ulaşmış bir ülkenin, nasıl olupta bu yarı buçuk eğitim görmüş ve insanları herşeyi yapmaya hazır hale getiren fanatik barbarlara çevirdiğini anlayamıyorum.
Look, if it should happen to come up, I had lunch with you yesterday.
Lafı açılırsa diyorum, unutma dün seninle yemek yedik.
Call it a deep understanding of the way things happen to Vulcans, but I know that not a person, not even the computers onboard the Intrepid, knew what was killing them or would have understood it had they known.
Olayların nasıl geliştiğiyle ilgili bir sezi. Intrepid'deki herhangi biri hatta bilgisayarlar bile onları yok edenin ne olduğunu bilmiyordu. - Fakat 400 Vulcanlı?
Want it so had they would do anything to make it happen.
Böyle olması için elinden gelen her türlü kötülüğü yapacak insanlar.
They had taught to them that the best thing that it could happen to a family it was to be able to give a son, two children, three children, seven children to the service of the country e to die for the emperor e for the imperial family.
Ailelere sürekli olarak telkin edilen şey, ülkeye hizmet amacıyla olabildiğince çok sayıda çocuk sahibi olmaları ve onların gerektiğinde imparator için, imparatorluk için ölmeleriydi.
They had broads on the brain. It's the worst thing that can happen... to a first-year law student.
Bu, hukuk birinci sınıf öğrencisinin... başına gelecek en kötü şeydir... senin derdinin de aynı olduğunu sanmıyorum.
It's idiotic... that this had to happen today.
Bu şeyin bugün başımıza gelmesi ne salakça.
Even if you had done it, nothing will happen to you.
Bunu senin yaptığını farzetsek bile, başına hiçbir şey gelmeyecek.
Maybe he had to go that far to make it happen.
Belki de olması için bu kadar ileri gitmek zorundaydı.
It didn't happen in an instant though for these chairs were swept over to the wall and he had this one in his hand, as if he did try to hold her off with it.
Fakat hançerleme bir anda olmamış. Çünkü sandalyeler duvara fırlatılmıştı. Bu sandalye ile sanki kadını, kendinden uzak tutmaya çalışmış.
I had no idea what it was, but I knew it was never going to happen to me.
Değişikliğin ne olduğunu bilmiyordum ama bu bana asla olmaz sanıyordum.
Theresa took them to a different place, as the pastor had said it would happen, and left them there.
Pederin söylediğine göre, Rahibe Teresa onları başka bir yere götürdü ve onları orada bıraktı.
it had to be done 87
it had 43
it had to be 49
it had to be you 24
it had to be him 17
it had nothing to do with you 25
it happened to me 43
it has been a long time 28
it has been a while 26
it happens sometimes 54
it had 43
it had to be 49
it had to be you 24
it had to be him 17
it had nothing to do with you 25
it happened to me 43
it has been a long time 28
it has been a while 26
it happens sometimes 54
it happens 817
it happened 362
it happened a long time ago 18
it has begun 40
it happens a lot 19
it happened again 60
it has 378
it happened so fast 92
it happens to the best of us 28
it happened so quickly 17
it happened 362
it happened a long time ago 18
it has begun 40
it happens a lot 19
it happened again 60
it has 378
it happened so fast 92
it happens to the best of us 28
it happened so quickly 17