It hasn't Çeviri Türkçe
5,547 parallel translation
- It hasn't happened.
- Henüz olmadı.
- No, it hasn't been.
- Hayır, bileğimde hiç sorun olmadı.
So why it hasn't happened to you?
- Neden seni olmasın?
He hasn't worked in two years. He's losing it.
İki yıldan beri çalışmıyor.
- No, it hasn't!
- Hayır olmadı.
It hasn't faded.
Hâlâ solmamış.
This has really taken over your life, hasn't it?
Gerçekten hayatını etkiledi, değil mi?
It's what you used to ask for in your lunchbox every day, so I thought maybe your taste hasn't changed too much.
Her gün öğle yemeği olarak bunları isterdin ben de damak zevkin pek değişmemiştir diye düşündüm.
Well, it hasn't gone there yet.
Henüz oraya ulaşmadı.
Um, well, it hasn't really been very long since Dad...
Um, gerçekten bu babamdan beri çok uzun zaman oldu mu...
It makes you a dude who hasn't had his bird wet in a while.
Bu beni ne yapar? Bu seni kuşunu bir süreliğine içeride ıslatamamış birisi yapar.
Don't you think it's odd that she's a skilled marksman and hasn't hit anyone?
Çok yetenekli bir asker olmasına rağmen hâlâ kimseyi vurmadı.
Slacker, he still hasn't sent it.
Bak görüyor musun, yine yollamamış zibidi ya.
If someone hasn't retrieved it already.
Birileri zaten alınan değilse.
It's not like he hasn't been through a lot.
Yeterince dinlenmişe benzemiyor.
Narcotics hasn't gotten anywhere with it, So command staff wants intelligence on it.
Narkotik hiç bir yerde iz bulamadı, bu yüzden Amirimiz bu işle İstihbaratın ilgilenmesini istedi.
It's miraculous it hasn't already ruptured and killed him.
Çoktan yırtılıp adamı öldürmemesi bir mucize.
Well, if it hasn't already become a victim of the riot, it certainly won't at this point.
Bu durumda hala ayaklanmanın mağdurlarından biri olmamışsa başka da bir zarar görmeyecektir.
Hopefully it hasn't changed too much.
Umarım çok fazla değişmemiştir.
Do you think it's weird that she hasn't called or texted or anything?
Arayıp mesaj atmaması sence garip bir durum mu?
Oh... go to my market, taste the pirozhkis, make sure Dimitri hasn't let it all go to shit.
Marketime gider, pirozhkisin tadına bakar Dimitri'nin her şeyi bok etmediğinden emin olurdum.
It hasn't been going on long.
- Uzun süredir devam eden bir şey değil.
It's the only reason he hasn't already bled to death.
Kan kaybından ölmemesinin sebebi bu.
It isn't new. Hasn't got any holes in it.
Yeni değil ama üzerinde delik yok.
Does it seem weird that Irene's date hasn't shown up yet?
Irene'in görüşeceği kişinin henüz gelmemesi garip mi?
Yes or no - - a warrant has been issued for my arrest, hasn't it?
Hakkımda çıkarılan bi arama emri var mı yok mu onu söyleyin?
But he hasn't, so I'm sure he's fine with it.
Ama konuşmuyor, sanırım bir sorunu yok.
- Her spirit has returned from beyond the grave, hasn't it?
- Ruhu geri döndü mezardan geri döndü değilmi?
So why hasn't it yet?
Peki neden hala bulamadı?
It's been a kind of long day, hasn't it?
Bugün hepimizi için epey uzun bir gün oldu, değil mi?
So it hasn't been a 14-year war we've been waging, but a one-year war waged 14 times.
Yaptığımız 14 yıllık bir savaştan ziyade 14 kez yapılan bir yıllık savaştan ibaret.
It means... I got you, and I am responsible for you, and sometimes I might be in a situation where... and this hasn't happened, and it won't... but a situation where if I try to stop a guy
Demek oluyor ki sen varsın ve ben, senden sorumluyum ve bazen öyle bir durumda olabilirim ki...
I'm the only one who hasn't done it yet!
Hâlâ siftah yapmayan tek kişi benim!
It hasn't been easy.
Bu kolay değil.
It hasn't even been that long.
O kadar olmadı daha.
Let's hope he hasn't got his hands on it yet.
Umalım da henüz eline geçirmiş olmasın.
If she hasn't given anything back, it might be time to move on.
Eğer geri bir şey vermediyse yola devam etme zamanı gelmiş olabilir.
HE SIGHS Well, it looks like she hasn't told anyone anyway, so, I guess that gets you off the hook a little.
Sonuçta kimseye bir şey söylememiş gibi duruyor, yani bu seni biraz kurtarır gibi.
There's lots of books out there, but... this story, it hasn't been written yet.
Dışarıda çok sayıda kitap var ama bu hikaye henüz yazılmadı.
It hasn't rained in months.
- Hatta aylardır yağmadı.
It feels like it hasn't been opened in years.
Yıllardır açılmamış gibi zorluyor.
I do. What politician hasn't dreamed about what it would be like to take the oath of the highest office of our land?
Hangi politikacı topraklarımızın en yüksek rütbeli ofisinde yemin etmeyi düşlemez ki?
Kieran's hex will return if it hasn't already.
Kieran'ın laneti geri dönecek. Dönmüş bile olabilir. Hayır!
It's the only place I have that hasn't been poisoned by you.
sizin tarafından zehirlenmiş olmamıştır ben tek yerdir.
I guess it hasn't come up.
Sanırım konusu açılmadı.
No, it hasn't been easy, you know, getting over you.
Hayır, seni unutmak o kadar da kolay olmadı.
Now, the weather has been good in Moscow lately, hasn't it?
Son günlerde Moskova'da havalar güzel değil mi?
- It hasn't exactly been a cakewalk on this side of the portal. Hey.
Bu yüzden sana destek olan bir kardeşin var.
It hasn't even started yet.
Daha başlamadı bile.
It still hasn't hit me that he's gone, and that, this time, he's not coming back.
Ölümü hâlâ beni sarsmıyor ama bu sefer geri gelmeyecek.
It still hasn't been confirmed if a Japanese was responsible.
Ölüler arasında Japon vatandaşı var mı henüz bilinmiyor.
it hasn't happened yet 22
it hasn't been easy 41
it hasn't been that long 20
it hasn't changed 22
hasn't he 258
hasn't it 340
hasn't she 103
it happened to me 43
it has been a long time 28
it has been a while 26
it hasn't been easy 41
it hasn't been that long 20
it hasn't changed 22
hasn't he 258
hasn't it 340
hasn't she 103
it happened to me 43
it has been a long time 28
it has been a while 26
it happens sometimes 54
it happens 817
it happened 362
it happened a long time ago 18
it has begun 40
it has 378
it happened again 60
it happens a lot 19
it happened so fast 92
it happens to the best of us 28
it happens 817
it happened 362
it happened a long time ago 18
it has begun 40
it has 378
it happened again 60
it happens a lot 19
it happened so fast 92
it happens to the best of us 28