It never is Çeviri Türkçe
3,812 parallel translation
Molly, it's not what you think. No, it never is, is it?
Molly sandığın gibi değil
You have got killer vocals, homegirl, so why is it that I've never heard you do a Mercedes Jones-style vocal run?
Sen öldürecek kadar iyi bir vokalsin, öyleyse arkadaşım, neden ben Mercedes Jones tarzı bir vokal yaptığını duymadım?
The difference between me, a Special Attack Force and those who never made it back, Is poles apart with a tall barrier in between us.
Ben ve Kamikaze Birliği'nden olup da geri dönemeyen birisi arasındaki farkı kutup bölgesini birbirinden ayıran uzun bir set ancak ifade edebilir.
Everything you've done for me, I will never forget. But... This is it.
Benim için yaptıklarını asla unutmayacağım ama buraya kadar.
And if you shut him out out of spite or ego, whatever it is you're feeling, that's gonna be your next mistake and possibly the biggest mistake of your life, when your son can never forgive you.
Eğer ona izin vermezsen inadından ya da egondan dolayı bu, oğlunun seni asla affetmeyeceği hayatının bir sonraki ve en büyük hatası olacak.
Why is it when I ask you something, it's never about what I'm asking you about?
Neden sana bir şey sorduğumda hep sorduğum şeyle alakalı olmuyor?
- It is never...
- Asla...
You know your Mom Michelle is right, it's never enough with this school.
Annen Michelle haklıydı okul için hiçbir şey yeterli değil.
But I read this book, it said the only way to quit is to imagine yourself the kind of person that would never pick up a cigarette in the first place.
Ama bu kitabı okuyorum, Sigarayı bırakmak için tek yolun ilk etapta kendini hiç sigara almayan bir çeşit insan gibi hayal etmek olduğunu söylüyordu.
You know you're never gonna see it again, and that's okay.
Bobby Cobb'a borç para vermek çocuğunu evlâtlık vermek gibi bir şey. Onu bir daha göremeyeceğini bilirsin ama bu iş böyledir.
You know, it's never as bad as you think it is.
İşler hiçbir zaman sandığın kadar kötü değildir.
The highest point is under the table because the table has never moved and no-one's ever trodden on it under there.
En yüksek nokta masanın altında çünkü masanın yeri hiç değişmedi ve hiç kimse onun üstüne basmadı.
And if it comes to it, I will do whatever it takes to make sure he never lays a hand on you again.
İş o raddeye gelirse sana bir daha elini sürememesi için ne gerekiyorsa yaparım.
We've never toured Europe before so because this is the first time we've done it, it feels like an adventure because a different country every day, it feels like we're on Euro rip.
Daha önce Avrupa turnesine çıkmadık... ilk kez olduğu için macera gibi geliyor... çünkü her gün ayrı bir ülkedeyiz, EuroTrip gibi bir gezi sanki.
Is it true she never leaves the house?
Evden çıkmadığı doğru mu?
It never happened, and this is a high-stress business.
Bu hiç olmadı. Ki bu çok stresli bir iştir.
( Kisses ) It is never over.
Hiçbir zaman bitmez.
Sam's never been able to make it work with another woman is because he'll always be in love with Naomi.
Çünkü hep Naomi'ye aşık olacak.
That's the joy I got out of it, is just it's a relationship like I've never had.
Bundan büyük keyif alıyordum. Böyle bir ilişki hiç yaşamamıştım.
Sorry? No matter what it is, it's never you, is it?
Ne olursa olsun senin hiçbir alakan yok, değil mi?
The use of power is not to be taken lightly... For it is never without consequence.
Güç kullanımı hafife alınmamalıdır çünkü asla sonuçsuz kalmaz.
Uh, from where I sit, it never hurts to take the time, because adoption is a very big deal.
Oturduğum yerden zamanımın alınması canımı acıtmaz, çünkü evlat edinme önemli bir olay.
Never before... never has it been so difficult for me to speak as it is at this moment.
Şimdiye kadar... Benim için konuşmak daha önce hiç bu kadar zor olmamıştı.
And all that really matters is that the lovely bubble... it's as if it never existed at all.
Ve önemli olan tek şey bu güzel baloncuk... tabii hiç var olduysa.
The next time you decide you want to deal E to a kid who's clearly never bought in his entire life, do it in the locker room downstairs, because this jumpy fool is a neon sign shouting "drugs ahoy"... Chief.
Bir dahaki sefere hiç hap atmamış birine esktazi satacağın zaman bunu soyunma odasında yap çünkü bu asabi denyo resmen "Uyuşturucu göründü!" diye haykırıyor.
Well, that's what the computer is telling me, and it never lies.
Bilgisayar var diyor ve asla yalan söylemez.
We never use it for work.
Asla iş için kullanmayız.
Well, the reason I've never done it before is because I have weird nasal passages.
Hiç kullanmadım çünkü burun aralıklarımda sorun yaşıyorum.
No matter how much you care, how hard you try, how badly you want something, you will never have it... because everything is totally out of your control.
Ne kadar özen göstersen ne kadar çabalasan bir şeyi ne kadar çok istesen de her şey tamamen kontrolünün dışında geliştiği için ona asla sahip olamayacaksın.
It is a never-ending spectacle and its biological diversity and wondrous forms and colours continue to startle and fascinate us.
Hiç bitmeyen bir gösteridir. Biyolojik çeşitliliğiyle, şaşılası şekil ve renkleriyle bizi şaşırtmaya ve hayran bırakmaya devam edecek.
And there is no need to be afraid of their long tail, because it never carries a poisonous sting.
Uzun kuyruğundan korkmaya gerek yok kuyrukta asla zehirli iğne yoktur.
I just want to give him a memory that is so great that he will never forget it.
Asla unutamayacağı harika bir anısı olsun istiyorum.
So a prayer is to persuade God, who we must never question, to admit he's made a mistake and correct it.
Yani bir dua asla yargılamamız gereken bir Tanrı'yı ikna etmek için. Bir hata yaptığın kabul etmesi ve onu doğrulaması için.
"It is best that they never know anything about it."
"En iyisi bunu asla öğrenmemeleri."
This is the Widow Carr, and for some reason, it's my job to tell you that, since you never made payment, your house is being foreclosed.
Ben Bayan Carr. Neden bilmem ama bunu söylemek bana düştü. Hiç ödeme yapmadığınız için evinize el konulacak.
You can never be too cautious when it comes to love.
İş aşka gelince tedbiri elden bırakmamak lazım.
- That is because you've never taken it.
- Daha önce almadığından öyle diyorsun.
So you're saying that this horse, right now, the way it is, - will never race again?
Yani diyorsun ki, bu hâliyle bu at bir daha yarışamaz.
Now, I know it is going to take years for me to work through this, but I'm so glad that tonight I am with the four people who make me feel truly safe and who I know would never take advantage of me.
Şimdi, bunu atlatmamın uzun yıllar alacağını biliyorum ama bu gece, gerçekten güvende hissetmemi sağlayan ve benden asla faydalanmayacak dört insanla birlikte burada olduğum için çok mutluyum.
It is now or never, folks.
Bu ya şimdi olacak ya da olmayacak.
"Groomzilla" is not a word because it never needed to exist before.
"Damatzilla" diye bir kelime yok çünkü bugüne kadar hiç ihtiyaç duyulmadı.
Snow would've been a great ruler someday, but that'll never happen because my daughter will be Queen, and all yours will be left with is knowing how i've felt, how it feels to be the Miller's daughter.
Pamuk bir gün harika bir lider olabilirdi. Ama böyle bir şey olmayacak. Çünkü benim kızım kraliçe olacak.
I need you to wait an hour so that I can... It's funny. When a man is unable to tell us anything about a crime, especially one he never committed, releasing him is in fact the polite thing to do!
İşlemediği bir suç hakkında söyleyecek hiçbir şeyi olmayan bir adamı serbest bırakmak kibarlık gereği.
Okay, it's not how it is and never call me "son"
Durum öyle değil. Bana yavrum deme.
Whereas, The Bentwaters case took twenty-some years in England, so this is in our possession and not the Ministry of Defense or it would never be found.
Oysa Bentwaters davası İngiltere'de yirmi yıIdan fazla sürdü. Bundan dolayı bu bize ait, Savunma Bakanlığına değil. - Bu, gün ışığına bile çıkarıImazdı.
Ancient and arid, it almost never rains on this land, yet there is water here, hidden away.
Bu antik ve çorak toprağa hemen hiç yağmur yağmıyor. Yine de burada saklı sular var.
It is the fate of kings that we never get to see what kind of ruler our sons will be.
Oğullarının nasıl hükümdarlar olacağını görememek kralların kaderidir.
And I will see to it that you never do business here.
Burada size hiç iş yaptırmayacağım.
The artistic conundrum with grunge is the fact that it never had a chance to change into anything else, as usually happens with other genres.
Dağınık sanatsal bilmece diğer türlerde olduğu gibi başka bir şeyin içine girip hiç değişme şansı olmadığı bir gerçek.
I've never seen the bunker, but I think I know where it is.
Oraya hiç gitmedin ama sanirim buralarda bir yerde.
And if Becky doesn't get here soon, she's gonna throw out your annulment case, and once it's gone, it is never coming back.
Becky yakında buraya gelmezse senin fesih davanı kapatacakmış ve bir kez kapandı mı bir daha açılmaz.
it never gets old 18
it never happened 108
it never ends 79
it never occurred to me 24
it never fails 19
it never does 32
it never came up 18
it never was 42
it never stops 41
it never did 26
it never happened 108
it never ends 79
it never occurred to me 24
it never fails 19
it never does 32
it never came up 18
it never was 42
it never stops 41
it never did 26
it never works 24
never is 22
is it 9219
israel 117
is something wrong 1059
is here 159
islam 16
isis 48
island 46
isabel 421
never is 22
is it 9219
israel 117
is something wrong 1059
is here 159
islam 16
isis 48
island 46
isabel 421
isaac 589
issue 86
issues 74
istanbul 39
isobel 100
isabella 232
isn't it 16586
isles 199
isabelle 287
isaiah 54
issue 86
issues 74
istanbul 39
isobel 100
isabella 232
isn't it 16586
isles 199
isabelle 287
isaiah 54
isak 44
issued 23
isaacs 61
isn't it lovely 28
isn't 159
isn't she lovely 35
isn't it romantic 18
is she beautiful 26
is it really you 103
isn't she beautiful 90
issued 23
isaacs 61
isn't it lovely 28
isn't 159
isn't she lovely 35
isn't it romantic 18
is she beautiful 26
is it really you 103
isn't she beautiful 90