English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ J ] / Just come

Just come Çeviri Türkçe

22,378 parallel translation
I thought I'd just come down and see if his day kind of opens up.
Bugünkü programında bir boşluk açıldı mı diye gelip bir sorayım dedim.
Just come watch.
Bari izlemeye gel.
I know of a small private army that's just come back from - some fighting near Spain.
İspanya yakınlarında savaştan dönen küçük bir özel ordu biliyorum.
- Marsha, you can't just come into my bedroom.
Marsha öyle pat diye yatak odama giremezsin.
But if he was in trouble, why didn't he just come to me?
Madem sıkıntıdaydı o zaman niye bana gelmedi?
So just come on. I dare you.
Sana meydan okuyorum.
Just come to bed!
Yatağa gel hadi!
- Doyle, just come in!
- Merhaba. - Doyle, gel işte!
If the DEA tries to get you to cooperate, just come to me and tell me, okay?
Eğer İçişleri işbirliği yapmak isterse, önce bana gel ve söyle. Tamam mı?
Just come in.
İçeri gel yeter.
Now you just come with us to the crime scene just to make sure it's the same guy.
Şimdi bizimle suç mahalline gel ve aynı adam olduğundan emin ol.
I... I'll just come back after school.
- Okuldan sonra gelirim.
Lester, just come.
Lester, gel işte.
Hugh Hefner has just come on board as an investor...
Hugh Hefner yatırımcımız oldu.
Just come here.
Gel buraya.
Just come over at 8 : 00, and I'll feed you.
Sekizde gelin, ben de sizi doyurayım.
You can't just come in here and pretend to be some nice guy, pretend to be this hero and lie and fool everyone, like Grey and Bailey and Pierce and Amelia.
Buraya gelip iyi adam rolü oynayamazsın. Kahraman gibi davranamazsın. Herkese yalan söyleyip aptal yerine koyamazsın.
Just come and look, Sam.
Gel bir bak işte, Sam.
Just come on up.
Hadi kalk...
She's only just come out of the hospital and we have spoken to the police about this.
Hastaneden daha yeni çıktı ayrıca polis ile bu konu hakkında konuşmuştuk zaten.
I'm just not quite ready to come back yet.
Sadece henüz geri dönmek için pek hazır değilim.
The money hasn't come in just yet.
Ondan sonra tabii lütfen kov bizi.
If you want to come around here, I can just take a quick picture for your profile and we'll be done.
Şuraya gelirseniz biyografiniz için bir fotoğraf çekmemden sonra işimiz biter.
Just give me the pills. Come on.
Ver şu hapları, hadi.
Come on, it's just you and me.
Hadi ama, şurada biz bizeyiz.
Just make sure that they're a real failure so that you can come in and rescue them.
Ama dikkat edin kurtaracağınız kişi gerçekten âciz biri olsun.
No. Come on, be considerate and just have one drink. Have a drink.
Aşkın şakası yok.
Just try and come back!
Hele bir dön!
Can't any place just be a place? People come here and it's just a place...
Bir mekân sadece insanların geldiği ve takıldığı -
- Just go say hi to her, she's cute. - Come on.
- Git selam var, ne güzel kız.
Come on, just a little longer.
Hadi biraz daha.
It was just like, well, everybody, hey, come on in, you know, take whatever you want.
"Buyurun millet. İstediğinizi alın."
Just watching the sun come up.
Güneşin doğuşunu izliyorum.
So now you want me to just wait in a hotel until you can slip away and come see me?
Yani sen sıvışıp beni görmeye gelene kadar bir otelde beklememi mi istiyorsun?
It just buys us some more time. It won't have to come to that.
En azından elinde mal varmış diyecekler.
So just ask yourself, when the midterms come, who are your constituents, really?
Ara secimler geldigi zaman, Gercek secmenlerinin kimler oldugunu kendine sor?
- _ - not just to serve this family, but to enjoy all the perks and privileges that come with a senior executive position.
- _ Sadece aileye hizmet etmek degil, ayni zamanda kidemli yoneticilikle gelen butun ikramiye ve ayricaliklardan faydalanmak demek.
That's why we are talking about it, otherwise I would have just called someone to come down and pick her up.
İşte bu yüzden konuşuyoruz aksi takdirde birini arayıp onu buradan almasını isteyeceğim.
Mommy can't come with us just yet, but hopefully soon.
Annen şu anda bizimle gelemez, ama yakında umarım gelecek.
- Wait, Mom... - Oh, come on, I just
- Sadece odanın rengine bakaca -
Dr. Edwards is such a good doctor, and, um... and I know you've been working hard, but real change takes time, and if you just work with him just a little longer, you'll be that much stronger when you do come home.
Dr. Edwards çok iyi bir doktor ve... Biliyorum çok çalışıyordur ama gerçek değişiklik zaman alır biraz daha onunla çalışsan eve geldiğinde çok daha güçlü olacaksın.
I just couldn't tell my own son he couldn't come home.
Öz oğluma eve gelemeyeceğini söyleyemedim. Çaresizdi, yalvardı bana.
Come on, Nancy, you don't go to a coat party just to get some shut-eye on a firmer mattress.
Yapma, Nancy, eş değiştirme partisine bir yatakta uyumak için gitmezsin.
It'll remind me of just how far I've come.
Bu da bana ne kadar uzaktan geldiğimi hatırlatacak.
We didn't come here just to see Lisa... although we did bring plenty of presents, don't you worry about that. I suppose it clicked for me when I saw you at that seminar last week.
Sanırım seni geçen hafta seminerde gördüğümde kafama dank etti.
Abracadabra, I come in and you'd wave your magic wand, and just like that it'd all be better.
Ben geliyorum, sen sihirli değneğini sallıyorsun ve her şey daha da iyi oluyor.
- What, come - You just said you needed to get laid.
Daha yeni sevişmen gerektiğini söyledin.
I just can't let you come into America and activate these cells.
Ama yine de ABD'ye gelip bu hücreleri aktif hale getirmene izin veremem.
Just a bite, come on.
Bir lokma al, hadi.
Just do what we talked about and you can come home to us.
Konuştuğumuz şeyleri yaparsan eğer, eve, bize geri dönebilirsin.
How can you come here, while my sister's just...
- Nasıl buraya gelipte bana...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]