Just talking Çeviri Türkçe
7,502 parallel translation
Well, I'm not one for just talking.
Ben de öylesine konuşan biri değilim.
We're just talking here.
- Sohbet ediyoruz.
Were we not just talking about doing gender role-reversal duets?
Daha az önce cinsiyet değiştirip düet yapmayı konuşuyorduk.
We were just talking, and it all finally makes sense!
Biz de şimdi konuşuyorduk. Her şey nihayet aklıma yattı.
No, it's just talking about work stuff with a blood relative.
Hayır, bu sadece akrabalarımla işle ilgili konuşmalar
We're not just talking about hacking anymore, are we?
Yalnızca siber saldırıdan bahsetmiyoruz değil mi?
I'm just talking to Bernie about Illyria.
Bernie ile Illyria hakkında konuşuyorduk.
We're just talking.
Sadece konuşuyoruz.
Um, we were just talking, and we'd like to cover their check. What?
- Aramızda konuştuk da, hesabı biz ödemek istiyoruz.
Mom and Dad were just talking.
Anne ve baba konuşuyor sadece.
And I'm not just talking about an ordinary pine, I'm talking...
Ve sadece sıradan bir çam bahsetmiyoruz Özür
In the bunker, I was perfectly happy just talking to myself, like this.
Çok kötü ya! Sığınakta, kendi kendime konuşmaktan çok mutluydum aynı böyle.
We were just talking about you.
Ben de tam sizden bahsediyordum. - Sizi gördüğüme çok sevindim.
We were just talking about you Kamal.
Sen ve Kamal hakkında konuşuyorduk.
We're just talking, right?
Konuşuyoruz sadece değil mi?
We were just talking about you.
Biz de senden bahsediyorduk.
Now, we were just talking about how, at the end of a chapter, it's really good to say something provocative.
Biz de tam bölümü sonlandırırken, kışkırtıcı bir cümle kullanmak, çok iyi olduğundan bahsediyorduk.
Just stop talking,
Konuşmayı kes.
No, just stop talking about it.
Hayır. Bu konuyu kapat artık.
Whoa! We were just talking, bro.
- Sadece konuşuyorduk kanka.
I just kept talking.
Sürekli konuştum.
This is President Wallace talking to the people who just killed 10 of my men.
Ben Başkan Wallace, az önce on adamımı öldürenlerle konuşuyorum.
Okay, just so we're clear. We're still talking about Rachel, right?
Sadece emin olmak istiyorum,... hala Rachel hakkında konuşuyoruz değil mi?
And it was so cold outside, and so we just, like, Ended up talking, and then kissing
Sonra kendimizi konuşup öpüşürken bulduk.
You know, I figured you probably just wanted to be Someplace where people weren't talking to you about... How you were doing and all that stuff.
İnsanların senin hakkında konuşmadığı bir yerde olmak istersin belki diye düşündüm.
I guess I just feel safer if I let all the clothes do the talking.
Kendimi daha güvenli hissettim eğer kıyafetlerimi konuşturursam.
William, in the name of all that is sacred, for once in your life, please, just stop talking.
William, tüm kutsal ruhlar adına hayatında bir kez olsun lütfen konuşmayı kes.
Now, I've gathered you all here today because Blaine, Kurt and myself have been talking and... although just a moment ago, we could only see the Warblers as our competition, now it's time for us to see them as a friend and ally.
Bugün sizi buraya topladım, çünkü Blaine, Kurt ve ben birkaç dakika önce de olsa Bülbülleri rakibimiz, olarak gördüğümüzü. konuşuyorduk,... artık, onları bir dost ve müttefik olarak görme zamanı geldi.
He's talking to me, there's just... not really much to say.
Benimle konuşuyor konuşmasına da söyleyecek pek bir şey yok.
I ain't talking about killin''em, exactly, just dispersing'em, like.
Onları öldürmekten çok savurmaktan bahsediyorum.
Hey, just been talking about you, Scott.
- Scotty! - Hey, sadece, senin hakkında Scott konuşuyor.
- He just started talking.
Konuşmaya başladı.
I would call this back-talk, missy, and you're not just back-talking me.
Bunu küstahlığınıza veriyorum bayan küstahlığın da bir bana değil.
Grant and I just kept talking, and I don't have a watch, and then I realized my phone has a clock on it.
Grant'la konuşmaya dalmışım, saatim de yoktu sonra telefonumda saat olduğunu fark ettim.
You are just going to keep talking about my vagina, aren't you?
Vajinam hakkında konuşmayı sürdüreceksin, değil mi?
No, she just stopped talking, but it was clear I'd caught her in a lie.
Hayır, birden konuşmayı bıraktı. Yalan söylediğini anladığım içindi.
You know, it's not really important, but the main point is just that she was talking a lot about
Aslında önemli değil ama asıl nokta şu, sürekli bir isimden bahsetti....
Just shut up and let me do the talking.
Sadece çeneni kapat ve bırak ben konuşayım.
No, it's just me talking.
- Hayır, sadece kendi kendime konuşuyorum.
You know, like, just walking around, doing a job, talking in a serious voice...
Öylece dolanıp bir iş yapardın ciddi ses tonunla konuşursun.
I guess she just she stopped talking.
Galiba konuşmayı bıraktı.
He just kept talking about God.
Tanrı'dan bahsedip duruyor.
It's just... They're all talking over each other.
Herkes bir ağızdan konuşuyor.
I don't see the other four here talking to me... just you.
Benimle konuşan diğer dört kişiyi görmüyorum. Bir tek sen varsın.
We've just been talking.
Sadece konuşuyorduk.
- Just let me do the talking.
Bırak sırf ben konuşayım.
I just wasn't in a talking mood.
Pek konuşacak havamda değildim.
You know, he's just making arrangements for the funeral and talking to his lawyer about business.
Cenaze için bazı düzenlemelerle uğraşıyor ve iş hakkında avukatıyla konuşuyor.
I'm sorry, can you just stop talking?
Afedersin ama, konuşmayı keser misin?
I just wanted to thank you for talking to Jane.
Jane ile konuştuğun için sana teşekkür etmek istedim.
Why do people from New York always refer to their city as "The City," like everyone else just knows what they're talking about?
Neden New Yorklu insanlar "Şehri" diye belirtirler ki, herkes neden bahsettiklerini biliyor olmasına rağmen?
talking 358
talking to yourself 25
talking about me 21
talking about 61
talking about it 21
talking to you 40
talking to me 44
talking to him 21
talking of which 33
just come home 43
talking to yourself 25
talking about me 21
talking about 61
talking about it 21
talking to you 40
talking to me 44
talking to him 21
talking of which 33
just come home 43
just eat it 38
just do it 1237
just be cool 104
just so you know 1100
just relax 1151
just breathe 514
just me 553
just be yourself 145
just go 1748
just talk to me 109
just do it 1237
just be cool 104
just so you know 1100
just relax 1151
just breathe 514
just me 553
just be yourself 145
just go 1748
just talk to me 109
just let it be 17
just bear with me 31
just kidding 689
just be honest with me 16
just like that 1429
just answer the questions 19
just a little 454
just be nice 17
just eat 44
just be patient 84
just bear with me 31
just kidding 689
just be honest with me 16
just like that 1429
just answer the questions 19
just a little 454
just be nice 17
just eat 44
just be patient 84
just a man 25
just us 261
just a joke 49
just be quiet 102
just beautiful 39
just before 43
just because 150
just be 37
just be there 28
just answer me 27
just us 261
just a joke 49
just be quiet 102
just beautiful 39
just before 43
just because 150
just be 37
just be there 28
just answer me 27