English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ J ] / Just yet

Just yet Çeviri Türkçe

4,282 parallel translation
I got it all worked out. We can't leave just yet.
Her şeyi hallettim ama şimdi gidemeyiz.
Well, don't get too excited just yet.
Yalnız şimdiden fazla heyecan yapma.
- Not just yet.
- Daha değil.
Let's not talk about it just yet, honey.
Şimdilik bundan bahsetmeyelim aşkım.
I'll be back. Not... Not sure when just yet.
Döneceğim, ama ne zaman henüz emin değilim.
I ain't fit just yet to be a father.
Ben şu an için baba olmaya uygun değilim.
Well, no need to stage an intervention just yet, no.
Henüz bir müdehaleye gerek yok, hayır.
I can't say what it is just yet, but you have to trust me.
Şu an ne olduğunu söyleyemem ama bana güvenmek zorundasın.
Well, I guess you won't be leaving just yet.
Sanırım daha gitmene çok var o zaman.
I don't want him dead, just yet.
Onu ölü istemiyorum, şimdilik.
You don't seem like you're ready for that just yet, but... when you are...
Henüz buna hazır değilsin gibi ancak hazır olduğunda...
Can I see him? Not just yet.
Henüz değil.
Not just yet, your honor.
Henüz değil, Sayın Yargıç.
Don't give up on me just yet.
- Hemen umudunu kesme.
Guess I don't have a real clear sense of who Victor is just yet.
Sanırım Victorun kim olduğu ile ilgili hissetiklerim henüz çok net değil.
- I'm sorry. We can't do that just yet.
- Üzgünüm, bunu şu an yapamayız.
Hi. Sweetheart, you're not going back to school just yet.
- Canım, okula dönmeye henüz hazır değilsin.
- Don't go just yet.
Henüz gitme.
- Please. Not just yet.
- Lütfen, önce bir şey yapmam lazım.
I wouldn't count us as survivors just yet, Freddie.
Yerinde olsam bizi henüz hayatta kalanlar olarak görmem, Freddie.
He should be around his old friends just yet.
Öyle mi? Eski arkadaşlarının yanında olacağını sanmıyorum. Tamam.
It's just it hasn't even been a year yet.
Üzerinden daha bir yıl bile geçmedi.
He's been pressuring me to, you know, like, go all the way, and I'm just not ready yet.
O beni zorluyordu. Bilirsin işte sonuna kadar gitmek için ama henüz kendimi hazır hissetmiyorum.
They just haven't chicken fried it yet.
Kizarmis tavuk gibi durmuyor.
I'm not finished yet. I just need some more pins.
Biraz daha pin lazım.
I just landed and no one's working yet.
Yeni indim ve daha kimse işe başlamamıştı.
I just want to say I thought this was, like, your best show yet.
Ben sadece, bunun şimdiye kadarki en iyi programın olduğunu söylemek istedim.
You have a chance to go home again, yet you just sit there.
Tekrar evine dönme fırsatın var ama orada öylece oturuyorsun.
An old wound, which hasn't healed yet we'll just have to revive it.
Yapmamız gereken henüz iyileşmemiş bir yarayı yeniden kanatmak.
They just don't know us yet.
Bizden nefret eden insan çocuklar. Daha bizi tanımıyorlar.
He's just gotten held up... and has yet to come back.
Sadece işleri uzamıştır ve henüz geri dönemiyordur.
And yet, you just did.
Ama dolanıyorsun.
Or better yet, just get rid of it altogether.
Ya da direk tamamından kurtulmak en iyisi.
Mance has all he needs to crush us, he just doesn't know it yet.
Mance bizi ezmek için her şeye sahip ama henüz haberi yok.
You know who you are, you just can't get your head around it yet.
Kim olduğunu biliyorsun, sadece bunu kafanda şekillendiremiyorsun henüz.
So I'm about to die, I just haven't done it yet?
Yani ölmek üzereyim, henüz ölmedim mi?
I probably should have called first, but I don't own a cell phone yet and, I guess, I just wasn't thinking.
Önceden aramalıydım. Ama henüz cep telefonum yok. Sanırım düşünemedim.
I started, but... I just can't really finish it yet.
- Başladım, ama hepsini bitiremedim henüz.
I just happened to be in the neighborhood because somebody bitched out on me yet again. Some little baby fucking bitch.
Kendimi bir anda bu civarda buldum çünkü şerefsizin teki yine beni yüzüstü bıraktı.
And yet, your family seems happy to give it up just to teach you a lesson.
Ve ailen sana bir ders vermiş olmaktan dolayı oldukça mutlu gözüküyor.
Well, I just moved here a few months ago, right before he was born, so I haven't gotten out yet.
O doğmadan birkaç ay önce buraya taşındım. Bu yüzden dışarı çıkamamıştım.
I guess I just don't feel like my old self yet, Nell.
Galiba eski halime hâlâ gelemedim Nell.
We just haven't found it yet.
Sadece o açıklamayı henüz bulamadık.
I need the money more than anybody, but it's just not ready yet. I talked to some guys who graduated a while back.
- Mezun olmuş birkaç kişiyle konuştum.
Well, that's just because I haven't met the right person yet and I don't want to compromise.
Çünkü henüz doğru kişiyle tanışmadım ve taviz vermek istemiyorum.
What if this is a tunnel of light situation, and I just haven't turned around to get back yet.
Ya bu tünelin sonundaki ışık olayıysa ve ben de ışığa gitmeyip bedenime dönsem?
Just because I haven't proved it yet, doesn't mean it's not true.
Henüz kanıtlayamamış olmam doğru olmadığı anlamına gelmez.
Not just yet.
- Lütfen, şimdi olmaz.
And yet three assassins entered through windows just weeks ago.
Ama yine de birkaç hafta önce üç suikastçı pencerelerden girmeyi başardı.
You just don't understand yet.
- Sen daha anlayamazsın.
Alicia's just not comfortable coming out yet.
Alicia henüz toplum önüne çıkmaya hazır değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]