Last time Çeviri Türkçe
29,032 parallel translation
I cannot remember the last time a car, or, indeed, any sort of thing, gave me a fizz like the Ferrari LaFerrari.
En son ne zaman bir araba hatta herhangi bir şey bana Ferrari LaFerrari gibi haz verdi hatırlayamıyorum.
I hope this isn't the last time we talk. I hope not either.
- Umarım son konuşmamız bu olmaz.
The circumstances the last time we saw each other were not ideal.
Birbirimizi son gördüğümüzdeki şartlar pek uygun değildi.
I was hoping we'd cross paths one last time.
Son bir kez daha seninle karşılaşmayı umuyordum.
That was the last time I saw him.
Bu onu gördüğüm son zamandı.
- This will be the last time Nick does anything like this.
Bu Nick'in böyle bir şey yaptığı son olay olacak.
Last time I trusted my gut, someone got killed.
En son kalbimin sesini dinlediğimde biri öldürüldü.
Tell me the last time the Captain waltzed in and casually made a change to a mission.
Söyler misin yüzbaşı en son ne zaman içeri girip rastgele görev değişikliğine girmişti?
I was robbed of the bounty last time, but not today.
En son ödülü elimden almıştınız, bu kez alamayacaksınız.
He has a bad case of Spanish Flu, which last time killed, what, almost 700,000 people in the US alone, so, you can see why we're nervous.
İspanyol Gribi'nin kötü bir türünü taşıyor... ve bu hastalık geçen sefer sadece Amerika'da 700bin... kişinin ölümüne neden oldu... bu yüzden neden gerildiğimizi anlayabilirsiniz.
This is the last time we're having this conversation.
Bu, bu konuşmayı son görüşümüzüz.
When was the last time you saw her?
Onu en son ne zaman gördün?
= Everyone is panicking that it may happen again like last time. =
Geçen defaki olay tekrarlanabilir diye herkesin etekleri tutuşuyor!
Just think of it as the last time.
Son sefer olarak düşün bunu.
Can you trust me one last time?
Bana güvenebilir misin?
Isn't that where you got married last time?
En son evlediğindeki yer değil mi? Evet.
Might be the last time that you see it.
- Son kez görüyor olabilirsin.
The last time you asked me to come with you, you broke my heart.
En son seninle gelmemi istediğinde, beni çok üzmüştün.
If you really want to know the truth, um... That poem that I sent you... was the last time that I got published.
Aslında doğrusunu öğrenmek istiyorsan sana gönderdiğim o şiir son yayınlanan şiirimdi.
Last time I was supposed to stargaze... was with Cricket.
En son yıldızlara baktığımda Cricket'leydim.
Not out here, like last time.
Dışarıda değil, geçen seferki gibi.
- This isn't like last time.
- Bu son seferki gibi değil.
Yes, and last time they promised a pandemic of head lice.
Evet, geçen sefer de saç biti salgını için söz vermişlerdi.
If you're an intern or, like, dumb, get help, because last time, I was poked about 100 times and my arm was purple for weeks.
İntörnsen ya da aptalsan yardım al. Çünkü geçen seferki kolumu 100 kere falan dürttü durdu. Kolum bir hafta mor kaldı.
Last time I dealt with them, I ended up in cuffs, and they made me drop my peanut butter fro-yo.
Geçen muhatap oldum, kelepçelendim, Ve fıstık ezmeli yoğurdumu düşürdüler.
- It worked last time.
- Geçen sefer işe yaradı.
They say that's the last time, by the way.
Bu arada, son sefer olduğunu söylediler.
When's the last time you saw him?
Onu en son ne zaman gördün?
- We had paprone last time... - Yeah, yeah, yeah.
- Geçen sefer paprone yemiştik...
This is where I saw my father for the last time. This is the last time I saw my dad, laying on that bed.
Burası babamı en son gördüğüm yer. şu yatakta yatarken.
So that was the last time... I saw him and I was...
Benim için de bu sondu... onu en son gördüğüm zaman ve...
Whatever is left over in the molcajete from the last time you used it.
Havanı en son kullandığında içinde kalanlar.
Vito, vito. you know will lose like last time.
Vito, Vito. Biliyorsun, geçen seferki gibi kaybedersin.
You create the hype and ended in the hole, like last time.
İstediğini ve geçen seferki gibi delikte bitiyor.
You know, the last time I saw you, you were... Burning in a cardboard house?
En son görüştüğümüzde sen... kartondan bir evde yanıyor muydum?
- When's the last time you had any contact with Mr. Lockhart?
- En son ne zaman... Bay Lockhart ile karşılaştınız?
Like, when is the last time you really connected with someone - on a deeper level?
En son biriyle böyle yüz yüze ne zaman yakınlaşmıştın?
That's why we didn't call you in last time.
O yüzden son sefer sizi aramadık.
Last time he dosed men and women who had made false accusations of satanic ritual abuse, but that was in the mid-1980s, and Brian and Chelsea are both far too young to have lived through that hysteria.
Geçen sefer satanist ritüellerle ilgili yalan ifadeler verenleri hedef almıştı, ama bu 80'lerin ortasıydı. Brian ve Chelsea o dönemden geçmiş olmak için çok genç.
Said it was worse than last time.
Son seferkinden daha kötü olduğunu söylediler.
When was the last time you were there?
En son ne zaman oraya gittin?
Look, I was ashamed because I was such a jerk last time I saw you.
Bak, son görüşmemizde tam bir pislik gibi davrandığım için çok utanıyorum.
It's all pretty much the same as last time you were here,'cept for the John in my closet, of course.
Her şey en son geldiğin zamankiyle aynı dolabımdaki john dışında tabii ki.
In the garage, like last time.
- En son buluştuğumuz garajda.
I will ask you one last time.
Son kez soracağım.
Do you remember what you said to me the last time you saw me?
Beni en son görüşünde ne demiştin hatırlıyor musun?
He totally sent you here to spy on me, just like the last time he was here pretending to look into
Seni kesinlikle beni gözetlemen için gönderdi,
My life is falling apart and now we gotta take out valuable story time to tell you what you missed last week?
Benim hayatım mahvoluyor, bir de geçen hafta neler kaçırdığınızı anlatmak için değerli hikaye zamanından mı çalalım şimdi?
Patrick Spring, who was a fake identity, created to be the son of Edgar Spring, who was actually Zachariah Webb, jumped forward in time to last week, destroyed the Men of the Machine, and then went to the Perriman Grand to confront
Aslında Zachariah Webb olan Edgar Spring'e oğul olarak Patrick Spring adlı sahte bir kimlik yaratarak zamanda geçen haftaya atladı, Makinenin Adamlarını yok etti ve gelecekteki kendisiyle görüşmek için Perriman Grand'a gitti.
If you think about corn and you think about all the time that it took to become corn, it's just a pity that in the last 60, 70 years, we can destroy all that knowledge.
Mısırın mısır olması için... ne kadar zaman geçtiğini düşünürseniz... o kadar bilgiyi son 60, 70 yılda yok etmemiz... çok üzücü.
Yeah, thank you for reminding me for the sixth time in the last half hour.
Evet, son yarım saatte 6. hatırlatışın için teşekkürler.
last time i saw you 136
last time i checked 246
last time i saw him 52
last time i saw her 38
last time i was here 47
last time i looked 26
last time we met 20
last time we spoke 20
time 2517
times 1964
last time i checked 246
last time i saw him 52
last time i saw her 38
last time i was here 47
last time i looked 26
last time we met 20
last time we spoke 20
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
time to eat 55
times are tough 45
time's up 595
time is 18
times are changing 28
time will tell 62
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
time to eat 55
times are tough 45
time's up 595
time is 18
times are changing 28
time will tell 62
times a week 28
times in a row 26
times before 18
time for bed 134
times a day 121
times change 49
times over 33
times three 18
times are hard 26
times in a row 26
times before 18
time for bed 134
times a day 121
times change 49
times over 33
times three 18
times are hard 26