Looking forward to it Çeviri Türkçe
1,001 parallel translation
- I've been looking forward to it.
- Bunu dört gözle bekliyorum.
On the contrary, I'm looking forward to it.
- Tam tersi, bunu dört gözle bekliyorum.
Yes, and I've been looking forward to it!
Ya, ben de bunu dört gözle bekliyordum!
- I've been looking forward to it.
- İşin doğrusu bunu dört gözle bekliyordum.
I'm sure my husband, Mr. O'Bannon, is looking forward to it as much as I am.
Gerçekten mi? Pekâlâ, onu da getiririz. Judy ile Billy Wilder'ın partisinde tanışmıştım.
- I'm looking forward to it. - So am I.
- Sabırsızlıkla bekliyorum.
I'm looking forward to it.
Dört gözle bekliyorum.
It's my last, I've been looking forward to it.
Bu sonuncusu, onu saklamıştım.
He was so looking forward to it.
- Bunu ne de çok bekliyordu.
I'll need your advice. Looking forward to it.
Tanıştığımıza memnun oldum
Your men are looking forward to it.
Adamlarınız dört gözle bunu bekliyor.
Now, you promised tonight, and I've been looking forward to it all day.
Ama bu gece için söz vermiştin, tüm gün bu anı bekledim.
I'm so looking forward to it.
Sabırsızlıkla bekliyorum.
But I've been looking forward to it so much, I promise.
Ama sabırsızlıkla bekliyordum. İnanın bana.
I've been looking forward to it.
Dört gözle bekliyordum.
Although I won't pretend I was looking forward to it too much.
Ama böyle yapmanı dört gözle beklediğimi de söyleyemem.
She was so looking forward to it.
O kadar sabırsızlıkla bekliyordu ki.
I'm looking forward to it.
Merakla bekliyorum.
I'm looking forward to it.
Denemeye can atıyorum.
I was even looking forward to it. Imagine.
Düşünsene, bunu yapmak için sabırsızlanıyordum.
I'd been looking forward to it.
Sabırsızlıkla bekliyordum.
They're looking forward to it.
Bunu iple çekiyorlar.
Looking forward to it, I might say.
Dört gözle bekliyor da diyebilirim.
And I was so looking forward to it.
Gitmeyi o kadar istiyordum ki.
I was looking forward to it.
Sabırsızlıkla bekliyordum.
You're not looking forward to it?
Pek ummuyordun değil mi?
Looking forward to it?
Sabırsızlanıyor musun?
In fact, I'm looking forward to it.
Aslında bunu dört gözle bekliyordum.
She's been looking forward to it...
Katılmayı çok istiyordu...
I am looking forward to it most eagerly.
Büyük bir heyecanla bekliyorum zaten.
But I'm looking forward to it.
Artık buna hazır olduğunu görüyorum.
Yes, I'm looking forward to it.
Evet, sabırsızlıkla bekliyorum.
- I am looking forward to it - I am looking forward to it
Sabırsızlıkla bekliyorum.
I'm looking forward to it!
Zevkle bekliyorum!
We're looking forward to it too, Neal.
Biz de dört gözle bekliyoruz, Neal.
If the meal is like the drink, I'm not looking forward to it!
Eğer Albay'ın yemeği de içkisi gibiyse, işimiz iş.
I'm looking forward to it!
Dört gözle bekliyor olacağım!
We're looking forward to it.
Johan sevgilerini gönderiyor.
Not looking forward to it, having been up all night with a new mother.
Hiç iyi olmazdı, dün gece hep yeni bebeği olmuş bir hastamın yanındaydım.
- I'm not looking forward to it.
- Bunun için sabırsızlanmıyorum.
I'm so looking forward to it.
Gerçekten dört gözle bekliyorum!
It's the time we've all been looking forward to.
Hepimizin dört gözle beklediği bir an.
It's been a long time. I was looking forward to seeing her lovely face.
Onun güzel yüzünü görmeyi umuyordum.
I am looking forward to it, but please keep it informal.
Memnuniyetle, ancak resmî düzeyde olmasın, lütfen.
There must be a ton of it. I'm sure gonna be looking forward to seeing that soldier boy's face when we bring this in.
Çok işe yarayacak,... bunları kaleye götürelim, emrimdeki 100 gönüllü askerin bunlara ihtiyacı vardı.
I must admit I've been looking forward to this moment to be able to tell the last survivor all about it.
Bu anı dört gözle beklediğimi itiraf etmeliyim, kalan son kişiye bunları anlatabilmek için.
Good, I'll be looking forward to it.
İyi. Dört gözle bekliyorum.
- You did? - It's funny. You know what I'm looking forward to the most?
Onlardan çok memnunum.
- I don't mind telling you I ain't looking forward to getting plastered with lead all night but I guess if that's the way it's got to be.
- Şunu bil ki bütün gece kurşun yemeye can atmıyorum ama zorunluysa.
We're looking forward to seeing it, aren't we, dear?
Onu görmeyi dört gözle bekliyoruz, öyle değil mi, tatlım?
You think I'm looking forward to it?
Ben çok mu hevesliyim sanıyorsun?
to it 19
looking 1024
lookin 41
lookie 51
looking for a job 23
looking good 543
looking for someone 66
looking sharp 44
looking at you 61
looking guy 114
looking 1024
lookin 41
lookie 51
looking for a job 23
looking good 543
looking for someone 66
looking sharp 44
looking at you 61
looking guy 114
looking for you 158
looking for 74
looking back 86
looking boy 36
looking for something 96
looking at me 44
looking like this 23
looking for her 19
looking great 23
looking for me 75
looking for 74
looking back 86
looking boy 36
looking for something 96
looking at me 44
looking like this 23
looking for her 19
looking great 23
looking for me 75