English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ L ] / Looking for him

Looking for him Çeviri Türkçe

2,944 parallel translation
We're all looking for him.
Hepimiz onu arıyoruz.
Yeah, I'll take them to the Interpol station in Paris, but until he testifies, Antoine Lussier will keep looking for him.
Tamam, onları Paris'teki Interpol şubesine götüreceğim ama o tanıklık yapana kadar, Antoine Lussier onu aramaya devam edecektir.
- We're looking for him.
- Onu arıyoruz.
He knows I'm looking for him.
Onu aradığımı biliyor.
You're like the third person who has been looking for him.
Onu arayan üçüncü kişisin.
I was just having so much fun looking for him with Sonia.
Onu Sonia'yla ararken çok eğlenceli vakit geçirdim.
Why are you looking for him?
- Neden arıyorsunuz?
And whoever poisoned the guy has to know we're looking for him.
Ayrıca Adams'ı zehirleyen kişi onu nerede arayacağını biliyordu.
Dougie's looking for him.
- Dougie onu arıyor.
The bank's been looking for him
Banka onu arıyordu.
They denied it until they realized somebody with money was looking for him. They say that- -
Parası olan birinin aradığını fark edene kadar reddettiler ama sonra...
Oh, so you're looking for him, huh? - Hell yeah.
- Yani onu arıyorsunuz öyle mi?
Why you looking for him?
Onu niye arıyorsunuz?
Why are you looking for him?
Onu neden arıyorsunuz? - Evine döndüğünü nereden biliyorsunuz?
= Why are you looking for him?
Neden? Ona söylemen gereken bir şey mi var?
Oh, looks like we're not the only one looking for him.
Onu arayan tek biz değilmişiz gibi görünüyor.
So why are you looking for him?
Öyleyse neden onu arıyorsun?
Yeah, we've been looking for him.
Biz de onu arıyoruz.
Heard you were looking for him.
Onu aradığınızı duydum.
- No, no one's looking for him.
- Hayır. Kimse onu aramıyor. - Sen arıyorsun.
- Somebody's looking for him.
- Birisi onu arıyormuş.
Or you already know who the shooter is, and your boys are out looking for him.
Ya da katilin kim olduğunu biliyorsundur ve adamların onu arıyordur.
So you went out looking for him?
Yani adamı aramaya çıktın.
The Americans are looking for him right now, here in Australia.
Şu an Amerikalılar onu aramak Avustaralya'dalar.
We've been looking for him, but he's not in the system.
Onu aradık ama sistemde kayıtlı değil.
He knows we're looking for him.
Onu aradığımız biliyor.
He wanted to meet you both, but there were too many people out looking for him, so he went back to Dobbs'.
Sizinle buluşacaktı ama onu arayan çok fazla insan vardı... -... o yüzden o da Dobbs'a gitti.
Lovato's out looking for him.
Lovato onu arıyor.
I've been driving around for hours looking for him.
Saatlerdir civarda onu arıyordum.
We're looking for him.
Onu arıyoruz.
- Looking for him.
- Onu bulmaya.
We've got people looking for him.
- Onu aramak için adam görevlendirdik.
But instead of looking for him, you... you brought magic.
Fakat onu bulmak yerine buraya sihir getirdin.
All right, look, you guys stay here and keep looking for him in case he shows up.
Pekâlâ, ortaya çıkma ihtimaline karşı siz burada kalın.
I went looking for him in the locker room.
Onu aramak için soyunma odasına girdim.
Lieutenant Provenza, let's start looking for Mr. Zapata right now and contact our FBI liaison, since they seem to want him, too.
Komiser Provenza, hemen Bay Zapata'yı aramaya başlayalım. Ve FBI'daki bağlantımızla haberleşelim. Sonuçta onlar da adamı istiyor.
It's old news to him, so if you're looking for the teary redemption interview,
Bu onun için geçmişte kaldı. Göz yaşları içinde bir söyleşi yapacağını düşünüyorsan istediğini alabileceğini sanmam.
This kid, he's just looking for answers to why his old man died, and he felt like nobody would listen to him.
Bu çocuk sadece babasının niye öldüğünü öğrenmek istiyor, ve kimsenin onu dinlemeyeceğini düşünüyor.
Because to me, you know, respectfully I was looking out for the team. I didn't want to kill him.
Çünkü bence tüm saygımla söylüyorum takım için en iyi olan neyse onu yaptım.
Thank you for looking after him.
- Ona baktığınız için teşekkür ederiz.
Federico has thrown him out for looking at other women.
Başka kadınlara baktığı için Federico evden kovmuş.
I'm looking after his baby boy for him while he's away.
O olmadığı zamanlar onun çocuğuna bakıyorum.
Mr. Dozier, we're looking for your son because we want to, uh, talk to him about, um, uh, uh...
Bay Dozier, oğlunuzu arıyoruz, çünkü onunla şey hakkında...
They were looking to bring him in, he was looking for a way out, things went bad fast.
Onlar onu tutuklamaya o da çıkış yolu bulmaya çalışıyordu ve işler sarpa sardı.
Your person of interest, Eddie Dal Bello, we've been looking at him for sometime.
Sizin aradığınız, Eddie Dal Bello'yu bir süredir izliyorduk.
He's looking for a lawyer, you can help him.
Avukat arıyomuş, bizim Ali anlar dedim.
What do you keep looking at him for?
Niye ona bakıp duruyorsun?
I like the thought of Pete looking out for him.
Pete'in onu kollayacağını düşünmen çok hoşuma gitti.
Now Celeste has absolutely no idea that Paolo's even looking for her, and she won't know to meet him at Kismet, and that just breaks my heart.
Paolo'nun onu aradığından Celeste'nin haberi bile yok, ayrıca onu Kismet'te beklediğini de bilmiyor ve bu beni çok üzüyor.
If we stay the whole time with these cherry fantasies, we're going to raise suspicion when we are looking for information about him.
Böyle kiraz çiçeği gibi etrafta dolaşırsak Z'in yerini öğrenmeye çalışırken epey dikkat çekeriz.
Life must've been hard for him, always looking over his shoulder to see if somebody else was coming for him.
Bu olaydan sonra hayatı zorlaşmış olmalı. Biri gelir mi diye sürekli arkasını kollamış olmalı. Ömür boyu damgalanması da cabası.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]