Make your mind up Çeviri Türkçe
901 parallel translation
You just have to make your mind up.
Kendini buna inandırırsan, oluyor.
"l didn't mean that you must make up your mind on the spot, but promise me to listen to your heart, and we can talk again."
Kafanı hemen toparlamanı kastetmedim ama bana kalbini dinleyeceğine söz ver... bu şekilde yeniden konuşabiliriz.
"Make up your mind!"
"Karar ver!"
Make up your mind.
Bir karar verin artık!
I wish you'd make up your mind, Effie.
Keşke bir karar verebilsen, Effie.
Make up your mind just who she's going to marry.
Kiminle evleneceği konusunda kafanı toparla.
Well, make up your mind.
- Emin değilim. Kafanı iyi toparla.
Well, man, make up your mind.
Dostum, kafanı toparla artık.
Did you make up your mind, dear, where you want to go?
Nereye gitmek istediğine karar verebildin mi tatlım?
I'm giving you till 20 to make up your mind!
Karar vermeniz için 20'ye kadar sayacađým!
Make up your mind.
Kararınızı verin.
And don't make up your mind about this dress... because I've got another one in there I want you to see.
- Tek isteğim ışıkları kapatmak. Bence bu iş hiç de sana göre değil.
You make up your mind right now.
Kararını hemen şimdi vereceksin.
You just make up your mind you're going to get there.
Bir kere karar verirsen başarırsın.
Are you doing that on purpose, or cant you make up your mind?
Bunu bilerek mi yapıyorsun, yoksa karar veremiyor musun?
So just make up your mind, old man.
Aklını başına topla, ihtiyar.
Make up your mind.
Aklını başına topla.
So from now on, Mr. Bomasch, you've got to make up your mind... whether to keep your armor plating or let it go rusty.
Şu andan itibaren Bay Bomasch zırh levhalarını koruma veya paslanmaya bırakma konusunda bir karara varmanız gerekiyor.
Thirty's about time to make up your mind, and I'm nothing of the sort, not Connor.
30 yaş karar vermek için uygundur, ve ben hiç öyle değilim, Connor değil.
The time to make up your mind about people is never.
İnsanlar hakkında karar verme zamanı yoktur.
You can make up your mind you ain't gonna be.
Olmayacağınıza kendinizi alıştırabilirsiniz.
It's wonderful how you make up your mind so quickly.
Bu kadar çabuk karar verebilmen harika bir şey.
All you got to do is make up your mind and stick to it.
Yapmak için yalnızca aklına koy ve tasarla.
Just make up your mind.
Sadece düşündüğünü yap.
You must make up your mind to...
Kararını vermelisin...
Come, make up your mind!
Haydi, kararınızı verin artık!
Oh, it's not so hard once your mind is make up,
Ah, bir kere karar verdiniz mi gerisi kolay
Come on, make up your mind.
Hadi, kararını ver.
Fay, don't make up your mind too quickly.
Fay, bu kadar acele karar verme.
Christine, you'll have to make up your mind finally and irrevocably between the two of us.
Christine, ikimiz arasında karar vermen gerekecek.
When you make up your mind, you lose your head.
Bir şeye karar verince gözün dönüyor.
You gotta make up your mind, and I'm gonna see that you do it now.
Kararını vermelisin, hem de hemen.
All right, Lola, make up your mind.
Peki, Lola, karar ver.
I know that you went away to make up your mind... whether you'd marry Shelby Carpenter or - or not.
Buradan, Shelby Carpenter ile evlenip evlenmeme konusunda kararınızı vermek üzere ayrıldığınızı biliyorum.
You don't have to make up your mind right away.
Kararınızı şimdi vermek zorunda değilsiniz.
Pierce or Beragon? Make up your mind.
Pierce mi, Beragon mu?
Can't you make up your mind to do something?
Bir şey yapmaya karar veremiyor musun?
Look, mister, I'm standing here waiting for you to make up your mind.
Bak bayım, karar vermeni bekliyorum.
So, did you make up your mind?
Aklın başına geldi mi?
Either you make up your mind to go away permanently or, if you like, you stay and let me go.
Ya sen buradan temelli gitmeye karar verirsin ya da istersen sen kalırsın, ben giderim.
I prefer that you make up your own mind, son... but if you can't, I won't wait long.
Kendi kararını vermeni tercih ederim, evlat ama veremiyorsan, fazla bekleyemem.
But you've gotta make up your mind now.
Ama kararını hemen vermelisin. Şimdi.
You make up your mind too quickly about people, Mr. Green.
İnsanlar hakkında fazla hızlı karar veriyorsunuz, Bay Green. En azından kadınlarla ilgili.
I wish you'd make up your mind what you want me to be.
Ne olmamı istediğin konusunda kararını verebilmiş olsaydın keşke.
Make up your mind. - Get him out.
Kararını ver!
Please make up your mind.
Karar ver lütfen.
Make up your mind.
Kararını ver.
Ernie says you can't make up your mind about working for me.
Ernie benim için çalışmak istediğinizi söyledi. Evet, ona öyle söyledim.
You make up your mind yet, Ficco?
Kararını verdin mi, Ficco?
So if you do make up your mind to talk, you'd better say your prayers first.
Eğer konuşmaya karar verirsen, önce dualarını etsen iyi olur.
If you'd just make up your mind to try to cooperate... with your husband and me in our plan of action.
Eğer siz de kocanızla birlikte oluşturduğumuz aksiyon planında işbirliği yaparsanız...
make your move 45
make your choice 53
make your mark 16
make yourself useful 91
make yourself comfortable 203
make yourself at home 414
make yourselves at home 87
make your point 24
make yourselves comfortable 43
make it happen 119
make your choice 53
make your mark 16
make yourself useful 91
make yourself comfortable 203
make yourself at home 414
make yourselves at home 87
make your point 24
make yourselves comfortable 43
make it happen 119
make some noise 52
make a wish 235
make it rain 28
make sense 40
make it count 38
make a difference 25
make it last 17
make me proud 45
make it work 61
make it up 16
make a wish 235
make it rain 28
make sense 40
make it count 38
make a difference 25
make it last 17
make me proud 45
make it work 61
make it up 16
make me happy 23
make it two 94
make me 142
make love to me 50
make a statement 17
make a decision 55
make a hole 97
make it stop 329
make it 257
make it look good 18
make it two 94
make me 142
make love to me 50
make a statement 17
make a decision 55
make a hole 97
make it stop 329
make it 257
make it look good 18