More days Çeviri Türkçe
2,745 parallel translation
We could stay there for a few more days.
Birkaç gün daha orada kalabiliriz.
I'm saying we could stay there for a few more days.
Birkaç gün daha orada kalabiliriz, diyorum.
Just two more days!
- Sadece iki gün daha.
We will, just a few more days.
Birkaç gün sonra olacağız.
Do I- - Yeah, you've got your arms and your legs, and everything you had yesterday, including some ugly looking plastic tubes sticking out of your chest, which we gotta keep in for a few more days.
- Benim...? - Evet, kolların ve bacakların yerinde,... ve vücudundaki her organın sapasağlam,... sadece göğsünden içeriye, küçük plastik tüp yerleştirdik,... birkaç gün orada kalması gerekiyor.
- Uh... You swallow it over, three days and you start to, you know, pass it then you just slowly, slowly pull it out of you over three more days.
Yutuyorsun ve üç gün falan sonra işte şey, çıkmaya başlıyor sonra da üç gün daha yavaş yavaş dışarı çekiyorsun.
Can we please just pretend for a few more days?
Bir kaç gün daha öyle davransak olmaz mı?
Two more days schlepping around in these puppies and I'll feel like I'm walking down the aisle in my slippers.
İki gün daha bu topuklarla gezersem, mihraba terliklerle yürümek
So, baby, I've been thinking that maybe we stayed here a couple more days.
Bebeğim, düşündüm de belki burada birkaç gün daha kalırız.
We have two more days of tech, and then previews start on Monday.
2 gün daha prova yapacağız ve galamız pazartesi günü.
I may stay a few more days...
Bir kaç gün daha kalabilirim...
Only a couple more days till you're a fourth grader.
Birkaç gün sonra 4. sınıfa geçeceksin.
[BERTA GROANS] Just a few more days.
Sadece... birkaç gün daha.
It's four more days.
4 gün daha sabret.
Look, I-I just need a few more days, I promise.
Bak, sadece bir kaç güne daha ihtiyacım var, söz veriyorum.
Just a couple more days.
Her şeyi. Sadece birkaç gün daha.
Tell Happy that, uh, we're going to have to keep the guns at his aunt's house a couple more days.
Happy'e, silahları birkaç gün daha halasının evinde tutacağımızı söyle.
All's I need is 30 more days. I am sorry.
Tek ihtiyacım olan bir ay daha.
Put up with more and more days like this.
Bunun gibi günleri çok yaşadık.
THEY JUST TAKE IT BACK IN THE MORNING, THEN YOU'RE STUCK FOR SIX MORE DAYS
Sabahları laflarını geri alırlar sonra da... 7 günlük yat gezisinde
I know it's two more days till your birthday, but by then the whole world could be over.
Biliyorum, doğum gününe iki gün daha var, ama o zaman kadar dünyanın sonu gelebilir.
You should be resting- - six more days, not including the weekend.
İstirahat ediyor olman lazımdı. 6 gün daha, hafta sonu dahil değil.
I just need my bitches to get along for a couple more days.
Kaltaklarımın birkaç gün daha anlaşması gerek.
After eight years, what's two more days?
8 yıldan sonra, 2 günün lafı mı olur?
You got to rest up a couple more days.
Bir kaç gün daha dinlenmen gerek.
it probably takes 2 more days...
İki günümüzü daha alacak...
- Six more days of bliss.
- Altı gün daha mutluluk.
They were sighing for the old days at dinner, but all I could think about was how much more I want from life now than I did then.
Yemekte eski günleri anıyorlardı ama tek düşünebildiğim o zamandan beri hayattan ne kadar çok şey beklediğimdi.
If I was a good son, that maybe one of the guys you brought home would hang around for more than a coup o of days.
İyi bir oğul olsaydım, seni eve getiren o adamlar belki evde bir kaç gün takılıp giderlerdi.
The bruises are still green, which means they're no more than 8 days old.
Yaralar hala taze, yani 8 günden fazla olamaz.
I shouldn't be gone more than four or five days.
En fazla dört ya da beş gün sonra gelirim.
And I'm gonna spend the rest of my days being be more like cousin...
Ayrıca sizi temin ederim ki ; ben de geri kalan günlerimi onun gibi olmaya çalışarak geçireceğim. Kuzenim Adam.
I think if you spend your days designing ever more effective ways to blow people up, stuff's bound to come back to you.
Hayatını, insanları havaya daha iyi nasıl uçuracağını tasarlamakla geçiriyorsan yaptıkların gelip seni bulacaktır.
Beside, I need more of a spiritual connection these days.
Bu günlerde daha çok manevi bağlantıya ihtiyacım var ayrıca.
And suddenly my days are nothing more than driving from one soccer game to the next, and I just can't handle that right now.
Bir gün bir bakmışsın hayatın bir futbol maçından diğerine gitmekten ibaret ve ben şu anda bununla başa çıkamam.
I was gonna give him a couple more and then send him to you. Three days.
- Bir kaç saat daha tutup sana yollayacaktım. - 3 gün.
There are many instruments in the square, and it's more full here than it has been in days.
İnsanlar dans edip şarkı söylüyor. Meydanda bir sürü enstrüman var. Geçtiğimiz günlere oranla çok daha kalabalık.
Absolutely. You didn't have the heart to say, "You do realise cars like that are worth a lot more these days"?
Arabasının son günlerde çok daha iyi bir para edeceğini söylemedin, değil mi?
He's been back three days, and it's gonna take a little more time until he's willing to come out of his shell, let alone his house.
3 gündür burada, kabuğundan çıkması biraz zaman alacaktır, adamın evini rahat bırakın.
And he chose this spot, Jebil Nur, which is a hill far up and a really challenging climb up from the city down below. He would climb all the way to the very top, to a cave, known as Gar Hira, and it was there that he would spend hours, in fact, whole days and nights, in ever more intense and fervent meditation.
Ve tam burayı, dik bir tepe olan ve tırmanması gerçekten çok zorlu olan Nur Dağı'nı seçiyor, tam zirvedeki Hira Mağarası'na tırmanıyor ve saatlerini, hatta günlerini orada geçirerek yoğun bir tefekkür yaşıyordu.
Your health is more important than football. He'll be okay by Friday, right? Two whole days off.
Sağlığın futboldan çok daha önemli. 2 gün izinle cuma gününe kadar iyileşir, değil mi?
Dr. Rosen still owns me two more vacation days.
Dr. Rosen'in bana iki tatil günü borcu var.
Some days it's more than that.
Bazı günlerse bundan daha fazlasıyla.
Three days later a coral-coloured letter tells me that his journey will stretch for some time more.
Üç gün sonra mercan rengi mektup, yolculuğun biraz daha uzadığını söyler bana.
Pigeons seem to walk about more than I've been doing the last two days.
İki gündür güvercinler bile benden daha çok yürümüştür.
She and Bobby have been marinating in that tub for days! "Send more bath oil." Elka.
"Daha banyo yağı gönder." Elka.
What happened, Walter, is that, unfortunately, in our country these days, more than 50 % of marriages now end in divorce, and sadly, mine was on that side of things.
Şu oldu Walter, maalesef, günümüzde ülkemizde evliliklerin % 50'den fazlası boşanmayla sonuçlanıyor ve ne yazık ki şimdi benimki de o kısımda.
Look, Peanut, first of all, the more politically correct term these days is Native American.
Bak Peanut, ilk olarak Yerli Amerikalı bugünler için daha doğru bir politik terim
She is also more jovial these days.
Bugünlerde neşesi yerinde.
Hasn't been in there more than a couple days.
En fazla birkaç gündür orada.
- That's two more days.
- İki gün daha fazla.
days 2668
days left 44
days ago 298
days remain 20
days a year 35
days now 26
days later 66
days a week 26
days and 46
more or less 614
days left 44
days ago 298
days remain 20
days a year 35
days now 26
days later 66
days a week 26
days and 46
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than you can imagine 30
more than ever 118
more than anything else 28
more than me 30
more than enough 37
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than you can imagine 30
more than ever 118
more than anything else 28
more than me 30
more than enough 37