More than you Çeviri Türkçe
31,016 parallel translation
Well, you better think about this move more than you thought about the last one.
Bu hamleni bir önceki hamlenden daha iyi düşünsen iyi edersin.
I fall for it every morning. Hey, I need it more than you do.
Hey, benim ona senden daha çok ihtiyacım var.
I'm guessing that was more than you bargained for.
Bunun pazarlık etmekten daha fazlası olduğunu düşünüyorum.
More than you can possibly imagine.
Hayal edebileceğinden daha fazla.
You're not gonna change their hearts, any more than you're going to change the hearts of the spoiled rich who pay good money to see blood spilled.
Onların fikirlerini değiştiremezsin. Tıpkı kan görmek için para ödeyen zengin züppelerin fikirlerini de değiştiremeyeceğin gibi.
Keep people from finding out the newest celebrity baby names or how much money Cat spent at Barney's, which is a lot more than you think.
En yeni bebek isimlerini insanlardan korumak için ya da Cat'in Barney'de ne kadar para harcadığını korumak için düşündüğünden çok daha fazlayı.
- No. I'm looking to stop you before you harm our world any more than you already have.
Zaten zarar görmüş dünyamızın daha fazla zarar görmesini engellemek istiyorum.
You want to go back to the days of military weakness, caring more about criminals than victims?
Askeri olarak zayıf olduğumuz, suçlulara kurbanlardan çok özen gösterdiğimiz günlere geri mi dönelim?
Next time you see me I'll be in a suit three times more expensive than yours.
Beni bir sonraki görüşünde seninkinden üç kat daha pahalı bir takım giyiyor olacağım.
'Cause it sounded like you just said that think that you told me was rock solid was nothing more than a bucket of shit.
Çünkü çok sağlam dediğin anlaşma bana saçmalıktan ibaretmiş gibi geldi.
It's gonna take a hell of a lot more than a shark to keep me away from you.
Beni senden uzak tutmak bir köpek balığından daha fazla cehenneme dönecek.
You're more than just a climate refugee looking for a handout.
Sen sadece sadaka isteyen bir iklim mültecisi değilsin.
You're worth more than that.
Bundan daha değerlisin.
You understand there's nothing more in the world I want to do than go pick berries with you.
Dünya'da seninle yabanmersini toplamaktan çok yapmak istediğim bir şey yok, biliyorsun.
I'm not pointing fingers, but you more than likely would have her back now if you hadn't made a liar out of me.
Sizi suçlamıyorum ama beni yalancı olarak nitelendirmeseydiniz şimdiye kadar çoktan kıza kavuşmuştunuz.
Even more than I love you.
Seni sevdiğimden daha fazla hem de.
Do not think your velvet tongue and purple cockhead are enough to make you any more than that.
Kadife dilinin ve aletinin seni bundan fazlası yapacağını düşünme.
Now, let me ask you something else, judgmental motherfuckers, what's more important than screen time, huh? Trespasser.
Şimdi, sana başka bir şey soracağım, yargılayıcı orospu, ekranda ne zaman daha önemlidir, hı? Günahkar.
You're nothing more than a bunch of pig fucking psychopaths!
Siz sadece bir avuç lanet domuz psikopatlarından başka bir şey değilsiniz!
I want to have a baby with you more than anything, but what I don't want are any of these options.
Bir bebek sahibi olmayı her şeyden daha çok istiyorum ancak bu seçeneklerin hiçbirini istemiyorum.
Sounds like you're more afraid of her than I am.
Sanki ondan, benden korktuğundan daha fazla korkuyor gibisin.
It's contained a lot more dangerous people than you.
- Senden daha tehlikeli insanları tutabildi.
Your brother loves you more than anything.
Ağabeyin seni her şeyden daha fazla seviyor.
You know he's more than that, what he's capable of.
Bundan daha fazlası olduğunu, yapabileceği şeyleri biliyorsun.
I think I'm just taking this more seriously than you are.
Sanırım ben bu işi, senden daha çok ciddiye alıyorum.
One day, you'll finally realize you can no more rid yourself of your darkness than I can.
Bir gün anlayacaksın ki karanlığı içinden, tıpkı benim gibi... sen de tamamen atamayacaksın.
We are way above the Arctic Circle, and if you put your hand in the water, you would not be able to stand it for more than 5 minutes,
Kuzey Kutup Dairesi'nden çok daha ilerideyiz. Elinizi suyun içine sokarsanız beş dakikadan fazla dayanamazsınız.
Every day I send you a thousand times more power than you use in a year.
Her gün sana bir yılda kullandığının bin katı elektrik gönderiyorum.
Because you're building bigger, you're building more and using much more than before.
Çünkü daha büyük inşalar yapıyorsunuz. Daha çok inşa edip eskiye nazaran daha çok harcıyorsunuz.
And you better be a whole lot more worried about that than a few ATF agents knocking'at your door.
Bir kaç ATF ajanının kapı kırmasından daha fazlası için endişelenmeye başlasan iyi olur.
I love you all more than anything.
Sizi her şeyden çok seviyorum.
If you swipe to page 23 of the attached memo, you'll see that our offer is more than generous.
Eğer 23. sayfadaki ekli nota bakarsanız, önerimizin cömertten de öte olduğunu görürsünüz.
I'm afraid you're gonna have to give me more than that.
Korkarım ki bana bundan daha fazlasını vermen gerekiyor.
And another thing I do know is that you saved more lives than your own.
Ve bildiğim bir diğer şey kendinden çok daha fazla hayatı kurtardın.
Can you believe that JJ thinks that man knows him better than I do and that he's more fun?
JJ'in o adamın onu benden daha iyi tanıdığına ve daha eğlenceli olduğunu düşündüğüne inanabiliyor musun?
Never felt more alive than when he died in front of you.
Gözlerinin önünde öldüğünde kendimi hiç o kadar canlı hissetmemiştim.
It does if you're calling more than one.
Birden fazla peyda ediyorsan, var.
You know, I figured there's nothing I like to do more than fight for you.
Biliyor musun, senin için savaşmaktan başka hiçbir şeyin beni bu kadar mutlu etmediğinin farkına vardım.
What you're seeing, gentlemen, is a new type of atomic device called a hydrogen bomb... with a magnitude a thousand times more powerful than anything in our arsenal.
Gördüğünüz şey, beyler, hidrojen bombası olarak adlandırılan yeni bir tür atom bombası... bizim silahlarımızdan bin kat daha güçlü bir büyüklükte.
This might be a bit more hectic than you're used to.
Alıştığınız tempodan daha yoğun gelebilir.
So you're saying she's a lot more experienced than the President?
Yani diyorsun ki Başkandan çok daha fazla deneyimi vardır.
I-I'm gonna need to count on you in more ways than ever.
Sana daha önce hiç olmadığı kadar güvenmek zorundayım.
Hitting the hottest clubs, the finest honeys, making more cheddar than any of you hedge fund chumps back home.
En afilli kulüplerde, en güzel hatunlarda takılırız,... senin saçma sapan serbest fonundan daha fazla şans yaratırız kendimize.
Well, unfortunately, you don't have clearance for more than that.
Maalesef bundan daha fazlası için yetkiniz yok.
You know, you are a pain in my ass more often than you're not? But you are also passionate and persistent.
Sandığından daha çok başıma bela oluyorsun ama aynı zamanda tutkulu ve ısrarcısın.
And I am starting to realize more than I ever wanted to that doing the right thing doesn't always make you feel good.
Şimdi, sürekli doğru olanı yapmanın her zaman iyi hissettirmediğinin her zamankinden daha çok farkına vardım.
You, more than anyone, must understand that.
Bunu herkesten çok senin anlaman lazım.
Perhaps you better take more than a day off, Dr. Jones.
Belki de birkaç gün izin alsanız iyi olur, Dr. Jones.
If you want me to drop my prime murder suspect, you gotta give me more than that.
Bir numaralı cinayet sanığımdan vazgeçmemi istiyorsan bundan fazlasını vermen gerek.
He'd be more than happy to explain to you why that would be the worst career mistake of your life.
Bu yaptığınızın neden kariyerinizin en büyük hatası olduğunu açıklamaktan mutluluk duyacaktır.
He's more than happy to speak with you and your supervisors.
Sizinle ve amirlerinizle konuşmaktan mutlu olacaktır.
more than you know 97
more than you think 24
more than you can imagine 30
more than you'll ever know 22
more than ever 118
more than anything else 28
more than me 30
more than enough 37
more than anything 252
more than likely 53
more than you think 24
more than you can imagine 30
more than you'll ever know 22
more than ever 118
more than anything else 28
more than me 30
more than enough 37
more than anything 252
more than likely 53
more than once 124
more than anything in the world 53
more than that 286
more than a few 27
more than a little 19
more than anyone 57
more than one 77
more than usual 36
more than 287
than you 18
more than anything in the world 53
more than that 286
more than a few 27
more than a little 19
more than anyone 57
more than one 77
more than usual 36
more than 287
than you 18
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you suck 398
you can do it 1412
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you suck 398
you can do it 1412
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
your phone 169
you're cute 195
your honor 7894
yourself 387
your hat 64
your own 34
yours 1007
you bitch 789
you okay 9168
your phone 169
you're cute 195
your honor 7894
yourself 387
your hat 64
your own 34
yours 1007
you know that 5741
you tell 24
younger 104
youn 21
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
you don't want to talk to me 24
you tell 24
younger 104
youn 21
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
you don't want to talk to me 24