My dear man Çeviri Türkçe
216 parallel translation
( CHUCKLES ) We're not pirates, my dear man.
Bizler korsan değiliz, sevgili arkadaş.
My dear man, nothing at all.
Sevgili arkadaşım, hiçbirşey.
My dear man, you cali that Ia business proposition? I
Sevgili dostum, sen buna bir iş teklifi mi diyorsun?
My dear man, be reasonable!
Sevgili dostum, mantıklı olalım!
Right. But my dear man, Cleopatra wasn't Angel.
Haklısın sevgili dostum, ama Kleopatra Meleğim değildi.
But, my dear man, can't you see that if I even for a moment thought of doing such a thing....
Fakat bayim, anlamiyor musunuz, bunu kabul etmeyi... sadece bir an düsünsem bile...
Oh come now my dear man.
Oh, yapmayın, sevgili dostum.
You have every right, my dear man, and so do I... so we're even.
Sizin her türlü hakkınız var, benim de ; yani eşit durumdayız.
My dear man, it's entirely my fault and I apologize.
Sevgili dostum, benim hatamdı, özür dilerim.
My dear man!
Durun, yapmayın.
I don't need to speak to anyone, my dear man.
Kimseyle konuşmaya ihtiyacım yok, sevgili dostum.
My dear man, I am the police.
Sevgili dostum, ben polisim.
Because my dear man,
Çünkü benim size sunduğum...
Credo ut intelligam, my dear man.
Credo ut intelligam, sevgili dostum.
My dear man, crowned heads are free to play a little game of courtesy, but nations owe one another none.
Sevgili adamım... Taçlı başlar küçük saygı oyunları oynamak için özgürdür, ama ulusların başka uluslara hiçbir borcu yoktur.
My dear man, mrs.
Bayan Ward size şunu söylemeye çalışıyordu.
The poorest man in London is now bankrupt, my dear Peachum, and is just another poor devil.
Londra'nın en fakir adamı iflas etti sevgili Peachum ve sadece zavallı bir fakir.
If you don't have the ace of hearts, my dear, you're a lost man.
Eğer elinde kupa ası yoksa sevgilim kaybedersin.
My dear Mr. Chambers, I have come here to speak to you man to man.
Sevgili Bay Chambers, buraya sizinle erkek erkeğe konuşmaya geldim.
I'm the sort of man you like, my dear.
Hoşlandığın tip bir adamım.
Correct, my dear idiot wife. I did nothing because that man is Duke Mantee.
Doğru, aptal karıcığım. Bir şey yapmadım çünkü o adam Duke Mantee.
I suppose I'm an old man, my dear, but some of it seems like going too far.
Ben yaşlı bir adamım hayatım ama bazı şeylerde abarttığımızı düşünüyorum.
That, my dear Conway, is the story of a remarkable man.
İşte bu, sevgili Conway, olağanüstü bir adamın hikayesi.
But, my dear young man, you will miss your tongue in many ways.
Yapma, dilinin eksikliğini hep hissedeceksin. Dilim kalabilir.
Never wait for a man, my dear.
Asla bir adam için bekleme, canım.
Nonetheless, my dear Thorndike, I should've recognized you on sight - a man whose brother was a guest in this house only last September.
Yine de, sevgili Thorndike, seni görür görmez tanımalıydım daha geçen Eylül burada misafir olan birinin kardeşisin.
Obviously, my dear Thorndike, such a man cannot be allowed to live.
Çok net, sevgili Thorndike, böyle bir adamın yaşamasına izin verilemez.
My dear, I know what eats a man who has endured the tension of war for years.
Yıllarca savaşın gerilimlerini yaşamış bir insanın nasıl hissettiğini bilirim.
My dear woman, we can't bury this man without prayer.
Hanımefendi bu adamı dua etmeden gömemeyiz.
Father of gods, this man hath stricken blind my dear son Polyphemus.
Tanrıların babası, bu adam sevgili oğlum Polyphemus'un gözünü kör etti.
After 20 years with the Paris Opera, a man is capable of anything, my dear Amiot.
Paris Operasında 20 yıldan sonra, bir adam her şeyi yapabilir, Amiot.
My dear child, I'm an old and sick man.
Sevgili çocuğum, yaşlı ve hasta bir adamım.
My dear, what a nice-looking man.
Ne yakışıklı adam.
[Man's Voice] Dear Madam, My name is Dean.
Sevgili bayan, benim adım Dean.
Well, you see, my dear, Mr. Lermontov is a very busy man.
Canım, gördüğün gibi Bay Lermontov oldukça meşgul bir insan.
My dear young man, as Catherine's father, I hope I have a just appreciation of her many good qualities.
Sevgili delikanlı, Catherine'in babası olarak onun takdir ettiğim pek çok iyi yönü var.
You try too hard to understand what's going on, my dear young man, and that's a serious mistake.
Neler olduğunu anlamak için çok uğraşmalısınız, sevgili delikanlı ama bu ciddi bir hata olur.
My dear señora Antonini where I come from a man's money is his own.
Sevgili bayan Antonini geldiğim yerde, bir adamın parası kendisine aittir.
My dear, I'm an old man.
Sevgili, ben yaşlı bir adamım.
My dear Myriame, any man can play the fool once, no more. Unless he enjoys the role.g
Sevgili Myriame, erkek bir kez aptallık yapar, iki kez değil, tabii bu hoşuna gitmiyorsa.
My dear young man, if I wished to put you against Mike I would tell you, follow the old woman with his cane.
Evlat, eğer seni Mike'la karşı karşıya getirmek isteseydim sana şu bastonlu yaşlı kadını takip etmeni söylerdim.
Is it possible that I, Natasha, will be the wife of this strange, dear man, whom even my father looks up to?
Ben Nataşa'nın bu garip, saygın adamın karısı olmam mümkün mü, babamın dahi saygı duyduğu?
But my dear young man, politics are necessary.
Genç bey, politika gereklidir.
You see, my dear, your man turns out to be not a man after all, but an hysterical child.
Görüyorsun, tatlım, senin erkeğin bir de bakıyorsun erkek değilmiş, kaprisli bir çocukmuş.
Just moments ago I met you as a very old man, my dear professor.
Sadece saniyeler önce, size çok yaşlı bir adam olarak rastladım, sevgili profesör.
But tell me, my dear sir, man to man, do I die here in your presence?
Ama söyleyin bana, sevgili bayım, erkek erkeğe,... burada sizin önünüzde ölüyor muyum?
My dear Edward, just the one man I was hoping to run into.
Dostum Edward, tam da rastlamak istediğim adam.
My dear Paul, that is the one talent you really do have you can spend money faster than any other man in London.
Paul dostum, bu gerçekten sana özgü bir yetenek olmalı Londra'daki en hızlı para harcayabilen adam sen olmalısın.
War, my dear friend, is an experience without wich a man cannot say he is a man.
Savaş, sevgili dostum, bir adamın ben erkeğim diyebileceği bir deneyimdir.
My dear young man, in this loft, nobody lives!
"Sevgili genç adam, bu çatı katında hiç kimse yaşayamaz!"
My dear young man, only the other day His Excellency, the German ambassador in Rome assured me that Herr Hitler had no more territorial claims in Europe.
Sevgili genç adam, daha geçen gün Ekselansları Alman Büyükelçisi, bana Roma'da bizzat güvence verdi Herr Hitler'in Avrupa'da daha fazla toprak talebi olmayacakmış.
my dear 4216
my dear friend 145
my dear brother 42
my dear sister 34
my dear lady 50
my dear mother 17
my dearest 65
my dear husband 20
my dear friends 54
my dear cousin 20
my dear friend 145
my dear brother 42
my dear sister 34
my dear lady 50
my dear mother 17
my dearest 65
my dear husband 20
my dear friends 54
my dear cousin 20
my dear son 50
my dear girl 54
my dears 83
my dear children 17
my dearest friend 17
my dear fellow 167
my dear doctor 39
my dear chap 50
my dear sir 70
my dear boy 152
my dear girl 54
my dears 83
my dear children 17
my dearest friend 17
my dear fellow 167
my dear doctor 39
my dear chap 50
my dear sir 70
my dear boy 152
my dear mr 32
my dear mrs 20
my dear child 71
dear man 23
manda 42
mania 33
mani 42
mano 100
mandarin 19
mans 17
my dear mrs 20
my dear child 71
dear man 23
manda 42
mania 33
mani 42
mano 100
mandarin 19
mans 17
management 67
manning 138
manual 26
manslaughter 67
mange 18
manuel 198
manu 88
manuela 81
manolo 90
manly 29
manning 138
manual 26
manslaughter 67
mange 18
manuel 198
manu 88
manuela 81
manolo 90
manly 29