English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ M ] / My dear son

My dear son Çeviri Türkçe

250 parallel translation
Father of gods, this man hath stricken blind my dear son Polyphemus.
Tanrıların babası, bu adam sevgili oğlum Polyphemus'un gözünü kör etti.
" My dear son,
" Sevgili oğlum...
Good-bye, my dear son.
Hoşça kal, canım oğlum.
What misfortune we've had, my dear son.
Evet. Biz ne talihsiz bir aileyiz böyle güzel oğlum.
Ciro, my dear son, tell me... Tell me, is it all my fault?
Söyle bana canım söyle benim güzel oğlum benim suçum mu bütün bu olanlar?
FOR MY DEAR SON-IN-LAW
SEVGİLİ DAMADIM İÇİN
God bless you, my dear son.
Allah selamet versin, canım oğlum.
"My dear son."
"Sevgili oğlum."
My dear son,
Sevgili oğlum,
- My dear son.
- Sevgili oğlum.
My dear son.
Sevgili oğlum.
My dear son, you are big now!
Sevgili oğlum, artık büyüdün!
My dear son...
Sevgili oğlum...
- My dear Vronsky... has your liver been bothering you lately?
- Sevgili Vronsky son günlerde karaciğerin mi rahatsız?
You play a remarkably bad game of chess, my dear Anton.
Son derece kötü bir satranç oyuncususun sevgili Anton.
You see, my son is as dear to me as he possibly can be to you.
Oğlum benim için en az sizin için olduğu kadar değerli.
My dear lady, each day, for the last couple of months... this policeman is a walking right past my fruit stand.
Sevgili hanýmefendi, o polis son birkaç aydýr her gün... meyve tezgahýmýn önünden geçiyor.
Oh, please, let their bodies be found so that I can look on my dear Tom's face once more for the last time.
Lütfen, bedenlerinin bulunmasına izin ver. Ki, sevgili Tom'umun yüzüne son kez, bir kere daha bakabileyim.
My Dear Watson, I write these few lines through the courtesy of Mr. Moriarity who awaits my convenience for the final discussion of those questions which lie between us.
Değerli dostum Watson, Sana bu birkaç satırı, aramızdaki o cevapsız soruları son kez tartışmak için bekleyen Bay Moriarity'e nezaketen yazıyorum.
Tonight I am proud to announce the engagement of my daughter... to Harry Faversham... my dear old friend's only son.
Bu gece, kızımın, çok değerli dostumun... tek oğlu, Harry Faversham ile... nişanlandığını duyurmaktan onur duyarım.
Oh, my dear future son-in-law!
Oh, müstakbel damadım!
Oh, my dear, dear son-in-law!
Sevgili damadım!
And don't worry, my dear, you will have the last laugh.
Merak etme canım son gülen sen olacaksın.
Oh, my dear Miss Totten, you wouldn't discontinue your father's great gesture towards human enlightenment?
Sevgili bayan Totten babanızın, insanlığın aydınlanması için yaptığı bu harika jeste son veremezsiniz.
Not lunatics, my dear fellow, extremely astute, cold-blooded murderers.
Deliler değil, sevgili dostum, son derecede kurnaz, soğuk kanlı katiller.
Oh, my darling wife, dear Varvarushka, dear Vasilyevna, bear a son for me, like I am.
Oh, sevgili karım, sevgili Varvarushka, sevgili Vasilyevna, benim için bir oğul doğuracaksın, benim gibi.
"Dear son, I guess none of my letters have reached you."
" Sevgili oğlum, sanırım hiçbir mektubum eline geçmedi.
My dear lady, your Louise is a charming little creature... but we must try to examine the problem without prejudice or sentiment.
Sayın hanımefendi, kızınız Louise son derece sevimli bir varlık ama problemi herhangi bir önyargı ya da duygusallık olmadan çözmeliyiz.
It's enough that our son has been given back to us by you, my dear.
Oglumuzun bize geri verilmis olmasi yeterlidir, senin sayende, hayatim.
( Mrs. Sinclair ) Well, my dear, it's time for us to be off... and let these people attend to their last minute details.
Bizim için gitme zamanı ve bazılarının da son dakika işlerini halletme vakti.
A son I held very dear to my heart.
Çok sevdiğim oğlum.
Raised part of the time in my house, with my own dear son, Ari... and with my dear daughter, Jordana, who sits beside him in this place.
Büyükken büyük bir evin yarısını öz oğlum Ari ve burada yanımda oturan Jordana'yla beraber benim evimde geçirirdi.
- My dear professor we of Global News are perfectly delighted that one of our bright young men is going to represent us on your epic-making expedition.
- Sayın profesör... Başarılı gençlerimizden birinin... destansı gezinizde bizi temsil edeceğine Global News olarak son derece memnunuz.
" I have been under attack of late by my near and dear for what they consider my cruelty as a critic.
"Eleştirilerimi acımasız bulan yakınlarımın ve sevdiklerimin..." "... saldırıları altındayım son zamanlarda. "
I was thinking that if Reggie, my brother-in-law... If Reggie got hold of information like this information it's likely that would be the last time anyone would ever see or hear of dear old Reggie.
Birden aklıma geldi, Reggie, benim kayınbiraderim son görüşmemizde hiç kimsenin bilmediği müthiş bir şey bildiğini söyledi.
Dear Maria Gavrilovna, don't try to deprive me of my last consolation.
Maria Gavrilovna, beni son tesellimden mahrum bırakmayın.
-... my dear Grammont...
- bu son hazinemizi size...
Ogden, my dear boy, I haven't seen you since you were in swaddling clothes.
- Ogden, sevgili oğlum. Seni en son gördüğümde kundaktaydın.
After all that you've been through, my dear general, these past few months in Russia,
Özellikle Rusya'da son birkaç ayda yaşadığınız şeylerden sonra.
My dear, you must be terribly dedicated to your work... to wear an atrocious wig like that.
Hayatım, böyle berbat bir peruk taktığına göre... işine son derece sadıksın.
Dear Didier, who's the son of my good friends, the De Tartas who've done, who've known who've understood, who've felt...
Eski dostlarım De Tartas'ların oğulları Didier olgunlaştı, bilinçlendi anladı, hissetti...
My dear Rodya, It's over two months since I last had a talk with you in by letter, which has distressed me and even kept me awake at night, thinking.
Canım Rodya'm son mektubunun üzerinden iki ayı aşkın bir süre geçti.
It's just, we've lost a dear one, and my son was...
Evet. Az önce bir sevdiğimizi kaybettik ve oğlum...
They're horribly common, my dear Frederick.
Son derece bayağı insanlar, sevgili Frederick.
And what about my father, who was your son, and Germanicus, who was my dear brother - did you poison them?
Peki babam, senin oğlundu ve canım kardeşim Germanicus, onları sen mi zehirledin?
And, Noelle, we will have a last night to end all last nights, my dear :
Ve, Noelle, Tüm gecelerin ötesinde bir son gecemiz olacak, sevgilim.
Just sign on the last page, right on the bottom, my dear.
- Son sayfayı imzala gitsin.
Spoken with the utmost humility, my dear holmes.
Son derece tevazuyla konuşuyorsun, dostum Holmes.
Don't listen to them, son, don't listen, my dear.
Onları dinleme evlat, dinleme onları.
- My dear anglicised son-in-law... I'd rather tear down walls than defy the scriptures
Sevgili İngiliz damadım duvarları yırtmak yerine kutsal kitabı yırtmak isterdim.
You're quite right, my dear
Son derece haklısın canım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]