English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ M ] / My question is

My question is Çeviri Türkçe

951 parallel translation
All this is very nice, but my question is still unanswered.
Ah, bütün bunlar çok hoş ama sorum hala cevaplanmadı.
My question is clear.
Sorum gayet açık.
Now, my question is : if he really had killed his father, why would he come back home three hours later?
Şimdi, sorum şu : eğer gerçekten babasını öldürdüyse, çocuk neden üç saat sonra eve dönsün?
My question is how you can prove your sorcery works? That's easy.
Asıl sorun sizin gerçek bir büyücü olup olmadığınız o kolay!
Just understand, Cantrell... the question of being satisfied about my opinions is of no importance to me.
Şunu anla, Cantrell benim düşüncelerimin seni memnun edip etmemesi umrumda değil.
It is a question of my honor. It is very embarrassing.
Bu onurumun sorgulanmasıdır ve çok utanç vericidir.
I'm sorry, my dear, but this is a question that's bound to come up.
Özür dilerim canım, fakat bu gündeme gelecek bir soru.
Nice place to keep my records, but the question is, what about access?
Güzel bir saklama yeri. Birileri ulasirmi oraya
You see, Mr Candy, when our Embassy in Berlin reports to the Foreign Office in London that "a slight change of attitude is visible in the German nationals towards the Boer question", I have to report home that I have lost my position and am returning to the bosom of my family.
Bay Candy, Berlin'deki elçiliğimiz Londra'daki Dışişleri Bakanlığı'na Alman milliyetçilerinin, Güney Afrika meselesindeki tutumlarının değiştiğine yönelik haberi verdiğinde aileme mektup yazıp işimi kaybettiğimi ve onların yanına geri döneceğimi haber etmek zorundaydım.
It is not ours to question, my Lady.
Sorgulamak bize düşmez Leydim.
And now, my friend, what is your question?
Şimdi dostum, senin sorun nedir?
To put it in my own words... "To be or not to be, that is the question."
Kendi sözlerimle ifade edersem, "Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele."
It is quite important that you answer my question without prejudice.
Soruma önyargısız cevap vermeniz çok önemli.
Or I'll take a mental test, any question, like... what is my object in life?
Ya da bana bir zekâ testi uygula. İstediğini sor, mesela hayatta ne amacım olduğunu.
The question is, "Do you think my mother will recover from her present illness?"
Soru şu ; "Annemin mevcut hastalığından kurtulacağını düşünüyor musunuz?"
So my answer to the $ 64 question is :
O yüzden, en önemli soruya benim cevabım şu...
My lords, the question for Your Lordships is this...
Lordlarım, sizlere yöneltilen soru şudur :
My dear fellow, Gwendolen is my cousin... and before I allow you to marry her... you shall have to clear up this whole question of Cecily.
Gwendolen benim kuzenim. Onunla evlenmene izin vermeden önce, şu Cecily konusunu açıklığa kavuşturmalısın.
The plain facts of the case are these... on the morning of the day in question... a day that is forever branded on my memory...
Olayın gerçeği şöyle. Söz konusu olayın olduğu gün, ki o gün hafızama kazındı, her zaman olduğu gibi bebeği arabayla gezdirmek için hazırlandım.
My dear girl, you must see that this is quite out of the question.
Canım benim, bunun imkansız olduğunu anlamalısın.
- The word that answers my question, in all the armies of the world, is the word "obedience."
- Hangi kelime? - Sorduğum sorunun cevabı kelime, bütün dünyada ki ordularda yanıtı aynı olan, "İtaat" kelimesidir.
I know this is a strange question to greet you with... after having been so long away from you... but for Rhoda's sake and my sake, I must know.
Gelir gelmez sana bunu sormak tuhaf biliyorum hele senden bu kadar uzak kaldıktan sonra ama Rhoda ve kendim için, bilmem gerek.
There is no room in my tents for those who fear... or question my orders.
Benim yanımda korkakların işi yoktur. Kimse emirlerimi tartışamaz.
In my case, sir, the question is totally without meaning.
Benim durumumda bayım, bu sorunun hiçbir anlamı yok.
It's not a question of money. This is my stole.
Konu para meselesi değil, bu benim etolüm.
My dear Liza, it is not a question of impersonation.
Sevgili Liza, Sorun birinin yerine geçmek değil.
There's another question my mother wants cleared.
Annem sizin ne iş yaptığınızı sordu.
If my soul is content to be heathen and yours content to be Christian, let's not question flesh for wanting to remain flesh.
Eğer benim ruhumda kafirlik senin ruhunda da Hıristiyanlık varsa.... teni, başka bir teni arzuladığı için sorgulamayalım.
My sobriety is under question, but not in a way you think.
Ayıklığım tartışılıyor, fakat düşündüğünüz şekilde değil.
It is my duty to ask that question, because of them... and, the truth is, when one is here...
Onlar yüzünden sana bu soruyu sormak zorundayım..... ve işin doğrusu burada birisi olduğunda...
My conduct is not under question, and certainly not by you.
Bu mahkemedeki davranışım eleştiri konusu değil ama seninki kesinlikle öyle.
I cannot question this witness properly, if my every word is going to be examined!
Her sözcüğüm denetlenecekse bu tanığı düzgün sorgulayamam!
but my case is not a question of health.
Ama benim olayım sağlık sorunu değil.
My dear Heitz, that is hardly a fair question.
Sevgili Heitz, bu pek adil bir soru değil.
But, my little girl, it is out of the question for you to marry :
Fakat küçük kızım, senin evlenmenin konumuzla alâkası yok.
The question is how to get my hands on that cane.
Tek sorun sopayı nasıl ele geçireceğim.
Pardon my abrupt question, but is it true that doctors play no part in life and death?
Patavatsız sorumu bağışlayın ama doktorların yaşam ve ölüme en ufak etki etmedikleri doğru mu?
Whether or not I am the leader of fools is a question which often enters my mind.
Çoğunlukla, benim bu soytarıların lideri olup olmadığım sorusu aklıma gelir.
Gu, my place is out of the question.
Gu, benim mekan söz konusu bile olamaz.
There is no question of that in my mind.
Bu konuda şüphem yok.
It is very difficult for me to treat him without the specific answer to my question.
Onu tedavi etmek çok zor. sorularıma kesin cevaplar alamıyorum.
- This is a crisis in my life... - One question.
- Bu çok hayati bir mesele.
- What the hell is going on? - Mr Chase, it's not what you think. My question :
Evet, fakat Los Angeles'ten Palm Springs'e kadar 110 mil ise, buna bir 20 daha ekleyin, 130 eder.
It is my duty to answer honestly to His Majesty's question.
Majestenin sorusuna dürüstçe cevap vermek benim görevim.
In my classroom, there is always another question... another question to follow your answer.
Benim sınıfımda her zaman bir dığer soru vardır... cevabınızı takip eden bir diğer soru.
And there's no question in my mind... that he and everybody else that did what he did... there's no sacrifice that is in vain.
Herkesin yapması gerekeni yapmış olmasıyla ilgili doğru ya da yanlış aklımı meşgul eden hiçbir soru yok aslında. Pişmanlık duyulacak bir acı yok bence.
Miss Debenham, in a murder case, no matter is private and evasion breeds suspicion, so answer my question.
Özel bir mesele diyerek, bütün şüpheleri üzerinize çekiyorsunuz. Bayan lütfen soruma cevap verin.
Madam, I'm sensible to your predicament and you need have no concern about my wages, I can willingly forego them but it is out of the question for me to leave Her Ladyship in her present state.
Madam, içinde bulunduğunuz ruh halini anlıyorum. Maaşım konusunda tasalanmanıza da gerek yok, bundan seve seve vazgeçerim. Ama Leydi Hazretlerini şu halde bırakmam söz konusu olamaz.
♪ The answer to my question ♪ Is it yes or is it no?
# Balık ıslık çalamaz, ben de çalamam
It is on the road you didn't answer my question did you stop in Mecca?
- Yolumun üzerindeydi. - Soruma cevap değil bu Mekke'de durdun mu?
The question now is, can you capture or buy 1 70 healthy blacks and deliver them to my ship?
Şu andaki soru, 170 sağlıklı zenciyi yakalayıp veya satın alıp gemime teslim edebilir misiniz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]