Not yesterday Çeviri Türkçe
843 parallel translation
Was it not yesterday we spoke together?
Dün konuşmadık mı sizinle?
- It was not yesterday.
- Dün öyle değildi.
I meant some time ago, not yesterday.
Yıllar öncesinden bahsediyorum.
Why not yesterday's?
Niçin dünküleri anlatmıyorsun?
No, not since yesterday.
Hayır, dünden beri o da yok.
You know, you're not a bit like you were yesterday.
Hiç dünkü haline benzemiyorsun.
Not a bite since yesterday.
Dün akşamdan beri yemedim.
It's not because I didn't call for you yesterday, is it?
Dün seni aramadığım için mi yoksa?
She's not been here since yesterday morning.
Dün sabahtan beri burada değil.
The Japanese captured one of your crews yesterday, not very far from here.
Japonlar ekiplerinizden birini dün esir etti. Buradan fazla uzakta değil.
Did a rider name of Garry drift into the ranch yesterday with a note?
Çiftliğe not getiren Garry adında bir atlıyı gördün mü?
But in Acitrezza... tomorrow is usually not much different from yesterday... or from days to come.
Fakat Acitrezza'da neredeyse tüm yarınlar aynıdır.
- Not so good as yesterday.
Dünkü kadar iyi değil.
- I do not know, but yesterday was
- Bilmem, fakat dün kayıktaydı.
Something of yesterday... do not tell me?
Dün gece hakkında bana söylemediğin bir şey var mı?
Ted, I do not know if do what you asked me yesterday "
Dün benden istediğin şeyi yapacağım konusunda karar verebilir miyim, bilmiyorum, Ted. "
You mean to stand there that and tell me that you'd not been thinking of that girl until yesterday evening?
Yani orda durup bana, dün akşama dek bu kızın aklından geçmediğini mi söylüyorsun?
Fulton was not himself yesterday.
Fulton dün kendinde değildi.
Oh, not that you were a client of his, as you say, you hardly knew him but may I ask what were you going to see him about yesterday morning?
Elbette siz müvekkili değildiniz, ve onu az tanıyordunuz..... peki dün sabah onu ne için görecektiniz?
That it was not Mrs. Thorwald that left with him yesterday morning.
Dün sabah onunla evden ayrıIan Bayan Thorwald değildi.
I saw him yesterday, but not today.
Dün görmüştüm ama bugün görmedim.
You know, Jervis, yesterday when I arrived from college... and you looked so stern, and you thought that I should not have come alone -
Dün üniversiteden geldiğimde, çok katı görünüyordun, yalnız gelmemem gerektiğini mi düşündün?
My lord priest, yesterday Senta asked me a question that I could not answer.
Başrahibim, dün Senta bana cevaplayamadığım bir soru sordu.
I'm not surprised that you broke your parole... but couldn't you have done it yesterday or next week?
Şartlı tahliye anlaşmanı bozmana şaşırmadım ama bunu yarın ya da önümüzdeki hafta yapamaz mıydın?
We not born yesterday.
Biz dün doğmadık.
That's not the way you talked yesterday.
Dün böyle konuşmuyordun ama.
Yesterday, Mr. Keller, under direct examination by the District Attorney, you'd testified that a gun of this type could not be discharged by slamming it on a hard surface.
Dün, Bay Keller, Bölge Savcısı tarafından doğrudan sorgulanırken bu türden bir tabancanın sert bir yüzeye çarpmakla ateş almasının mümkün olmadığını söylediniz.
Yesterday, it was a minor note and here's a whole column about it today.
Dün konuyla ilgili küçük bir not vardı ve bugün ise kocaman bir sütun var.
- Not as hot as yesterday though.
- Dünkü gibi sıcak değil.
Yesterday you said this war was just and therefore necessary, and I said I agreed but that not everyone shared my view.
Dün bu savaşın haklı bu yüzden de gerekli olduğunu söylemiştiniz ben de katılıyorum ama herkes düşüncemi paylaşmıyor demiştim.
Yesterday you gave me your word of honor that you did not know Captain Montez.
Dün Kaptan Pilot Montez'i tanımadığınıza dair yemin ettiniz.
I told you yesterday, Marla does not live here.
Dün sana Marla'nın burada yaşamadığını söyledim.
I must also tell you now, because our radio-telephone tower has fallen we have not been able to contact the freighter which left yesterday morning.
Söylemem gereken bir başka şey de, antenimiz yıkıldığı için dün sabah yola çıkan şileple irtibat kuramıyoruz.
I will not say of our policy today that it was wrong when yesterday I say it was right.
Yaptıklarıma dün doğru derken bugün yanlış demeyeceğim.
Not with that big, hairy spider I saw in there yesterday.
Hani şu dün gördüğüm büyük, tüylü örümcekle birlikte.
Yesterday you asked why I love Emile and not you.
Dün, neden seni değilde Emile'i seviyorum diye sormuştun.
Wait, do not dawdle on the way like yesterday.
Al. Dünkü gibi yolda oyalanmadan gelin ama.
No, I'm not blaspheming, but yesterday, when I saw you, so beautiful and bold, like a young pagan goddess...
Hayır, lanet okumuyorum... ama dün aynı bir genç pagan... tanrıçası gibi, güzel ve cüretkardın.
Why do I hate her so now... as if it had happened yesterday, not those years ago?
Neden bunlar yıllar öncesinde değil de sanki dün olmuş gibi annemden şimdi nefret ediyorum?
Of course I need a shave because I've not shaved since yesterday morning and I'm a man who needs two shaves a day.
Tabii tıraş olmam lazım çünkü dün sabahtan beri tıraş olmadım. Ve ben, günde iki kez... tıraş olmalıyım.
Try not to make a fool of yourself the way you did yesterday, huh?
Dün yaptığın gibi... kendini aptal durumuna düşürme, tamam mı?
His last notation was made yesterday, Thursday - 5 : 00 p. m., Jardins des Champs-Élysées.
Bir ajanda, son not dün, yani perşembe yazılmış. 5 : 00 p.m., Jardin de Champs Elysees.
P.S. Your dentist called yesterday.
Not : Dün diş doktorun aradı.
Forgive us for not coming to the cemetery yesterday... but Tom has a phobia about cemeteries.
Dün mezarlığa gelemediğimiz için kusurumuza bakma ama Tom'un mezarlıklar konusunda fobisi var.
I take it from your tone that you did not have second thoughts about seeing the Chief Constable yesterday.
Ses tonunuzdan dün Emniyet Müdürü'ne gitmekte tereddüt etmediğiniz anlaşılıyor.
I'm not sure if you know, but my car had a small accident yesterday.
Belki farkında değilsiniz ama arabam dün küçük bir kaza yaptı.
Yesterday I would have killed Mundt because I thought him evil and an enemy. But not today.
Dün Mudt'u öldürebilirdim çünkü onu bir düşman, bir şeytan olarak görüyordum.
What separates us from yesterday is not a rift but a changed position.
Bizi dünden ayıran şey, değişmiş bir konumdan başka bir uçurum değildir.
Yeah, that's not what you were sayin'yesterday.
Ama dün böyle söylemiyordunuz.
Yesterday, when the note came, I realized I didn't care about anything, and that means I'm just like my stepmother.
Dün, not geldiğinde, benim için hiçbir şeyin önemli olmadığını farkettim, demek ki üvey annemden hiçbir farkım yok.
- He's not here. He departed yesterday.
- Burada değil, dün gitti.
yesterday 1815
yesterday morning 105
yesterday at 16
yesterday afternoon 72
yesterday evening 39
not yet 7691
not yours 613
not you too 58
not you 2896
not you again 24
yesterday morning 105
yesterday at 16
yesterday afternoon 72
yesterday evening 39
not yet 7691
not yours 613
not you too 58
not you 2896
not you again 24