English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ N ] / Not your problem

Not your problem Çeviri Türkçe

983 parallel translation
- it's not your problem.
- bu senin problemin değil.
is not your problem, is not my problem.
Senin sorunun değil, benim sorunum değil.
- I'm not your problem, boy.
- Senin sorunun ben degilim oglum.
That's my problem, that's not your problem. My problem.
Bu senin değil, benim sorunum.
It's not your problem.
Kabahat senin değil.
It's not easy to locate Fan Ying And it's not your problem
Fan Ying'i bulma o kadar kolay olmayacak ayrıca bu senin sorunun değil
- That's not your problem.
- Bu seni ilgilendirmez.
'He's not your problem.
O senin meselen değil John.
Not your problem.
Senin değil.
It's not your problem, friend, let it go.
Sakin ol, dostum. Bu yavru sana göre değil.
- It's not your problem. I go alone.
- Bu senin problemin değil.Ben yalnız giderim.
That's not your problem. We'll get it there.
Orası senin problemin değil.
That's not your problem
Artık sizi ilgilendiren bir mesele değil.
I'm not your problem. It's the ship.
Sorun ben değilim, gemi.
Not your problem.
Seni ilgilendirmez.
It's not your problem anymore.
Artık senin sorunun değil.
i think that visualizing miss westlake is not your problem.
Bence problemin, Bayan Westlake değil.
Not your problem :
Senin için dert değil.
Don't worry about it. It's not your problem. Yes, it is my problem.
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Orasını bana bırak, orası senin sorunun değil ( Tico Arriola ) Evet, benim sorunum!
That's not your problem.
Bu senin sorunun değil.
It's not your problem.
Bu senin sorunun değil.
It's not your problem.
Seninle hiç ilgisi yok.
It's not your problem!
Sizin sorununuz değil!
- That's not your problem.
- Bu senin sorunun değil.
- That's not my problem. - It's not your problem?
- Bu benim sorunum değil.
It's not your problem?
- Öyle mi?
I'm not interested in your money or your problem.
Ne paran, ne de dertlerin beni ilgilendirmiyor.
After all, professor, this is your problem, not mine.
Sonuç olarak, profesör, bu sizin probleminiz, benim değil.
Your Excellency... one look at her and it didn't matter whether she was registered or not.
Ekselansları ona bir baktığınızda kayıtlı olup olmaması hiç problem olmazdı.
This is not a meeting on your housing problem.
Bu toplantı barınma sorunlarınızı konuşmak için düzenlenmedi.
It looks like to me that's your problem, Doctor, not mine.
Bu sizin sorununuz doktor, benim değil.
- Well, that is your problem, not mine!
- Bu senin problemin, benim değil!
This is not your problem!
Bunun derdi sana düşmez.
- That's your problem, not mine.
- Bu sizin sorununuz.
Listen, I'm not interested in the problem off your measurements.
Dinle, sizin ölçülerinizle ilgili problem beni ilgilendirmiyor.
What's the matter? You're not getting enough at home, you gotta peek around? - Is that your problem?
Evdeki yetmiyor da, etrafı gözetlemek zorunda mı kalıyorsun?
Mrs. MacNeil, the problem with your daughter is not her bed.
Bayan MacNeil, kızınızın sorunu yatağıyla ilgili değil.
Don't get me wrong. I'm not criticising your apartment, but the toilet is a problem.
Dairenizi eleştirmek niyetinde değilim, ama tuvalet bir sorun.
If your wife's attracted to me, I think that's your problem not mine.
Eğer karın beni çekici buluyorsa bence bu senin sorunun, benim değil.
You want to be in a Marx Brothers film, that's your problem. I'm not interested.
Marx Kardeşler... filmi yapmak sizin sorununuz.
It would seem, then, that the problem, if there is one... is not properly one of your concern.
O zaman görülüyor ki, bu problem, eğer gerçekten varsa, aslında tam olarak sizin sorununuz değil.
I'm not your bleeding problem or anyone's!
Ben ne sizin ne de başkasının kanayan yarasıyım!
He is not here today, but you can leave with me your television and tell me your problem.
O bugün yok ama televizyonunuzu bırakıp sorunu söyleyebilirsiniz bana.
It may not be your fault, dear, but it's your problem.
Senin suçun demedim ama senin sorunun. Hey, Carlos...
And you'll find out your biggest problem is not bringing in the stuff, but what to do with all the fucking cash!
Yine zamanla göreceksin en büyük derdin... malı getirmek değil... bu kadar parayla ne yapacağın oluyor!
- Know what your problem is? - Tell me. - You're just not spontaneous.
Evli erkeklerin çoğu gündüzleri çalışırlar.
Blackadder, your problem is, you can't tell when something's real and when it's not.
Blackadder, senin sorunun şu, bir türlü bir şeyin ne zaman gerçek olduğunu, ne zaman olmadığını söyleyemiyorsun.
Well, not all your problems, but this problem.
Yok, hepsinin değil, sadece bu sorununun.
I hope there wasn't some kind of problem in your family which made you not write me back.
Umarım ailende bana cevap yazman konusunda bir sorun yoktur.
Marcie, your problem is you're not servile enough.
Marcie, senin sorunun, fazla asil olman.
- Your price is not a problem.
- Fiyatınız sorun değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]