Not yet anyway Çeviri Türkçe
261 parallel translation
Not yet anyway.
henüz şimdilik.
Not yet anyway.
Henüz değil.
Britannia may rule the waves, sir, but she doesn't rule the skies, not yet anyway.
Britanya dalgalara hükmediyor olabilir, efendim... ama göklere değil, henüz hiç değil.
Not yet anyway.
En azından şimdilik.
Geri, I don't feel like I'm fit company for socializing. Not yet anyway.
Geri, henüz kendimi sosyal hayata Girecek kadar iyi hissetmiyorum.
- Not yet anyway.
- Henüz, bu arada.
We're not going to fight the Dominion, Major at least, not yet anyway.
Dominyonla savaşmayacağız, Binbaşı. En azından, şimdilik.
Not yet anyway. Let's, um... Let's get you some help.
Çünkü burada işin yok.
No one outside of this room. Not yet anyway.
Bu odanın dışında hiç kimse.
Not yet, anyway.
En azından şimdilik.
Not yet, anyway.
En azından henüz.
Not yet, anyway.
Yani henüz yok.
Not yet, anyway.
Henüz edemem.
Not yet, anyway.
Yani, henüz değil.
I can't afford to hire hands. Not yet, anyway.
Şimdilik işçi tutmaya zaten gücüm yetmiyor.
Not yet, anyway.
Henüz değil.
Not yet tonight anyway.
Hiç değilse henüz bu gece değilim.
Not yet, anyway.
Henüz değil, herneyse.
Ah, yes, but we're not going to Skegness, not yet, anyway.
Evet, ama bizim Skegness'a gitmemize daha var.
Not yet, anyway.
En azından henüz değil.
Not yet, anyway.
En azından, şimdilik.
Not yet anyway
En azından şimdilik
Anyway, the former tenant is not dead yet.
Herneyse, eski kiracı henüz ölmedi.
Not yet, anyway.
Henüz yok.
- Not yet, anyway.
- Henüz değil.
Not yet, anyway.
Henüz değil. Hayır.
No, not yet, anyway.
Hayır, henüz değil en azından.
At least, not yet, anyway.
En azından şimdilik.
You and I got off to a bad start and my place isn't a shack filled with junk. Not yet, anyway.
İlişkimiz kötü başladı ama benim evim..... çöple dolu paslanmış bir yer değil.
You know, not yet, anyway.
En azından şimdilik değil.
Not yet, anyway.
Yani, henüz.
Not yet, anyway.
Henüz sırası değil.
Anyway, it's not midnight yet, and we don't open till tomorrow.
- Her neyse, daha gece yarısı olmadı.. Yarına kadar da zamanımız olduğuna göre..
Oh, I don't mean we're ready for the grave, not yet, anyway, but we are a little less active.
Bir ayağımız çukurda demedim. En azından daha değil. Ama... artık daha az hareketliyiz.
Not yet. anyway.
En azından şimdilik.
Not yet, anyway.
Henüz değil, her neyse.
Not yet, anyway.
- Hayvanın var mı?
Not just yet, anyway.
Henüz değil.
No, not yet, anyway.
Hayır. Henüz yok.
My journey is not yet finished. I don't know if I can restore the Earth, but I'll get to the destination anyway. No matter how many obstacles there may be,
Benim yolculuğum henüz bitmiş değil. ama bu benim her zaman hedefim olacak.
Well, not yet, anyway.
Şey, henüz değil.
Not yet, anyway.
Henüz değil, her nasılsa.
The one thing I don't want is to die. Not yet, anyway
Şu anda son isteyeceğim şey ölmek olurdu.
Not yet, anyway, and not here.
Daha değil, yine de, burada değil.
Not yet, anyway.
Bu arada, "şimdilik yok".
Not yet, anyway.
Yani henüz değil.
Not yet, anyway.
Yani şimdilik.
Not yet, anyway.
Ama şimdilik.
Not yet, anyway.
Ne yazık ki henüz değil.
- Not yet, anyway.
- Henüz değil, her neyse.
Not yet, anyway.
Henüz değil, şimdilik.
not yet 7691
anyway 21649
anyways 1011
not yours 613
not you too 58
not you 2896
not you again 24
not your business 22
not your husband 16
not your mother 22
anyway 21649
anyways 1011
not yours 613
not you too 58
not you 2896
not you again 24
not your business 22
not your husband 16
not your mother 22