Say when Çeviri Türkçe
16,511 parallel translation
Plenty to say when it comes to putting the black on Inspector Thursday, though.
İş Dedektif Thursday'a çamur atmaya gelince çok şey dersin ama.
Why is it there is always so much to say when there is so little time?
Neden söyleyeceğimiz bu kadar çok şey varken zamanımız bu kadar az olur?
And what did she say when you spoke to her?
- Ne söyledi?
Oh, what'd she say when she woke?
- Uyandığında ne dedi?
What do you say when they're not allowed to keep you?
Seni tutmaya izinleri olmadığında ne diyordun?
What do you say when you wanna... you wanna go?
- Gitmek istediğinde ne diyordun?
You know, for example, say when he chose not to sleep with a drunken woman?
Mesela, sarhoş bir kadınla yatmamayı seçtiği zaman.
- Otherwise, when they do the inventory- -
- Yoksa sayımı yaptıkları zaman- -
When we stop getting beaten and shot... you'll have my goodwill, Mr. President.
Dövülmediğimiz ve vurulmadığımız zaman siz de benim iyi niyetimi kazanacaksınız Sayın Başkan.
How can idiots say there's no God when a species that evolved from dinosaurs feeds us their unfertilized babies?
Dinozorlardan evrimleşmiş bir türün döllenmemiş bebekleri bizi beslerken bu geri zekalılar Tanrı'yı niye reddeder ki?
To say the truth, when Russell told me he was in love with a white girl, I wanted to punch a wall.
Gerçeği söylemek gerekirse, Russell beyaz bir kıza aşık olduğunu söylediğinde duvara yumruk atmak istedim.
You sit there with your gramophone and your questions... judging me, refusing to believe me when I say...
Orada gramofonun ve sorularınla oturmuş beni yargılıyorsun.
Sounds even worse when you say it like that.
Bu şekilde söyleyince daha bir korkunç geliyor.
They say you know you're getting older when policemen start to look younger, but I think, in my case, it's undergrads.
Polisler genç göstermeye başladığında yaşlandığını anlarsın derler. Ama benim durumumda, üniversite öğrencileri genç gösterdiğinde.
So I'd try to say words, but when they came out of my mouth, it just sound like...
Yani bir şeyler demeye çalıştığımda ağzımdan çıktıkları an şey gibi duyuluyordu...
Oh, say, can you see... By the Dawn's early light, when so loudly we caved at the fat cat's last scheming?
Söyle, görebiliyor musun seherin ilk ışıklarında kodamanın son entrikasında gürültüyle göç ettiğimiz zamanı?
You're not lying when you say we'll get away with it?
Paçayı kurtaracağımızı söylerken yalan söylemiyordunuz değil mi?
There's no need to hide when you've got the numbers.
Sayıca üstün olduğun vakit saklanmana gerek olmaz.
- Let's just say we can give him a message when he gets back.
- Mesajın varsa dönünce iletiriz desek.
And then when I finally get to the super important thing that I'm supposed to say, the voice-mail cuts me off and...
Sonra tam söylemem gereken önemli şeyi söyleyeceğim zaman süre bitiyor ve...
I always say stupid things and when I finally get to the super important thing that I'm supposed to say, the voice-mail cuts me off and...
Aptalca şeyler söylüyorum. Sonra tam söylemem gereken önemli şeyi söyleyeceğim zaman süre bitiyor ve...
But when she spoke to me, she say from the back of her mind she seen that demon, and he be with us now in the flesh.
Ama benimle konuştuğunda zihninin bir köşesinde iblisin göründüğünü ve şu anda bizzat aramızda olduğunu söyledi.
And when I say "all," I mean all.
Tüm param dediysem, hepsi.
But now when it's just, say, an entire company.
Peki bütün şirket tehlike altında olunca ne oluyor?
I did say that I was gonna cancel, and I am gonna cancel, but I haven't canceled yet because when I picked up... when I pick up the phone to do that, it means it's over.
Söylemiştim evet, iptal edeceğim zaten. Ama henüz iptal etmedim çünkü iptal etmek için telefonu elime aldığım an her şey bitmiş demektir.
It's not gambling when I play.
- Ben oynarken kumar sayılmaz.
I think I speak for all our viewers when I say, don't do this.
Sanırım bunu tüm izleyici kitlemizin adına da söylemiş oluyorum : Yapma bunu.
- It's, you know, the profit margins when you have an electric vehicle are actually pretty good. It's got flexible hours, so I can be with the kids, and it's kind of a mindless job, so I can work on my show, um, with Alex that I'm working on.
Çalışma saatleri esnek, yani çocuklarla da oluyorum bu düşüncesiz bir işte sayılabilir, böylece şovum üzerinde de çalışıyorum Alex'le yapmayı istediğim.
You know, I don't exactly know what to say in these moments when you get like this'cause the feeling I have is there's absolutely nothing
Böyle yaptığın bu anlarda tam olarak ne söyleyeceğimi bilmiyorum çünkü bu duyguya şu an kesinlikle sahip değilim.
That sounds even more insane when you say it out loud.
Eğer yüksek sesle söylemek o zaman daha deli geliyor.
When-when you say omnipotent...
Herşeye kadir olacak derken...
When I say go, you will have a second and a half before the Drug Storage doors close. - Is that enough time? - That's not enough time.
İlaç odasının kapısı, sana çık dediğimden iki buçuk saniye sonra kapanacak.
I'm so tired of hearing men say they are trying to protect us when what that does is take away our choices.
Erkeklerin bizi koruma bahanesiyle şanslarımızı elimizden almalarından bıktım usandım.
And you swear it's never gonna happen to you, and then you find yourself standing there in a tux that you hate when your fiancée calls you to say that the restaurant you booked eight months in advance... eight months... for your rehearsal dinner has a rat problem.
Sonra bir anda kendini nefret ettiği bir smokinin içinde dururken nişanlın sana, 8 ay önce peşin para vererek prova yemeği için ayırttığın lokantada fare sıkıntısı yaşandığını söylerken buluyorsun.
And when I say "department", what I really mean is a woman who works part-time named Eileen.
... ve "departman" derken... ileen isimli yarı zamanlı çalışan bir kadından bahsediyordum. - "Tanrım, burası yazıldığından ne kadar küçük bir yer" diye düşünüyor olmalısın. - Anlaşıldı..
When I have something to say.
Söyleyecek bir şeyim olduğunda.
When you say it, you always articulate it like this... fag!
Söylerken hep böyle yaydıra yaydıra söylüyorsunuz ; ibne!
Why didn't you say you were up again, when I visited last week?
Seni geçen hafta ziyaret ettiğimde neden döneceğini söylemedin?
Well, no, because when I was eight years old, he died.
Pek sayılmaz çünkü sekiz yaşındayken babam öldü.
Then you take your foot off the clutch when I say so,
Sonra ben söyleyince, ayağını debriyajdan çekeceksin...
When I say, pop it.
Ben seslenince, bas.
When you meet him, say that you met with Father Lucas Vidal.
Görürsen, Peder Lucas Vidal'ın selamını söyle.
That last game, when I hit that buzzer beater... It felt so good, everybody going crazy for me.
Son oyunda, son saniyede sayıyı yaptığımda çok iyi hissettim, herkes benim için çıldırıyordu.
Spray when I say.
Söylediğimde sık.
You say that now, but do you know the feeling when your child leaves?
Şimdi söylemesi kolay tabii ama çocuğundan ayrılmanın nasıl hissettirdiğini bilemezsin.
Turn left when I say "Comrade," and your training is complete, but if you turn right, you're a traitor.
"Yoldaş" dediğimde sola dönün ve eğitiminiz tamamlanmış olacak. Ancak sağa dönerseniz, bir hainsiniz.
How could I say no when he offered them, begging us not to come back?
Bir daha gelmeyelim diye elimize tutuşturdu.
Okay, so, when the judge and Reyes come in... all you have to do is say three simple words.
Tamam, yani yargıç ve Reyes geldiğinde söylemen gereken sadece üç kelime var.
Kinda hard to say no when the cops pick you up.
Polisler sizi alında karşı koymak zor oluyor.
What do you think he'll say... when he finds out... what you are?
Sence o senin ne olduğunu öğrenince ne diyecek?
When you say you, uh, burned your wings, was that a metaphor...?
Kanatlarımı yaktım dediğinde benzetme mi yapıyordun?
when 5291
when they 28
whenever 118
when we first met 137
when you 160
when the saints go marching in 18
when were you born 26
when i was younger 134
when i was a child 198
when are you leaving 116
when they 28
whenever 118
when we first met 137
when you 160
when the saints go marching in 18
when were you born 26
when i was younger 134
when i was a child 198
when are you leaving 116
when you're gone 25
when he died 111
when i'm gone 52
whenever you want 91
whenever you're ready 215
when you're ready 256
when i 169
when it comes to you 25
when it rains 55
when will i see you again 43
when he died 111
when i'm gone 52
whenever you want 91
whenever you're ready 215
when you're ready 256
when i 169
when it comes to you 25
when it rains 55
when will i see you again 43