When in doubt Çeviri Türkçe
219 parallel translation
When in doubt, I take out insurance.
Şüpheli durumda sigortamı yanıma alırım.
Well, I always say, when in doubt, take action.
Hep dediğim gibi, şüphedeysen harekete geç.
When in doubt, just smile.
Sıkıştığınızda sadece gülümseyin.
When in doubt, tell the truth.
Sabrı taşınca gerçeği söyle.
When in doubt, let fate decide.
Şüpheye düşersen, kader karar versin.
When in doubt, ask a policeman.
Şüpheli durumları polise sormalısın.
When in doubt, the book prevails, Mr Spock.
Şüpheye düşüldüğünde, kitap galip gelir.
When in doubt, abstain.
Şüphem varsa çekinirim.
When in doubt attempt a little style, surprise them, keep them off balance.
Kuşkuya düştüğünde değişik şeyler dene, insanları şaşırt, hazırlıksız yakala.
Anyway, when in doubt, cut it out, right?
Neyse, en ufak bir şüphede bırak, tamam mı?
When in doubt, physicalize.
Şüphelendiğinde, denemelisin.
From now on, when in doubt, arrest them!
Şu andan itibarn eğer şüpe varsa tutuklayın.
When in doubt, I freak out.
Şüpheye düşersem, kafayı yiyorum.
When in doubt, surprise them.
Sorun çıkarsa, onları şaşırtmış oluruz.
When in doubt, arrest a vagrant. They let him go again.
Şüpheye düştüğünde serserinin birini tutukla, sonra salıver.
When in doubt, try the nearest bad guy.
Şüpheniz olduğunda, en yakın kötü adam deneyin.
Remember, when in doubt, fuck.
Unutma, ne yapacağını bilemezsen, sik.
When in doubt, keep moving.
Kafan karışırsa yola devam et.
- And when in doubt, be ruthless.
- Ve şüpheye düştüğün zaman, acımasız ol.
When in doubt, go Gershwin.
Aklın karışırsa hemen Gershwin'i çal.
" When in doubt, wonder about the fate of the land.
Şüpheye düşünce, yurdun kaderini merak et.
And when in doubt, I ask her.
Ve şüpheye düştüğüm zaman, ona soruyorum.
When in doubt, start at the beginning.
Emin olamadığında, baştan başla.
Remember, when in doubt... don't ever do what you really want to do.
Şüpheye düştüğünde sakın asıl istediğini yapma.
- When in doubt...
- Şüphelenmeye başladım...
When in doubt, round up the Jews.
Ne yapacağını bilmiyorsan, Yahudileri topla.
What they danced when your father married your mother... if you were born in wedlock, which I doubt.
Annen ve baban evlenirken çalan müziğe... eğer evlilikte doğduysan ki, şüpheliyim.
But that there be no doubt in the minds of the jury... I am about to produce five witnesses — none of whom is connected even remotely with the Midland — who were present when Frank James confessed.
Jürinin aklında hiç şüphe olmaması için Midland ile uzaktan yakından hiç bir bağlantısı olmayan ve Frank James itiraf ettiğinde hazır bulunmayan beş tanık getirmek üzereyim.
I doubt it even in Texas, when you tell them why.
Sebebini açıkladığınızda bunun Teksas'ta bile olmayacağına eminim.
Who am I to doubt the spirits when they have spoken in the prescribed manner?
Ruhların bana verdiği her haber dogru çıkar.
I doubt if there was ever a period in history when men could enjoy those things without money.
İnsanların beş parasız bu türlü şeylerden hoşlandığı bir dönem olduğundan kuşkuluyum.
Is there in your mind the slightest shadow of a doubt that Anthony Aposto knew what he was doing when he stabbed Roberto Escalante?
Anthony Aposto'nun Roberto Escalante'yi bıçaklarken ne yaptığını bildiğine dair kafanızda en ufak bir şüphe var mı?
When she is in doubt, she can do anything.
En ufak bir şüphesi varsa, daima karşısındakinden kat kat fazlasını yapar.
One of the rare times in my life when I dig down into the soul, and you doubt my veracity?
Nadir yaptığım birşeyi yapıyorum, kalbimi bir kıza açmaya çalışıyorum, dürüstlüğümden şüphe ediyorsun.
WHEN IN DOUBT, EAT.
Hepimize aşk, sevinç ve huzur diliyorum.
I have no doubt you remember Tadpole Phelps, who was in the third form when you were in the fifth.
Sen üçüncü sınıftayken, beşinci sınıfta olan Kurbağa yavrusu Phelps'i hatırlayacağına hiç şüphem yok.
When I scrape this story out, I will no doubt be quoting you in full!
Bu hikayeyi yazdığımda, artık bir binbaşı olmayacaksınız!
I have no doubt that you saw him, but what really happened is when you saw him, you were so scared shitless that you crashed your precious ten speed into the stop sign, bumped your head on the curb and probably scared him half to death in the process!
Onu gördüğünden şüphem yok, ama onu gördüğünde gerçekten ne oldu, o kadar korktun ki kıymetli 10 viteslini dur işaretine çarpıp, başınıda kaldırıma çarptın ve olasılıkla onu çok korkuttun!
As you know, I have no doubt, that when this peace treaty is signed, it will start a new era in the relationship between both sides.
Bildiğin gibi bu barış antlaşması imzalandığında taraflar arasında yeni bir ilişki dönemine girilecek.
And those of us foolish enough to doubt her were soon rebuked by the sight of a skiff moored in the shallows and by the stern gaze of its captain when she greeted us within.
kıyıya bağlı yelkenlinin arkasından kaptan edasıyla bizi selamladığında ondan şüphelendiğimiz için yeterince aptal durumuna düşmüştük
No doubt further praise will be in order when he lectures on his missionary activities at the hotel tomorrow.
Hiç şüphe yok ki, yarın oteldeki misyonerlik dersinde, övgüler sıralanıyor olacak.
I was in court, mademoiselle, when you expressed a certain doubt concerning the death of Monsieur Paul Deroulard.
Ben mahkemedeydim, Mademoiselle, Paul Deroulard'ın ölümüne ilişkin net şüphenizi ifade ettiğinizde.
I will put doubt in their minds... then I will take her when her heart is not his.
Onların aklına şüphe düşüreceğim sonra kalbinden o adamı atınca ona kavuşacağım.
The difference is, when my father put this on, there was no doubt in his mind about where he was going.
Aradaki fark ise, babam bunları giydiğinde kafasında nereye gideceği konusunda hiçbir endişe yoktu.
I doubt Mendel had serial killers in mind when he developed his theory on genetics.
Mendel, genetik konusundaki teorisini öne sürerken, bunun seri cinayetlerin çözümünde kullanılacağını düşündüğü hiç sanmıyorum.
And when the smoke clears, is there a doubt in any of your minds who... will be the victor?
Bulutlar dağıldığına göre kazananın kim olacağına dair aklında kuşku olan?
When we doubt that heroes exist in this world who do the optimists name?
Bu dünyada var olan kahramanlardan şüphe ettiğimizde, kim iyimserlerden bahsedebilir?
Even when the helicopter flew up above the icefall, Beck's survival was still very much in doubt.
Helikopter bile buz çağlayanının üzerinden uçarken Beck'in hayatta kalması hâlâ oldukça şüpheliydi.
No doubt these rules seem crazy. But when you're a company paying millions of dollars in judgments suddenly they do make sense.
Ama büyük şirketler, bu davalarda milyonlarca dolar ödemek zorunda kaldığında bu kurallar mantıklı hale geliyor.
Batman's in. But I doubt he'll cooperate when things hit the fan.
Batman işi sürüyor, ama uzun süreceğini sanmam.
No doubt, but the trouble with getting in bed with a traitor is you never know when he might betray you.
Şüphesiz, ama bir hainle beraber iş yapacak olursan sana ne zaman ihanet edeceğini bilemezsin.
when in rome 61
when in fact 31
when inge is dancing 17
doubt 103
doubts 23
doubt it 85
doubt that 17
doubtful 126
when they 28
when we first met 137
when in fact 31
when inge is dancing 17
doubt 103
doubts 23
doubt it 85
doubt that 17
doubtful 126
when they 28
when we first met 137
when you 160
when the saints go marching in 18
when were you born 26
when i was younger 134
when are you leaving 116
when i was a child 198
when you're gone 25
when i'm gone 52
when he died 111
when i 169
when the saints go marching in 18
when were you born 26
when i was younger 134
when are you leaving 116
when i was a child 198
when you're gone 25
when i'm gone 52
when he died 111
when i 169