That means something Çeviri Türkçe
844 parallel translation
That means something.
Bunun bir anlamı olmalı.
- And that means something?
- Bunun bir anlamı mı olmalı?
Maybe that means something.
Bunun bir anlamı olmalı.
Maybe that means something.
Belki de bir anlamı vardır. Evet.
Don't you think that means something? Having the same thought at the same time?
Sence de aynı anda aynı şeyi düşünmemizin bir anlamı yok mu?
And that means something, does it, Mrs Savage?
Ve bunun bir anlamı var, değil mi Bayan Savage?
You put something in it... that means something very special to you... and then you make a wish... for something you really need to happen.
İçine bir şeyler koyarsın senin için özel anlamı olan bir şey sonra gerçekten olmasına ihtiyaç duyduğun bir dilek tutarsın.
I wonder if that means something.
Acaba bir anlamı var mı?
When he died, maybe that means something.
Ölüm tarihi, belki o bir şey anlatıyor.
We've always talked about fine work that means something in the long run.
Biz her zaman kalitenin peşinde koştuk. Biliyorsun, bu da uzun soluklu bir şey.
Maybe that means something!
Belki bunun bir anlamı vardır!
I guess that means something.
Sanırım birşeyler demek istiyor.
That means something.
Bir şeyler oluyor. Silahları gizleyelim.
- That means something!
- Bunun bir anlamı var!
Derek knows much more than Scott how bad things can get. So the idea of eliminating a threat quickly, even if it means, you know, someone getting hurt, I think his mentality is that that's better than letting something spiral out of control to where you can't contain it anymore.
Derek, ne kadar kötü şeyler olabileceğini Scott'tan daha iyi biliyor bu yüzden birine zarar vereceğini bilse bile tehlikeyi hızlıca yok etme düşüncesi, daha büyük, artık kontrol edemeyeceği bir şeye dönüşmesine izin vermekten daha iyidir.
Something that means more to me now that just finding a mine.
Bana göre madeni bulmaktan daha önemli.
You won't like that one little bit when you find out it means your workingman expects something as his right, and not your gift.
Çalışanlarının bazı şeyleri verdiğin hediyeler değil hakları olarak görmesi anlamına geldiğini anlayınca hiç hoşuna gitmeyecek.
It means that... something has gone out of this valley that may never be replaced.
- Bunun anlamı... Vadi'den bir şey eksildi ve yeri bir daha asla dolmayacak.
That means it's a calling, something that comes naturally.
Bir davet gibi yani, doğal bir yetenek.
There may be an association of ideas. I may be linked to something that means a great deal to you.
Belki bir akıl fikir kurumu vardır ve ben sizin için anlamı olan birşeyle bağlantılıyımdır.
That usually means there is something really.
.. ki bu çoğu zaman var demektir.
It was just because I felt we owed it to him but Mr. Macy suggested that we find something else for him and keep you on by all means.
Tek nedeni O'na karşı kendimizi borçlu hissetmemizdi... lakin Bay Macy bize diğer Noel Baba için başka bir iş bulmamızı.. her ne olursa olsun seni elimizde tutmamızı önerdi.
Well, that's something that'd make a man very unhappy, Mary - groping for the right lever, the means with which to express himself.
Bu, insanı çok mutsuz edebilecek bir durum, Mary... Nasıl yapacağını bilmeden kendini ifade etmenin bir yolunu bulmaya çalışmak gibi.
"I wish you to dispel by all possible means... " the idea that Rommel represents something more... " than an ordinary German general.
Rommel'in sıradan bir Alman generali olduğunu insanüstü güçleri olmadığını... bu kuşkuları dağıtmanız gerektiğini bilmenizi istiyorum.
But even with the fog it has something with its quiet harbor, its little lobster boats and a sign, "Bienvenidos." That means welcome.
Sise rağmen, sessiz limanıyla ve balıkçı tekneleriyle ve hoşgelgeldiniz anlamındaki "BIENVENIDOS" tabelası ile Ensenada'nın kendine has bir tarafı var.
He wants you to stay for something that means more than anything.
Herşeyden çok anlamı olan birşey için kalmanızı istiyor.
If you do not give yourself, they take... even if it means stealing something that is yours.
Sen kendin vermezsen onlar alır. Bu senin olan bir şeyi çalmak anlamına gelse de.
When it's important that a child learn something... I use the most direct means available.
Bir çocuğun bir şeyi öğrenmesi önemli olduğunda mümkün olan en direkt anlamları kullanırım.
If she's yelling, that means you've done something to her.
Ona bir şey yaptın ki bağırıyor.
That means that Claypoole woman had something to do with this.
Bilmiyorum. Yanında bir polis ve bir süvari vardı.
If I say something it's like talking to the wall. She doesn't listen at all. Woman means that she waits for you at home.
Ama ben bir şey isteyince sanki bir duvarla konuşur gibi olurum.
This man's planning something that means bad trouble for all of us.
Bu adam, hepimizin başını belaya sokacak bir şeyler planlıyor.
Don't forget that force means something different to them.
Gücün onlar için farklı bir anlamı olduğunu unutma.
That means that there was something you didn't want them to know.
Yani bilmelerini istemediğin bir şey vardı.
On the bias, which means that they will not attack me, but will attack something that I love more than anything else in the world.
- Bu açıdan. Yani bana saldırmayacaklar. Bu dünyada en çok sevdiğim şeye saldıracaklar.
And I'm stupid enough... to think that this means something to you.
Bunun senin için bir anlamı olduğunu düşünmekle aptallık etmişim!
You don't want to hear shit that means having to give up something
Senin zararına olan bir bok duymak istemezsin sen.
But, Harley, that means something.
Ama Harley, bunun bir anlamı var.
That means he is doing something for me, too.
Yani yaptığı şeyi, benim için de yapmış oluyor.
It means there's something down there they don't want us to have, and if they don't want us to have it that badly, - I want to have it even worse.
Bu demektir ki aşağıda bir yerlerde, almamızı hiçbir şekilde istemedikleri çok önemli öyle bir şey var ki, artık onu daha fazla almak istiyorum.
That means the current rate is something like three major deciduous forests buy one ship's peanut.
Şu andaki pariteye göre bir paket fıstık için üç tane büyük orman gerekiyor.
That means that I have to believe there's something fine and noble about every human being.
Bu şu anlama gelir : Ben her insanda değerli ve asil bir şeyler olduğuna inanırım.
I wanted them to take care of something important. I could kill those three, that means I could get the job done.
Onlara çok önemli bir görev vermiştim o üçünü öldürebildiysem, o "çok önemli" işide halledebilirim.
All it means is cooperation, and that's what's important, cos I'll tell you if we don't sort out something - and soon-all that all that bloody mess up there will be the only options left.
Her şey işbirliği yapmana bağIı ve en önemlisi de bu çünkü sana şunu söyleyeyim eğer yakın bir zamanda bu işi halletmezsek şuradaki tüm o saçmalıklar geriye kalan tek seçeneklerin olacak.
That look always means something.
Bunun daima bir anlamı vardır.
He means that it's something that's very simple.
Demek istediği şu :
I know, only in my heart I know, that there's something that is not good, because, if they take children, if they take old people and they send them away, that means it is not good.
İçimden bir ses bunun hayra alamet olmadığını söylüyordu. Çünkü, çocuklar ve yaşlıları alıp götürüyorlarsa, bu hiç iyi bir şey değildi.
Now that means that other people's lives... other people's rights mean something too.
Yani, diğer insanların hayatları diğer insanların hakları da onlar için önemli.
They say if you can reach even one person, it means something.. And you did that.
Bir kişiye bile ulaşsan bir şeydir, derler ve sen bunu yaptın.
Well, she couldn't go back to her apartment, so that means that all she had was whatever she had in her pocket, unless she could hock something.
- Kendi evine geri dönemezdi. Bu demek oluyor ki bir yeri soymadıysa cebindekinden başka parası yok.
I'll always have something from you that means much more.
İçimde sizi hatırlatan çok daha fazla his var.
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that means a lot 142
that means 406
that means nothing to me 16
that means nothing 33
that means no 21
that means you 69
that means that 18
something went wrong 81
that means a lot to me 54
that means a lot 142
that means 406
that means nothing to me 16
that means nothing 33
that means no 21
that means you 69
that means that 18
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something's not right 271
something like that 1529
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong here 34
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something's not right 271
something like that 1529
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong here 34