The last i heard Çeviri Türkçe
711 parallel translation
The last I heard, the Curtises don't live here anymore.
Son duyduğumda Curtis'ler burada yaşamıyordu.
The last I heard, you were up the Amazon digging for old skeletons.
Duyduğuma göre, Amazon'un üst taraflarında eski iskeletler için kazı yapıyormuşsun.
The last I heard, he was living in the back of the bombed out Jahnplatz Art Museum.
Son duyduğuma göre bombalanmış Jahnplatz Sanat Müzesi'nin arka tarafında kalıyormuş.
The last I heard, she was stayin at some hotel here in town.
En son, buralarda bir otelde kaldığını duymuştum.
I heard it leave the boathouse last night.
Dün gece kayıkhaneden ayrılırken sesini duydum.
And the last words I ever heard him say were to reproach me.
Ve ondan işittiğim son sözcükler bana ettiği sitemlerdi.
- Huh? You did the last time I heard about ya.
- Hakkında en son duyduklarım aksini söylüyor.
- I heard it on the radio from London last night.
- Dün gece Londra radyosundan dinlemiştim.
I have heard you mention them with consideration for the last twenty years.
Ama son 20 yıldır... sürekli aynı şeyleri söylüyorsun.
He was an Oberst in your regiment the last time I heard of him.
Numara yapmayın. Ondan en son haber aldığımda alayınızda albaydı.
I heard all that in the last war.
Tüm bunları son savaşta duymuştum.
It was the last time I ever heard her voice.
Bu onun sesini son duyuşumdu.
And the last time i heard of him was in paris in connection with an international smuggling gang.
Doğru. Son duyduğumda Paris'e geçmişti. Uluslararası bir kaçakçılık şebekesiyle ilişkisi vardı.
And as for the last one, he can't be alive or I would have heard from him.
Son kocama gelecek olursak, yaşıyor olamaz yoksa ondan haber alırdım.
About 10 : 35 last night I heard this thud on the floor above my ceiling.
Dün gece 10 : 35 civarı üst kattan bir gümbürtü geldi.
No, I haven't heard anything since the last time I talked to you.
Hayır, seninle son konuştuğumdan beri bir şey duymadım.
The last address Yale had for Preston was a town I'd never heard of.
Yale'in verdiği adres hiç duymadığım bir şehirdeydi.
And now that we're all agreed, in the vernacular I heard last night, let's start on the down beat and take off. That's good.
- Evet.
I heard the war was on its last legs, so I thought I'd come back.
Savaşın sonunun yaklaştığını duydum, ben de geri geleyim dedim.
Last night I heard an owl, the worst of all signs.
Dün gece bir baykuş sesi duydum. Tüm işaretlerin içinde en kötüsü.
Nevertheless, at the theater last night, I heard some things.
Ne var ki, dün gece tiyatroda kulağıma bir şeyler geldi.
I heard you talkin'to some other people on the radio last night.
Dün gece radyoda birileriyle konuştuğunuzu duydum.
The last time I heard, we were still on the same side.
Son duyduğumda hala müttefiktik.
I've heard that you saw military service during the last war.
Savaşta askermişsiniz.
I heard some miners had another fight in the south-end last night.
Güney sınırında bazı madencilerin dün gece yine çatıştığını duydum.
Last night was the first time I ever heard my mother cry.
Dün gece ilk defa annemim ağladığını duydum.
I heard your little girl was the last one to see him alive.
Onu en son minik kızın görmüş.
So, last night, after I'd heard no sound for more than an hour, I managed to slip the bolt on this side of the door and came in here.
Böylece, dün gece, bir saatten fazla hiçbir ses işitmeyince, kapının bu tarafından sürgüyü kaydırmayı başardım ve buraya girdim.
The last thing I heard him say was, " Really, Alfred.
Söylediğini işittiğim son şey, " Gerçekten mi Alfred.
I heard they lost three ships in the last two hours.
Son iki saat içinde üç gemi kaybettiklerini duydum.
I heard the last part of it.
Son kısmını duydum.
Last I heard, she was playin with the Salvation Army.
Son duyduğumda, İçkiden Kurtuluş Ordusu'nda çalıyordu.
I do not have the eloquence of some of the men you've heard in the last few days.
Son bir kaç gündür dinlediğiniz kişilerdeki hitabet yeteneği ben de yok.
I had dinner at Lindy's last night, and he was sitting in the next booth, and I heard him buy it from a man.
Dün gece Lindy'nin Yeri'nde yemek yiyordum, o yan bölmede oturuyordu bir adamdan satın alırken onları duydum.
I heard a wolf last night in the mountains.
Dün gece dağlarda bir kurt duydum.
Listen, these articles you've been writing for the last three months... is it true what I've heard about them?
Baksanıza, hani şu son üç aydır yazdığınız makaleler hakkında duyduklarımız doğru mu?
As long as you live, remember the last thing you heard outta me was I love you.
Yaşadığın sürece, benden duyduğun son sözün bu olduğunu hatırla : Seni seviyorum.
Anyway, last I heard they were involved in the most delicious scandal.
Şey, herneyse, son aldığım bir habere, göre adları çok büyük bir skandala karışmış.
Last night my life was shattered when I heard the one I loved more than anything - when I heard her name dragged through the mud by a reckless young man - one suddenly feels old.
Dün gece dünyam başıma yıkıldı her şeyden çok sevdiğim kadının o güzel ismini lakayt bir gencin ağzından duyunca birden yaşlandığımı hissettim.
That's the meanest thing I ever heard of.
Bu şu ana kadar karşılaştığım en aşağılık durum.
How come I haven't heard the box score on your last trip to San Francisco?
San Francisco'ya son gidişinde olanları neden duymadım acaba?
The last man I heard say that was General Custer.
Bunu söylediğin son duyduğum adam General Custer'dı.
Mr. Gan, I told you that last night the man who rescued Tang Ren Jie covered his face with a white handkerchief but I didn't tell you that... I also heard a coughing sound earlier
Bay Gan, geçen gece Tang Ren Jie'i... kurtaran beyaz mendilli biri vardı ama size daha önce... onun öksürdüğünü söylememiştim
I heard about the ball game last night.
Dün geceki maçı duydum.
I heard that you were one of the last people to talk to my uncle.
Amcamla son konuşanlardan biri olduğunuzu duydum.
Last I heard, Joe was somewheres on the Alagash.
Son duyduğumda, Joe Alagash yakınlarında bir yerlerdeydi.
I've heard that for the last three hours!
Son üç saattir bunu dinliyorum!
And I'm sure we ha ven't heard the last of the Ricca case.
Ve Ricca davasının henüz bitmediğinden eminim.
I heard it the last time.
Son gelişimde dinlemiştim.
I heard you in the hall last night.
Dün gece koridordaydın.
I remember the last time we were in an asteroid storm. I was down in the food locker getting a sandwich. When I heard the damn sleeping quarters blow up.
En son Astroid fırtınasıyla karşılaştığımız zamanı hatırlıyorum da, yatakhanemiz havaya uçtuğunda aşağıda sandviç hazırlıyordum.
the last one 115
the last few days 25
the last 153
the last time you were here 18
the last time i saw you 99
the last time 101
the last time i checked 40
the last time i was here 29
the last time i saw him 32
the last time we met 19
the last few days 25
the last 153
the last time you were here 18
the last time i saw you 99
the last time 101
the last time i checked 40
the last time i was here 29
the last time i saw him 32
the last time we met 19
the last time i saw her 28
the last few weeks 16
the last few months 17
the last time we spoke 24
the last thing i remember 34
last i heard 195
i heard it too 19
i heard her 44
i heard screaming 20
i heard you the first time 95
the last few weeks 16
the last few months 17
the last time we spoke 24
the last thing i remember 34
last i heard 195
i heard it too 19
i heard her 44
i heard screaming 20
i heard you the first time 95
i heard a noise 55
i heard 1243
i heard it 224
i heard you talking 16
i heard everything 60
i heard you 527
i heard about it 61
i heard something 119
i heard about you 41
i heard you were here 21
i heard 1243
i heard it 224
i heard you talking 16
i heard everything 60
i heard you 527
i heard about it 61
i heard something 119
i heard about you 41
i heard you were here 21