The walls Çeviri Türkçe
5,245 parallel translation
The madness has come over the walls.
Cinnet duvarları aştı.
If the walls collapse, we'll all die.
Eğer duvar çökerse, herkes ölecek.
She'd draw on the walls.
Duvarlara resim yapardı.
We've got to put the fires back in the alcoves and get the Nordic Symbols back on all the walls.
Ateşleri hücrelere geri koymalıyız ve İskandinav sembollerini de duvarlara yerleştirmeliyiz.
- the real Clairvoyant. - You were in the walls, Fitz.
- Sen de duvarlardaydın Fitz.
I like to reach out and touch the walls, you know.
Uzanmak ve duvarlara dokunmak istiyorum.
Are you talking about the walls?
Duvarlardan mı bahsediyorsun?
Yeah! Where are the walls?
Duvarlar nerede?
ENOUGH TO SHAKE THE WALLS OF JERICHO,
Jericho'nun duvarlarını titretecek kadar...
With everything from pre-sliced tomatoes, to the homey needlepoint on the walls.
Önceden dilimlenmiş domatesten, ev yapımı oya işine kadar herşeyde.
Few more minutes, then I'm gonna want a secondary search for any fire lurking in the walls.
Kısa bir süre bekleyelim. Sonra gizli yangın için... -... ikinci bir araştırma isteyeceğim.
Okay, men, look for anything smoldering in the walls or the ceilings.
Tamam millet. Duvarlarda veya tavanlarda içten içe yanan bir şey var mı bakın.
They painted the walls, and he pocketed the rest.
Duvarlara bir kat boya attırdı, paranın geri kalanını da cebe indirip geçti.
I love corn on the cob, too, but I'm not gonna paint it all over the walls.
Haşlanmış mısırı ben de seviyorum ama gidip duvara resmini yapmıyorum.
Dinna want him inside the walls.
İçeride istenmiyor.
Climb the walls. Maybe defy the devil by pissing on the stones.
Duvarlara tırmanmak ya da taşlara işeyerek şeytana meydan okumak gibi şeyler.
Maybe find drugs in the walls.
Belki de evin duvarlarında uyuşturucu bulurlar.
The walls are barely functioning.
Duvarlar zar zor çalışıyor.
I have this crap on the walls and I gotta tell the tenants the rent's going up.
Duvarların orada kramp girdi ve kiracılara kiraların yükseldiğini söylemem gerekiyor.
He didn't shoot through the walls.
Duvarlardan ateş etmedi.
And once I was outside of the curse's purview, I knew that the walls were down.
Lanetin etki alanının dışına çıktığım anda duvarların kalktığını anladım.
And I just keep cleaning the shit off the walls!
Ben de duvardaki bokunu temizliyorum!
♪ And the walls kept tumbling down ♪
* Ve duvarlar yıkılmaya devam ediyordu *
You put what you like on the walls ; the walls are not the art.
Eserleri duvara asarsın, duvarın üstüne yapmazsın.
I can hear your porn through the walls.
- İzlediğin pornonun sesi geliyor.
Well, we've managed to make our way behind the walls of one of the most secretive institutions on the planet... to learn that Pierce Norman likes to hide the fact that he plays video games when he should be working.
Pierce Norman'ın, çalışması gereken saatlerde oyun oynadığı gerçeğini öğrenmek için gezegendeki en gizli kapaklı kurumun içine sızalım diye kuytu köşelerde plan yapıp uygulamaya sokmuşuz.
The walls are paper thin.
Duvarlar kâğıt gibi ince be.
And that tether - - we cut that tether, we cut the power to the walls.
Ve şu bağlantıyı kestiğimizde duvarlara giden gücü kesmiş oluruz.
You take out that tether, I promise you the walls are gonna come down.
Bağlantıyı çıkarırsan sana söz veriyorum ki duvarlar çöker.
What you're looking at is a model of the ghetto we've been living in for the past four months, ever since the walls came down.
Görmüş olduğunuz içinde olduğumuz gettonun bir modeli. Dört aydır duvarlar hiç çökmedi.
Although the settlements where people lived for thousands of years are gone, the walls they built still serve their purpose.
İnsanların binlerce yıldır yaşadığı yerleşimler yok olmasına rağmen yaptıkları duvarlar hala amaçlarına hizmet ediyor.
We have made a place where you - where all of us - will be safe from the madness beyond these walls.
Senin, hepimizin bu duvarın ötesindeki cinnetten korunacağı bir yer yaptık.
The pipes burst due to the displacement of bearing walls.
Asıl sorun ; taşıyıcı duvarların yerinden çıkması. Ki bu yüzden de borular patlamış.
There are two huge cracks on the bearing walls, from the first to the ninth floor.
Taşıma duvarlarında 1. kattan 9. kata uzanan iki derin çatlak var.
After hitting the front wall first, the ball may hit any other number of walls before landing in the opponent's quarter court.
Top ön duvara vurduktan sonra, rakip sahaya düşmeden önce diğer duvarlara da çarpacak.
Claire, when these walls went up, the city was in a shambles.
Claire bu duvarlar yapıldığı zaman şehir zar zor yürüyordu.
Edward, I know you go outside the city walls every few weeks.
Edward birkaç haftada bir şehrin dışına gittiğini biliyorum.
I stared at the paper walls for weeks until my roommates showed me how to vent my feelings.
Oda arkadaşlarım duygularımı nasıl açığa vuracağımı gösterene kadar haftalarca duvar kağıtlarına bakakaldım.
I think about the people who live outside the castle walls sometimes.
Bazen şato duvarları dışında yaşayan insanları da düşünüyorum.
Eyewitnesses claim the assailant smashed through several walls before killing Colombia's most notorious drug lord, Alejandro Castillo, A.K.A. El Dogo.
Şahitler saldırganın, Kolombiya'nın kötülüğüyle en fazla ün salan uyuşturucu taciri Alejandro Castillo'yu, nam-ı diğer El Dogo'yu öldürmeden önce birkaç duvarı parçaladığını ileri sürdüler.
We slowly sank as it increased the density of the outer walls.
Dış duvarlarının yoğunluğu arttıkça yavaş yavaş battık.
As the confines of the castle walls Faded behind me like a bad dream,
Kale duvarlarının sınırları kötü bir rüya gibi geride kalmıştı.
* Written in these walls are the stories that I can't explain *
* Bu duvarlarda açıklayamayacağım anılar yer alıyor *
The conspirator walls himself from friend and neighbor and he lives a secret life, pretending to be a part of the God-fearing community of man, the community of laws and of shared values, even as he plots its overthrow.
Komplocu kendini arkadaşlarından ve komşularından tecrit edip gizli bir yaşam sürer! Dindar toplumun bir parçası gibi davranarak yasaların ve paylaşılan değerlerin topluluğunu bile devirmeyi planlar.
There are ten-foot walls around the entire perimeter, armed guards, CCTV- - it's a fortress.
Tüm arazi üç metrelik duvarlarla çevrili silahlı korumalar, kamera sistemi... Kale gibi korunuyor.
Instead of your traditional windows and walls set-up, which provides a barrier between the visitor and the bears, in this case, what we have here is more of a...
Geleneksel cam ya da duvar yerleştirmek yerine ki bunlar ziyaretçiler ile ayılar arasına bariyer koyuyor ama bu durumda, bizim burada yaptığımız bir...
If they breach these walls, they'll behead me like they did the King of Varna.
Bu duvarları aşarlarsa Varna Kralı gibi benim de kellemi alırlar.
- [Siren walls in the distance]
Biliyorum.
The only thing that keeps me from bouncing off padded walls is... I've discovered the one true god.
Şu anda deli gömleği içinde, hastanede değilsem tek ve gerçek Tanrı'yı bulmuş olmam sayesindedir.
These vertical walls are the home of mountain goats.
Bu dikey duvarlar dağ keçilerinin evdir.
The vertical walls of the Stikine canyon provide some truly spectacular mountain goat habitat.
Stikine kanyonun dik duvarları gerçekten muhteşem olan bir dağ keçisine yaşam alanı sağlar.
walls 61
the world is yours 18
the walking dead 44
the who 68
the way i see it 340
the whole thing 282
the world is changing 33
the way of the future 27
the way you talk 19
the wall 69
the world is yours 18
the walking dead 44
the who 68
the way i see it 340
the whole thing 282
the world is changing 33
the way of the future 27
the way you talk 19
the wall 69
the waitress 23
the world has changed 35
the wall street journal 16
the way i look at it 29
the war is over 139
the way i figure it 33
the way things are going 26
the whole nine yards 33
the wedding 120
the way 34
the world has changed 35
the wall street journal 16
the way i look at it 29
the war is over 139
the way i figure it 33
the way things are going 26
the whole nine yards 33
the wedding 120
the way 34