The war Çeviri Türkçe
28,623 parallel translation
Stop the war on Islam!
İslam'a karşı savaşı durdurun!
It was all rebuilt after the war.
Savaştan sonra yeniden inşa edilmiş.
But where the war will be when you leave office, whether your troops will be on the offensive or bogged down... Impossible to say.
Fakat görevden ayrıldığınız gün savaşın ne durumda olacağını, birliklerin saldırıda mı çıkmazda mı olacağını söylemek imkansız.
Once the war is over...
Savaş bittiğinde...
What happened with you and my husband during the war?
Savaş sırasında kocamla aranda ne geçti?
Lost boy come home from the war.
Savaştan memlekete dönen kayıp çocuk.
Claudia, in my time, there were things worse than the war.
- Claudia, benim zamanımda savaştan daha beter şeyler vardı.
I trained as a doctor before the war.
Savaştan önce doktor olarak eğitim gördüm.
No, the war was a distraction.
Hayır, savaş konusu dikkat dağıtma.
You really think a single case of'roid rage is gonna win you the war?
Sinirli bir yaratıkla savaşı kazanabileceğinizi mi sanıyorsun?
If it means ending the war one day sooner, Amaya would happily make that sacrifice.
Eğer savaşın süresini bir gün bile kısaltacaksa Amaya memnuniyetle kendini feda eder.
If we don't take Vicksburg, we won't control the Mississippi, and we need command of the river to win the war.
Vicksburg'ü ele geçiremezsek Mississippi'nin kontrolü bizde olmaz ve savaşı kazanabilmemiz için nehrin bizde olması gerekiyor.
We're, um... we're meeting in the war room in ten minutes.
On dakikaya Savaş Konseyi Toplantısı yapacağız.
If you're going to draw the American into a land war, we need to double... triple the number of our troops.
Amerikalıyı kara savaşına çekeceksen birliklerimizi ikilememiz hatta üçlememiz gerekir.
The American president of Abuddin has waged a holy war against Islam.
Abuddin'in Amerikalı Başkanı, kutsal İslam'a karşı bir savaş başlattı.
Now this is a war against the children of Islam.
Bu savaş İslam'ın çocuklarına karşı açılmış bir savaş. Bunların hepsi çocuk.
I wept for this president when he lost his child... but now Bassam Al Fayeed used his American weapons to wage war, not against his enemies but against the people.
Kızını kaybettiğinde bu başkan için ağlamıştım. Ama şimdi Bassam Al Fayeed, sadece düşmanına karşı değil halkına karşı Amerikan silahlarını kullanmaktan çekinmiyor.
So one has the right to ask, is this really an Abuddinian war... or is it an American one?
O halde şunu sorabiliriz : Bu gerçekten Abuddin'in savaşı mı? Yoksa Amerika'nın savaşı mı?
The American president of Abuddin has waged a holy war against Islam.
- Evet. Abuddin'in Amerikalı Başkanı İslam'a karşı kutsal bir savaş başlattı.
Now this is a war against the children of Islam.
Bu savaş İslam'ın çocuklarına karşı açılmış bir savaştır.
When the holy war begins, The true believers will flock.
Kutsal savaş başladığında, gerçek müminler bir araya gelecek.
Here's the truth. This is going to be a long war.
Gerçek şu ki bu uzun bir savaş olacak.
Therefore, as of this moment, a state of war exists between Abuddin and the so-called Caliphate.
Şu anda Abuddin ve sözde hilafet arasında savaş hali geçerlidir.
Are you aware that while you were on route back to Abuddin, President Al Fayeed has declared war on the Caliphate?
Siz Abuddin'e dönerken Başkan Al Fayeed'in halifeliğe karşı savaş ilan ettiğini biliyor musunuz?
I'll declare war in the last month, on the last day, if I have to.
Son ayda da savaş ilan ederim, gerekirse son gün de.
We both want the same thing, so war is what he's gonna get.
İkimiz aynı şeyi istiyoruz. O da istediği savaşı alacak.
Listen, until I get orders to the contrary, I am still preparing Bassam's army for the ground war in Syria.
Aksi doğrultuda emir alana kadar Suriye'deki savaş için Bassam'ın ordusunu hazırlamaya devam edeceğim.
The American president of Abuddin has declared his intention to make war on the Caliphate.
Abuddin'in Amerikalı başkanı, Halifeliğe karşı savaşma niyetini açıkladı.
Therefore, as of this moment, a state of war exists between Abuddin and the so-called Caliphate.
Şu andan itibaren, Abuddin'le Halifelik arasında savaş ilan ediyorum.
I'll declare war in the last month, on the last day!
Son ayda, son günde de savaş ilan ederim.
And without that war, Bassam has no reason to deny the vote.
Bu savaş olmazsa, Bassam'ın seçimleri ertelemesinin bir sebebi kalmıyor.
Today is not the day for a civil war.
Bugün iç savaş günü değil.
So if Bonnie's fighting the same war in her head, we need to give her some ammunition.
Eğer Bonnie de bilinçaltında aynı gel-gitleri yaşıyorsa onu biz yönlendirmeliyiz.
After the Second World War, Dr. Ante Pavelic
II.
After the Second World War, Dr. Ante Pavelic flees abroad, hiding from the so-called anti-fascists, and the country is once again run by the Yugoslav dictatorship.
Dünya Savaşı'ndan sonra, Dr. Ante Pavelic anti faşist denilen kişilerden saklanmak için yurtdışına kaçtı. Ve ülke tekrar Yugoslav diktatörlüğü tarafından yönetildi.
Captain's office looks like a war zone. Why would you go after the captain like that
Neden merkezin ortasında Yüzbaşı'ya saldırdın?
That's where they landed after the war.
- Savaştan sonra oraya düşmüşler.
This tree has seen the Revolutionary War, and now they want to tear it down to put up a Java Jerry's!
Bu ağaç Bağımsızlık Savaşı'nı gördü ve şimdi onu parçalayıp yerine Java Jerry koymak istiyorlar!
Actually, I got it when I was a T.A. in Sudan studying the civil war.
Aslında, Sudan'da iç savaş eğitimi alırken almıştım.
There's a war coming, and they hold the key to victory.
Bir savaş yaklaşıyor ve zaferin anahtarı onların elinde.
As the Galactic War enters its second month, the unprecedented death toll continues to rise.
Galaktik Savaş ikinci ayına girerken, benzeri görülmemiş ölü sayısı artmaya devam ediyor.
Sources within the Mikkei combine accuse Ferrous Corp of hiring outlaw mercenaries to aid in their war effort, most notably the fugitive ship "Raza."
Mikkei içindeki bilgiler birleştirilince, Ferrous Corporation'ın savaş çabalarına yardım etmesi için, paralı haydutları işe aldığı ortaya çıkıyor, bunların en bilineni de kaça gemi "Raza."
These are children of Cold War parents who grew up hearing about the mighty U.S. war machine.
Bunlar soğuk savaş görmüş ebeveynlerin çocukları ulu Amerikan savaş makinesi hikâyesini dinleyerek büyümüşler.
The U.S. is being forced into civil war, our weapons being forced against ourselves...
Amerika bir sivil savaşa sürükleniyor silahlarımız bize karşı kullanılıyor...
I'm just saying, we're dropping into the middle of World War II here, and you're not exactly a wartime consigliere.
Demek istediğim, 2. - Dur tahmin edeyim, sen öyle misin?
I have been trained in the art of war by Shimura himself.
Savaş eğitimimi bizzat Shimura'nın kendisinden aldım.
Height of the American Civil War.
- Amerikan İç Savaşı'nın doruk noktası.
No kidding. Having zombies, or whatever they are, running around the Civil War is not a good thing.
O zombilerin veya her neyseler İç Savaş sırasında etrafta olmaları pek iyi olmaz.
But if we blow our cover now, we won't be able to fix the Aberration. And we might lose the Civil War.
Ama şimdi ortaya çıkarsak aberasyonu düzeltemeyiz ve İç Savaş'ı kaybedebiliriz.
I did my sophomore thesis on the Civil War.
İkinci sınıftaki tezim İç Savaş üzerineydi.
December 7th was the day before Reagan and Gorbachev signed the INF Treaty, reducing both countries'nuclear arsenals and paving the way for the end of the Cold War.
- 7 Aralık, Reagan ve Gorbachev'in Nükleer Kuvvetler Antlaşması'nı imzalamasından önceki gün. Bu antlaşma, iki ülkenin de nükleer cephanesini azalttı ve Soğuk Savaş'ın son bulması için ortam hazırladı.
the war is over 139
the warehouse 20
the warrior 17
the warden 25
the war's over 49
warehouse 79
ward 412
warm 241
warden 238
warrior 69
the warehouse 20
the warrior 17
the warden 25
the war's over 49
warehouse 79
ward 412
warm 241
warden 238
warrior 69