English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / They were right

They were right Çeviri Türkçe

1,502 parallel translation
It's less hurtful to believe that they were right To try and destroy you than to accept the fact That she didn't value you.
Sana zarar verecekleri gerçeğini kabul etmektense, senin için bir anlam ifade etmediğini-- - düşünmek daha anlamlı.
Your keys, they were right over there by your inbox.
Anahtarların, posta kutusunu üzerindeydiler.
Your keys, they were right over there by your in-box.
Anahtarların. Posta kutunun tam yanındaydı.
But they were right.
Ama onlar haklıydılar.
They were right here.
Buradaydılar.
They were right here!
Tam buradaydılar!
They were right here.
Tam buradaydılar
And I guess they were right.
Ve sanırım haklılardı.
They were right.
Haklıydılar.
They were right in front of me the whole time deceiving me and I was oblivious.
Onca zaman boyunca beni kandırırken tam önümdeydiler ve benim haberim bile yoktu.
They were right up there, glowing in the ceiling.
Hepsi tavanda parladı.
So they were right.He was in nova.
O zaman haklıydılar. Nova'dandı.
They kept on working, and they were right to do that.
Çalışmaya devam ettiler ve doğrusu da buydu.
Yeah, they were right, uh...
Evet, şey... Tam şurada...
Well, they were- - they were right back here.
Tam şu tarafta, arkadalardı...
They were right, he OD'd.
Haklılar o bir bağımlıymış.
The girls said not to go with you and they were right.
Kızlar seninle çıkmamamı söylediler ve onlar haklıydı. Ben kötü müyüm?
The girls said not to go with you and they were right.
Kızlar seninle gitmememi söylediler ve haklıydılar!
"The girls said not to go with you and they were right."
"Kızlar seninle gitmememi söylemişlerdi." "Ve haklıydılar."
All right, let's find out who these kids were. What they were into.
Önce bu çocukların kim olduğunu, neye bulaştıklarını bulalım.
They were going to enlarge the opening in my lower right maxillary sinus, and then they saw some stuff they didn't like, so they're running tests.
Sağ alt maksiller sinüsümdeki açıklığı genişleteceklerdi ancak hoşlarına gitmeyen bazı şeyler buldular. Şimdi tetkikler yapılıyor.
Well, we were right, they're going after the ZPM.
Haklıymışız. ZPM'in peşindeler.
Right, but I kind of thought they were the same thing.
Doğru, ama aynı şey olduğunu düşünmüştüm.
And what we have right here, in the last year - These are the photos of 112 men from the Special Forces community... who have died because somebody knew they were coming.
Burada, bir sene içinde ölen özel kuvvetlerden 112 adamın fotoğrafları var.
Right, let's start by bringing in all known football hooligans, get their names and addresses, find out where they were last night.
Pekala, bütün bilinen futbol holiganlarını getirmeye başlayalım isimlerini ve adreslerini alın, dün gece nerede olduklarını öğrenin.
You take away the years they were supposed to I, right?
Yaşaması gereken yıllarını ellerinden alıyoruz demek mi istiyorsun?
- You said they were leaving, right?
- Gideceklerini söyledin, değil mi?
Because they were originally after the Magic School kids, right?
?
That was before. They twisted everything to make us think we were doing the right thing.
Bizim doğru olanı yaptığımızı düşündürtmek için her şeyi çarpıttılar.
So when you say to me that I'm one of the most overprotective parents you've seen, please... please introduce me to the ones who were more protective so that I can find out what they're doing right.
Hayatınız boyunca gördüğünüz en koruyucu annelerden biri olduğumu söylüyorsunuz. Lütfen, benden daha koruyucu olanlarla beni tanıştırın da neyi benden daha iyi yapıyorlar öğreneyim.
Maybe if we cremate those bodies the way they were meant to, then the wrong becomes right again.
O cesetleri olması gerektiği gibi yakarsak belki yanlış olanı düzeltebiliriz.
Right, they knew they were being watched, that's why they didn't go inside.
Doğru, izlendiklerinin farkındaymışlar, bu yüzden de içeri girmemişler.
They were her bonesyou hid in the mailbox. That's right.
- Posta kutusunun içine sakladığın kemikler ona aitti.
They were gonna throw down and consummate it right here in the foyer?
Kendilerini yere atıp salonda işi bitireceklerini mi?
- They were right.
- Haklılardı.
We know they were kidnapped, and they're going to kill them if you don't do everything they say, right?
Kaçırıldıklarını biliyoruz, ve eğer söyledikleri her şeyi yapmazsan, onları öldürecekler, doğru mu?
All right, well, the coroner said they were Chinese.
Adli tıp da onların Çinli olduğunu söyledi.
I can't see how you could fit four people into that little box. If they were beating you right and left, you'd have seen how...
Dayak yediğin zaman, inan ki rahat rahat sığıyorsun.
You take away the years they were supposed to live, right?
Yaşaması gereken yıllarını ellerinden alıyoruz demek mi istiyorsun?
If they were to walk past here right...
Eğer şimdi yanımızdan geçece...
Well, there were cookies inside, and we have reason to believe that they were laced with an illegal drug. The gift basket. Right.
Hediye sepeti almıştın.
How long were they gone for? They were supposed to come right back, but the border patrol stopped them and sent them home.
Ama hudut devriyesi onları durdurdu ve geri yolladı.
If what you say is right, it would explain why the 4400 were sent back in 2004. Why they were all brought to Seattle.
Eğer söylediğin doğruysa bu, 4400'lerin neden 2004 yılına ve Seattle'a gönderildiğini de açıklıyor.
So, if there were any complaints or any grievances against her, they'd be in here, right?
Eğer hakkında bir şikayet varsa, Burada yeralması gerekir değil mi?
Maybe they were right.
Belki de haklılardı.
You were all watching a movie in Spencer's trailer called They Came To Conquer, right?
Hepiniz Spencer'ın karavanında "Fethetmeye Geldiler" adında bir film seyrediyordunuz, doğru mu?
I needed to know if William was right, if they were really finning sharks.
William`ın gerçekten haklı olup olmadığını ve gerçekten köpekbalıklarının avlanıp avlanmadığını bilmeliydim.
But they were determined, right?
Fakat kararlılardı, değil mi?
your parents said right before they were shot.
Ailenin vurulmadan önce söylediği şey buydu.
That's--that's right. since they were tiny.
Evet öyle. Küçüklüklerinden beri.
They were worried about you. Oh, you had the do the right thing, right?
Ah, doğru olanı yapman gerekiyordu, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]