Those are good Çeviri Türkçe
753 parallel translation
Those are good things to write about, hunger and thirst.
Açlık ve susuzluk hakkında yazmak iyi fikir.
Those are good reasons.
Bunlar iyi sebepler.
Yeah, well, we'll see how good it is. Those are good men, Cash.
Ne kadar iyi olduğunu göreceğiz.
I know how you feel, sergeant, but remember, those are good men.
Ne hissettiğini biliyorum, Çavuş. Ama bunların iyi adamlar olduklarını unutma.
Those are good ribs.
Bu kaburgalar çok iyi.
If you manage, those five G's are as good as in the bag.
İşi becerirsen, o 5.000 doları cepte say. Belki daha bile fazlasını.
Those are very good insurance, just in case you boys change your minds.
Onlar sigortam. Fikir değiştirirsiniz diye.
Those soldiers are good boys.
Şu askerler iyi çocuklar.
Here you are, big and good-looking. Try your luck on those.
Büyük ve yakışıklı, şansını şunlarda dene.
And what's more, those houses are plenty good enough and have been for 50 years.
Öyleyim. Dahası o evler oldukça iyi durumda ve 50 yıldır da öyleler.
Exactly. Are those the Good Comrades?
- Onlar "İyi Yoldaşlar" mı?
As for those good Christians who don't side with the boyar princes or the well-known families, and are of humble origin and ready to serve the Tsar faithfully, the Tsar summons them to join his bodyguard and to swear allegiance to him at the hamlet of Alexandrov.
Boyar prensleri tarafından olmayan ya da iyi aileden ve mütevazi soydan gelen, Çar'a gönülden hizmet için hazır olan iyi Hıristiyanlara gelince Çar onları Alexandrov'un küçük kasabasında muhafızlarına katılmaya ve sadakat yemini etmeye çağırıyor.
I always said that those two are good guys, you know?
Dedim ya, o ikisi iyi çocuklardı.
Women are no good in those situations.
Bu gibi durumlarla kadınlar pek baş edemez.
- Those boys are pretty good, aren't they?
- Çocuklar oldukça iyiler, değil mi?
Good are those born of good folks!
İyi insanlardan doğan iyi insanlar!
And those new teeth he bought me are just as good as the old ones.
Ve işte eskilerinin yerine satın aldığı yeni dişlerim. Gördün mü?
Those helicopter boys are pretty good fishermen.
O helikopterdeki çocuklar oldukça iyi balıkçılardır.
Those are a good terms, Jimmy.
Sana iyi bir teklif sundum, Jimmy.
Remember, God always helps those that believe in him, whether they are good or bad.
Şunu bilin ki Tanrı, inanlara daima yardım eder.
They're not as good as those in Nishchindipur, are they?
Bunlar Nishchindipur'daki kadar iyi değil, değil mi?
I bring good news to those of you who are plagued with faulty television sets.
Arızalı TV cihazlarına sahip olanlarınıza iyi haberler getirdim.
Those are very good, those bonbons.
Bunlar çok iyi bonbonlar.
Man, are those potatoes good!
Dostum, şu patatesler ne kadar güzel!
Those clowns outside are gonna give me a good going over for the code.
Şu dışarıdaki palyaçolar şifre için beni bayağı zorlayacaklar.
As I was about to say with our steady hands at the helm I am confident that the good ship Battledore will continue to buffet her way through storm and tempest providing a safe haven for those who are in peril on the sea of life.
Demek istediğim gibi, dümende bizim sağlam ellerimiz olursa güzel gemi Battledore'un fırtına ve kasırgalar içinde yoluna devam edeceğinden ve hayat denizinde tehlikede olanlara sığınılacak bir liman olmayı sürdüreceğinden eminim.
Well, those are two good reasons.
Bunlar oldukça iyi nedenler.
If you, evil as you are, know what is good for your children will not your Father in heaven give more good gifts to those who ask?
Siz kötüyken, çocuklarınıza iyi şeyler vermeyi biliyorsunuz da,.. ... göklerdeki Babanız, dileyenlere güzel armağanlar vermeyi bilmez mi?
Those are Norwood's explicit orders. - Good night. AMBASSADOR :
İyi geceler.
To deal with those bumpkins... These bandits are good enough But to deal with that kid at the mill...!
o köylüleri bastırmak için... bu eşkiyalar yeterli olabilir ama değirmendeki adama yetmezler!
Those are pretty good odds, Mr. Spock.
- Çok iyi oran.
I do know that a good many regular army and navy officers... Are damn sorry those bastard organizations ever came into existence.
Şunu biliyorum ki bu soysuz örgütler türediğinden beri pek çok iyi ve düzgün ordu ve donanma subayı lanetlendi.
Even if I cheat you, which I won't, Those names are no good to you.
Seni aldatsam bile, ki yapmam o isimlerin sana hayrı yok.
Good'cause we've got a long wait. They are gonna be messin'with those bodies down there for hours.
- iyi biraz bekleyelim.. cesetleri toplamak saatlerce sürer
Those fish-and-chips are greasy, but they're sure good.
Şu balık patatesler yağlı, fakat kesinlikle lezzetli.
Are those berries good to eat?
O meyveler olmuş mu? Ver bakayım bir tane.
Unless you tell me those rabbits are good at climbing ladders I got no intentions of budging out of this place.
Duyduğuma göre tavşanlar, merdivenleri iyi tırmanıyormuş. Buradan ayrılmaya hiç niyetim yok.
Those are pretty good towns.
GüzeI kasabaIar.
We are good to those who are good.
İyilere karşı iyiyizdir.
Those laborers are good.
Emekçiler iyi.
- Those Gauls lads are pretty good.
- Şu Galyalı oğlanlar oldukça iyiler.
I told you those dogs are no damn good.
Köpekler bir işe yaramaz demiştim.
No wonder those little buggers are such good card players.
Alçak heriflerin, kart oyunlarında bu kadar iyi olmalarına şaşmamak gerek.
Lift those sacks over there, your feet are on them you lazy good for nothing!
Oradaki torbaları kaldır, üzerlerine basıyorsun, Seni işe yaramaz tembel!
No wonder those little buggers are such good card players.
O küçük heriflerin bu kadar iyi kart oyuncuları olmaları şaşırtıcı değil.
Those fuckin'things are good.
O lanet şeyler çok iyi.
Are you sure none of those people got a good look at you?
Bu da senin. Seni tanımadıklarına emin misin?
Mr. Galasso, those guys are too good.
Bay Galasso, bu adamlar çok iyi.
Those guys are good :
Bu adamlar iyilerdi.
Ma ybe you're handsome, but frankly, I've ne ver found you good looking, but sometimes your cold cheating eyes are those of a sad child.
Belki yakışıklısın ama... açıkçası, seni asla yakışıklı bulmadım, fakat bazan soğuk hileci gözlerin üzgün bir çocuk gözleri oluyor.
There are those among us who'd like to know the answer to that and from where I'm standing, it's not looking too good.
Aramızdan bazıları bu sorunun cevabını merak ediyorlar ve benim durduğum yerden durum pek de iyi görünmüyor.
those are nice 21
those are 90
those are beautiful 26
those are mine 77
those are my friends 16
those aren't mine 30
those are my terms 27
those are your words 18
those are the rules 96
those are my orders 22
those are 90
those are beautiful 26
those are mine 77
those are my friends 16
those aren't mine 30
those are my terms 27
those are your words 18
those are the rules 96
those are my orders 22
those are for you 19
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17