To be married Çeviri Türkçe
2,894 parallel translation
You have with you is definitely fun to be married.
Gerçekten evli olmak güzel
My mother doesn't want us to be married.
Annem seninle evlenmemi istemiyor.
I can't wait to be married for as long as you've been married.
Senin kadar uzun süredir evli olmak için can atıyorum.
As the employment agency people no doubt informed you, Mr. Lenhardt and I are to be married next month, and I am determined to bring this mausoleum of his into the 20th century.
Eminim iş bulma bürosu seni bilgilendirmiştir Bay Lenhardt'la önümüzdeki ay evleniyoruz ben de onun bu tarihi eserini 20. yüzyıla uygun hâle getirmeye karar verdim.
Because I am engaged to be married and I love my fiancée, okay?
Çünkü nişanlıyım, evleneceğim ve nişanlımı da çok seviyorum.
Tell me, daughter Juliet, How stands your disposition to be married?
Yavrum söyle bana. Ne düşünüyorsun evlenme konusunda?
I read that the good doctor was to be married today.
Gazetede sevgili doktorumuzun bugün evleneceğini okudum.
I have the questionable distinction to be married to his only daughter.
Kendisinin yegane kızıyla kuşkulu bir evliliğim var.
We don't need to be married or engaged... or owned.
Evlenmeye, nişanlanmaya, sahip çıkılmaya ihtiyacımız yok.
Wow. It would be hard to be married to you.
Vay be, senin gibi biriyle evli olmak ne zormuş.
Yes, this movie. It shows me creating my website so that I could pick up girls despite the fact that I was engaged to be married and had no interest in picking up girls.
Evet, bu film... evlenmek üzere nişanlandığım ve kız tavlamakla hiç ilgilenmediğim halde sadece kız tavlamak için bir web sitesi yarattığımı gösteriyor.
So you would claim Mr. Edelstein was not engaged to be married?
Yani, Bay Edelstein'ın evlenmek üzere nişanlı olmadığını mı iddia ediyorsunuz?
Are you engaged to be married to this young lady?
Bu genç hanımla evlenmeye hazır mısın?
It is unacceptable in any case, especially for a young man who is about to be married.
Bu, durum ne olursa olsun kabul edilemez özellikle de evlenmek üzere olan genç bir adam için.
Who giveth this woman to be married to this man?
Bu kadını bu adama kim veriyor?
- Used to be married to Geena Davis.
- Geena Davis'in eski kocası.
When I reach Nhữ Dương, I'll ask brother Liu to be married to you
Nhadae'ye vardığımız zaman, sana soracağım kardeş Liu senle evlenmeyi.
How does it feel to be married?
Evlenmek nasıl bir duygu?
We used to be married.
Eskiden evliydik.
You're due to be married?
Evleniyor musunuz?
She used to be married to a yankee.
Eskiden Yankeeler'de oynayan biriyle evliydi.
Well, the guy was supposed to be married in three weeks.
Adam üç hafta sonra evlenecekti.
You used to be married to a woman named Valerie Donovan.
Valerie Donova adında bir bayanla daha önce evliymişsiniz.
They will live separately, but our work will include them... and will also be open to married people.
Ayrı çalışacaklar, ama işimizde onlar da var. Ayrıca evlilere de açık olacak.
Would you request your partner not continue to be the asshole he was when I was married to him?
Ortağına evli olduğumuz zamanlardaki gibi pislik olmayı bırakmasını rica eder misin?
- Okay, I completely encourage your personal development, Mom, but you can take time to work on yourself and still be married.
- Peki, seni sonuna kadar destekliyorum, anne, ama evliyken de bunu düşünebilirsin.
You also said that you thought that he would get hammered and hit on all of our married friends, be mean to my grandma and turn the whole thing into a key party.
Partide kör kütük sarhoş olup evli arkadaşlarına sataşacağını, ninene kötü davranacağını, partiyi eş değiştirme partisine çevireceğini de söyledin.
Everybody in town thought she would be the last woman to get married.
Herkes onun, en son evlenecek kişi olduğunu düşünürdü.
And I might even be in love with him, but, that doesn't really matter at this moment because he is getting married to another person right now.
Ona aşığım ama bunun bir önemi yok çünkü şu anda başkasıyla evleniyor.
-... and I'd be married to a horse.
-... ve atla evli olurdum
You're seeing a married man, who happens to be your teacher.
Öğretmenini olan evli bir adamla görüşüyorsun.
I know that if I get married I'm going to be a sweaty bride.
Evlenirsem çok terli bir gelin olacağım kesin.
So, uh, Angela just said to me that because we're married, we don't have to be romantic.
Angela bana dedi ki evli olduğumuz için romantik olmamıza gerek yokmuş.
Married or not, you still have to be romantic.
Evli olsanız da olmasanız da romantik olmak zorundasın.
Clark, every minute that you spend with me having dinner, arguing about paint colors arguing about whether or not to get married you could be out there saving someone.
Clark benimle harcadığın her dakika yemek yediğimiz, oda rengi için tartıştığımız evlenmek için tartıştığımız her dakika sen dışarıda birini kurtarıyor olabilirsin.
Um, I'm supposed to get married and have kids and be normal.
Evlenmem ve çocuk sahibi olmam ve normal olmam gerekiyor.
And if Raj dies... when Raj dies... her heart is going to be broken, whether they're married or not.
Ve eğer Raj ölürse... Raj öldüğünde... kalbi kırılacak, Evli olsalarda olmasalarda.
All my life, I thought I'd be married to someone I didn't love.
Tüm hayatım boyunca sevmeyeceğim biriyle evleneceğimi düşündüm.
This is the first thing that both of our names are going to be on as a married couple, okay?
Evli bir çift olarak ilk defa ikimizin de ismi olacak.
Imagine how he'd be if he was married to Susie.
Bir de Susie'yle evli olduğunu düşünsene.
You'd be married to her right now.
Şuan evli olacaktınız.
How can you be so sure? I've been married to her for 11 years.
- Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
I plan to be safely married by then, Danny.
O günden önce evlenmek gibi bir planım var, Danny.
Because... you want to be more than friends, and I'm married.
Çünkü... Sen arkadaştan fazlası olmak istiyorsun, ama ben evliyim.
But the guy I was going to get married to.. .. turned out to be a famous don's son.
Ama evleneceğim adam ünlü Don'un oğlu çıktı.
Why does it bother you that maybe two people fucking love each other and they want to get married and they want a relationship and they just want to be happy?
Neden iki insanın birbirini sevebileceği, evlenebileceği, güzel bir ilişki yaşayıp mutlu olabilecekleri fikri seni bu kadar rahatsız ediyor?
Her smile would comfort me would forgive that... I had killed my baby in the womb tried to steal a married man for all these she would be my forgiveness
Gülüşü beni rahatlatacak karnımdaki bebeğimi öldürmemi evli bir adamı çalmaya çalışmamı affettirecekti.
And we were married for 14 years. And I'm still holding on to the hope that there actually might be a good guy in there somewhere.
14 yıl evli kaldık ve hâlâ orada bir yerde iyi bir insan olabileceğine dair küçük bir umudum var.
You know, for a guy who just got engaged, you don't seem very happy to be getting married.
Yeni nişanlandın ama evlenmeye pek hevesli göremiyorum seni.
This Christmas, I want to be a married man.
Bu Noelde evli bir adam olmak istiyorum.
And how is it my fault if the girl you are getting married.. ... turned out to be a childhood friend of mine.. ... and in that wedding your brother ends up liking me.
Ve senin evleneceğin kızın benim çocukluk arkadaşım çıkması ve kardeşinin benden hoşlanması benim suçum değil.
to be continued 170
to be honest 1950
to be on the safe side 18
to better days 18
to be loved 19
to bed 99
to be more precise 22
to be blunt 18
to be quite honest 33
to be or not to be 51
to be honest 1950
to be on the safe side 18
to better days 18
to be loved 19
to bed 99
to be more precise 22
to be blunt 18
to be quite honest 33
to be or not to be 51
to be with you 30
to be happy 39
to begin with 126
to be free 36
to be honest with you 224
to be fair 354
to be completely honest 27
to begin 33
to be perfectly honest 76
to be frank 90
to be happy 39
to begin with 126
to be free 36
to be honest with you 224
to be fair 354
to be completely honest 27
to begin 33
to be perfectly honest 76
to be frank 90
to be clear 133
to be sure 151
to be specific 31
to be precise 156
to be 126
to be alone 26
to be safe 60
to be exact 289
to be truthful 21
to be sure 151
to be specific 31
to be precise 156
to be 126
to be alone 26
to be safe 60
to be exact 289
to be truthful 21