To begin with Çeviri Türkçe
1,976 parallel translation
To begin with, my old leather bag had been just a quirky character trait.
İlk olarak, eski driçantamın acayip bir karakteristik özelliği vardı.
And more than anything, I hate the zombies on the subway... who have forgotten all of their dreams... or the fact that they ever had any to begin with!
Ve her şeyden fazlası, metrodaki zombilerden nefret ediyorum. Tüm kendi hayalleri unutturulmuş ya da aslında hiç hayal bile kuramamış zombiler.
It was built too close to the main house to begin with!
Bir kere ana eve çok yakındı!
Well, Oleg... Sveta, to begin with.
Oleg Sveta, bunlarla başlanır.
I'd like to begin with an apology.
Sözlerime bir özürle başlamak istiyorum.
But where the use of bohemian or bohème in French, came from to begin with...
Ama "bohem" in veya Fransızca "bohème" in kullanıldığı yerlere gelirsek...
that my family is gone or the realization that I never really had much of a family to begin with.
Bütün ailemin ölmesi mi yoksa, zaten pek de bir ailemin olmaması mı?
We're going to begin with a little game which will demonstrate a theory of mine known as "The Power of the Suffix."
Kendi ürettiğim bir teoriyi temel alan küçük bir oyunla başlayalım. Teorimin adı, "Son Ekin Gücü."
She'll be reminded of all the things that attracted her to you to begin with...
Bu da karına senin ona çekici gelen yönlerini hatırlatabilir.
Especially if they're mistakes to begin with.
Özellikle yanlışlıkla başlayanlar.
No, if I cared about looks, do you think I would have picked up with the likes of you to begin with?
Görünüşe aldırsaydım sence başlamak için seni mi seçerdim?
I would say your faith made you whole, but, as it turns out, you were never sick to begin with.
İnancın seni iyileştirmiş diyebilirdim. Ama, anlaşılıyor ki, sen başından beri hasta değilmişsin.
To begin with.
İşin başında, hamile olduğumu söylememe nedenim de buydu.
Why didn't you say that to begin with?
Neden bunu en başta söylemedin?
To begin with, we shouldn't dramatise the whole thing.
Öncelikle olayı dramatize etmemeliyiz.
She didn't... she didn't even remember it was my birthday, and that's why I thought she was calling to begin with.
Doğum günüm-- - Doğum günüm olduğunu hatırlamadı bile. Ben de kutlamak için beni aradığını sanmıştım.
I got in the business to begin with, you know.
Başlamama sebep olan Elektradır.
But operating on her was dicey to begin with...
Ama onu ameliyata almak en başında riskliydi.
Truth be told, she wasn't my real grandmas to begin with.
Doğruyu söylemek gerekirse, başta gerçek büyükannem değildi.
Thinking about that little boy made Darnell start to question all he had given up for the agency, which made him question why the agency was asking him to do all this to begin with.
Bu küçük çocuk hakkında düşünmek, Darnell'in ajanlığı bırakmak ve gizli servisin ondan neden bu işleri yapmasını istediği hakkında sorular sormasına neden olmuştu.
And it was a bad night to begin with.
Zaten başlangıcından beri kötü bir geceydi.
To begin with...
İlk olarak...
- Why didn't you tell us to begin with?
Neden en başta söylemedin?
If I had done a good job, she wouldn't have been in there to begin with.
Öyle olsa orada olması gerekmezdi.
More likely, you were wrong about Brennan to begin with.
Büyük ihtimalle sen Brennan'dan şüphelenmekle hata ettin.
Would you like to begin with some couples counseling?
İlişki danışmanlığıyla başlamamızı ister misiniz?
Well, maybe because if I hadn't stepped aside, you wouldn't have gotten into YETI to begin with?
Kenara çekilmeseydim, GEEP'e giremezdin, desem?
Oh. She was never a healthy child to begin with.
Hiçbir zaman sağlıklı bir çocuk olamadı.
Kutner was a pretty dumb one to begin with.
Zaten Kutner saçma bir nedendi.
To begin with I should tell you that.. .. this is very common.
Öncelikle sana bunun oldukça yaygın olduğunu söylemeliyim.
I actually turned it down to begin with, and later on I did accept it.
Aslında başta bu teklifi geri çevirdim. Fakat daha sonra kabul ettim.
So I felt Roy was a little disturbed to begin with.
Bu yüzden Roy'la başlarken biraz rahatsızlık hissettim.
Not too keen to begin with and then I met my husband, we had children and... we built something together.
Başta çok hevesli değildim. Sonra kocamla tanıştım, çocuklarımız oldu, sonra da beraber bir şeyler yarattık.
Any story I tell them has to begin with Victor's dead body.
Ve anlatacağım hikayenin, Victor'ın cesediyle başlaması gerekiyor.
Brave would have been staying inside my own skin to begin with.
Cesur davranış ; dünyaya geldiğim bedenimde kalmak olurdu.
No, I... I mean to begin with.
Hayır, ben başlangıçtan bahsediyorum.
But I don't have very much hair to begin with.
Ama benim zaten o kadar saçım yok ki...
In fact, I think they'll think you didn't even wanna be Cleopatra to begin with.
Öyle düşünüyorlar. Başlangıçta Kleopatra'yı kapman olmazdı yani.
But once we begin engagement, I have to know... are you gonna take orders, or continue undermining me with every glance?
Ama bu işe başladığımızda, emirlere uyacak mısın yoksa eline geçen her fırsatta kuyumu mu kazacaksın, bunu bilmek zorundayım.
We'll begin with all four of you, then narrow it down to three, then two and so on.
Dördünüzle başlayıp üçe ineceğiz, sonra ikiye ve sonra da bire.
You begin with a calf's foot, which I am in possession of thanks to my sainted husband, and you boil it until your kitchen smells Like a tannery.
Önce bir sığır paçası alıyorsunuz, - ki sevgili kocamın sayesinde bende bir tane var -... ve mutfağınız tabakhane gibi kokana kadar kaynatın.
Pedro, there is so much wrong with that, I don't even know where to begin.
Pedro, çok şey olmuş, Nereden başlasam bilemedim.
- We do. Your Honor, I am not even gonna begin to deal with how insulting and defamatory this is.
Sayın Yargıç, bunun ne denli aşağılayıcı ve karalayıcı olduğuna değinmeyeceğim bile.
But once you understand, the linkage between observation and reality,... then you begin to dance with invisibility.
Ama gözlem ve gerçeklik arasındaki bağı anladığın zaman görünmezlik çocuk oyuncağıdır.
Begin with, I know I have to take something from you, Mother Earth, to feed myself, to feed my family,
Başlamak için, senden bir şey almam gerektiğini biliyorum, Toprak Ana, kendimi, ailemi beslemek için,
I thought it might be appropriate to begin the festivities with a 15-minute round of applause.
-... uygun olacağını düşündüm.
Let's begin with the premise that everything you've done up to this point is wrong.
Şu ana kadar yaptığın her şeyin yanlış olduğu gerçeğini kabul etmekle başlayalım.
We begin tonight with one man, his family and a radical experiment to help the planet.
Bu akşam kendisi ve ailesi, gezegene yardım etmek için radikal bir deneye kalkışmış bir adamla başlıyoruz.
... Because after all, to begin With, I had urged him to do it.
.. Herşeyden önce onu bunu yapmaması konusunda uyarmıştım.
But the minute that we begin to chip away at its integrity, the egg collapses in on itself until, in the end, we're left with only... breakfast.
Ama bütünlüğünü bozmaya başladığımız an yumurta içine çökmeye başlar. Ve sonu kahvaltı olur.
It shouldn't exist to begin with.
Bu aramızda kalacak Roger, tamam mı?
to begin 33
with 1352
within 177
without 110
withdraw 82
with you 1138
with me 1243
with all due respect 1080
with you by my side 17
with all my heart 134
with 1352
within 177
without 110
withdraw 82
with you 1138
with me 1243
with all due respect 1080
with you by my side 17
with all my heart 134
with men 23
with your family 23
with this ring 42
with your permission 239
with your wife 28
with your 48
with your help 124
with your dad 25
with her 211
with your mother 23
with your family 23
with this ring 42
with your permission 239
with your wife 28
with your 48
with your help 124
with your dad 25
with her 211
with your mother 23
with pleasure 453
with your father 34
with whom 203
without me 305
with that in mind 45
with your life 24
with us 243
with good reason 53
with it 82
with that said 19
with your father 34
with whom 203
without me 305
with that in mind 45
with your life 24
with us 243
with good reason 53
with it 82
with that said 19