To better days Çeviri Türkçe
135 parallel translation
- To better days.
- Daha iyi günlere.
AND TO BETTER DAYS. OH, AREN'T YOU DRINKING?
Şerefe, Bay Hempstead, daha iyi günlere.
Here is to better days. For all of us.
Daha iyi günlerin şerefine.
They could lead to better days... for both of us.
Bizi daha iyi günlere kavuşturabilirler. İkimizi de.
I cannot do better than to get away for the few remaining days.
Kalan birkaç gün için kurtulmak adına daha iyisini yapamam.
Don't you know any better than to bring your brats here today of all days... when Senor Gallardo is about to make his first formal appearance... in his hometown?
Don't you know any better than to bring your brats here today of all days... when Senor Gallardo is about to make his first formal appearance... in his hometown?
There's nothing I'd like better than to spend the rest of my days here... but I'm afraid we have to push on.
Ömrümün geri kalanını burada geçirmeyi çok isterdim ama... yola devam etmeliyiz.
But what I'm here to tell you is that you'd better watch out pretty close for me the next couple of days because I wanna do what I gotta do without committing any real big sin because I know how you feel about stealing.
Ama sana asıl diyeceğim önümüzdeki birkaç gün bana göz kulak olsan iyi olur çünkü yapmam gerekeni günah işlemeden yapmak istiyorum çünkü hırsızlık hakkında ne hissettiğini biliyorum.
Eleven miles in two days... but we've got to do better.
İki günde 11 mil ama daha da iyisini yapmalıyız.
I may have seen better days, but I'm still not to be had for the price of a cocktail.
Daha iyi günlerim olmuş olabilir, ama hala bir kokteylle beni elde edemezsin.
If we're not found within 30 days, we'll have to do better than that.
Eğer 30 gün içinde bulunamazsak bundan iyisini yapmak zorundayız.
The new year is still four days away, but it's better to prepare early.
Yeni yıla daha dört gün var ama erkenden hazırlık yapmak en iyisi.
In the old days, we used to do these things better.
Eski günlerde bu işleri çok daha iyi yapardık.
Better days to the poor and new life for all my people!
Fakirleri bekleyen güzel günler ve tüm insanlarımız için yepyeni bir hayat!
But one of these days he's going to get better and you're gonna have a man on your hands.
Fakat bir kaç gün sonra o iyileşecek ve senin başına bir adam ( erkek ) olarak kalacak...
I want to say that I still believe this whole thing is a mistake... and that I am no worse, and probably better... than the men who are about to end my days.
Hâlâ tüm olanların bir hata olduğuna inandığımı söylemek istiyorum... Ayrıca hayatımı sona erdirmek üzere olan bu adamlardan daha kötü olmadığımı belki de daha iyi biri olduğumu söylemek istiyorum.
It's wonderful to be together again... like in the old days, and I am feeling much better.
Tekrar beraber olmak çok güzel tıpkı eski günlerdeki gibi, ve kendimi şimdi çok daha iyi hissediyorum.
I have regular ones. It's better for them to miss you a few days than finding you dead in a ditch.
Her neyse, güvenliğin için bu dava bitene kadar bizimle kalmalısın.
You'd better listen to me one of these days.
Bu günlerde beni biraz dinlemeye zaman ayırırsan senin için iyi olur.
You insist that you're feeling better, but still your work these past few days has not been up to par.
Kendini daha iyi hissettiğini iddia ediyorsun ama son beş gündür işin her zamanki seviyede değil.
You'd better wait for the royal chef. It may take 7 to 8 days.
Kraliyet muhafızını bekleseniz iyi olur 7 ila 8 gün sürebilir
Well, I guess I'd better be going, and if you decide to go ahead with it, I'll see you in Atlanta in a few days.
Sanırım, gitsem iyi olacak, eğer işbirliği yapmaya karar verirsen seninle birkaç gün içinde Atlanta'da görüşürüz.
I'll need 15, 20 days to get something better.
Daha iyisini bulmak için 15-20 güne ihtiyacım var.
It's probably better to wait a couple of days until I get this cop thing down pat.
Belki bir kaç gün daha bekleyip önce iyi bir polis olmayı başarsam Çok daha iyi olur.
Jessie's got a better shot at getting to Megan these days than I do.
isle alakali bir durum da.
You better hope somebody comes in to get you in seven days or less.
Birilerinin yedi gün içinde seni alacağını ummalısın.
These are my better days, Londo... thanks to you.
Bunlar benim iyi günlerim, Londo. Sayende.
You better get used to crawling in the dark for the rest of your days because I am going to get the best group of manhunters in this country and I am gonna dedicate my life to tracking you down!
Karanlıkta sürünmeye alışmalısın çünkü ülkenin en iyi ödül avcılarını peşine takacağım. Ömrümü seni bulmaya adayacağım.
I guess I better wait a few days to tell him about Stinky needing a ride.
Kokulu'nun da onu götürecek birine ihtiyacı olduğunu birkaç gün sonra söylesem daha iyi.
I tell you this place used to be pretty sweet,... but it's seen better days if you know what I mean.
Diyorum ki bu yer daha önce çok şirinmiş,... ama daha iyi günler de görmüş ne demek istediğimi anlıyorsan.
To tell you the truth, I've had better days.
Zavallı çocuğa alışması için biraz zaman ver.
Soap, if you have a better idea how to get £ 500,000 in the next few days, let us know.
Soap, önümüzdeki günlerde 500.000 pound kazanmak için daha iyi bir fikrin olursa bilelim.
"I cannot make my days longer, so I strive to make them better."
"Günleri uzatamam ama daha iyi geçmelerini sağlayabilirim."
At Carver we have an opportunity to make our school days better.
Carver'daki günlerimizin daha iyi geçmesini sağlama olanağımız var.
Hopefully I'll have better luck getting it in. Instead of having, uh, sending e-mails, or writing to news groups on the Internet and waiting several days for the answers sometimes it's easy to come here and find other people who might know about your problem and may be able to help you
İnşallah, şansım olacağını umuyorum alırken bunun yerine, aah, emailler göndermek ya da netteki haber gruplarına yazmak ve cevap için bilmem kaç gün beklemek bazen... buraya gelmek ve diğer kişileri bulmak çok basit bu adamlar sorununuzu biliyorlardır ve yardım edebileceklerdir
To tell you the truth, I've had better days.
Dürüst olmak gerekirse, daha iyi günlerim olmuştu.
Like we've got anything better to be doing these days.
Evet, sanki bu günlerde yapabileceğimiz... daha iyi işlerimiz yokmuş gibi.
These days, better to appear guilty than impotent.
Bu günlerde suçlu olmak, zayıf olmaktan daha iyi.
To remember better days.
İyi günleri hatırlaman için.
What I meant was... If you went to your brother's place for a few days, you might feel better.
Demek istediğim... birkaç günlüğüne kardeşinin yanına gidersen... daha iyi hissedebilirsin kendini.
Waiting for better nights, waiting for better days they never come anyway, one day you wake up all by yourself they lied to you, better days are on another shelf
Bekliyorsun güzel geceleri Bekliyorsun güzel günleri Hiç gelmeyecek olanı Kalkacaksın bir gün tek başına
Waiting for better nights, waiting for better days they never come anyway, one day you wake up all by yourself they lied to you, better days
Bekliyorsun güzel geceleri Bekliyorsun güzel günleri Hiç gelmeyecek olanı Kalkacaksın bir gün tek başına Yalan söylediler sana
"You'll get to know each other better, if he stays with you for a few days"
Yanında bir kaç gün kalırsa, birbirinizi çok daha iyi tanırsınız.
Well, rather than get involved in all the tribal shit that goes on around here, you need to know that these days, Oz has a better place to turn.
Burada dönen çete boklarına bulaşmaktansa, bilmenizde yarar var bu günlerde Oz daha iyi bir yere dönüşüyor.
To love and respect him for all the days of your life,.. .. for better and / or for worse?
İyi günde kötü günde onu... sevip saygı göstermeyi?
( M0NTG0MERY ) To us is given the honour of striking a blow for freedom which will live in history, and in the better days that lie ahead, men will speak with pride of our doings.
Gelin, Yüce Tanrı'ya savaşta ordumuzla olması için dua edelim. Gelin, uzun yıllar evvel ünlü bir asker tarafından söylenmiş sözü hatırlayalım.
But once the Boys finished the school program, there was little left for them to do with their days in the camp, except wait and hope for a better future.
Ancak çocuklar okulu bitirdiğinde daha iyi bir gelecek için beklemek ve umut etmek dışında kampta yapılacak neredeyse hiçbir şey kalmıyordu.
For the next three days, if Margaret asks you to do somethin', you better do it.
3 gün boyunca Margaret birşey istediğinde onu yapsanız iyi olur.
That would be... "... inexorable, irresistible, benignant, to broader lands and better days. "
Çok kolay "kabına sığmayan, karşı konulmaz, parlak, daha güzel yarınlar ve mutluluklar."
And her other mother will be home with her in 10 days... enlightened and better able to cope with any changes that are afoot
Diğer annesi de 10 güne dönecek değişimle başa çıkacak kadar aydınlanmış olarak.
I've had better days, to tell you the truth.
Sana doğruyu söylediğim, daha iyi günlerim de olmuştu.
days 2668
days left 44
days ago 298
days remain 20
days a year 35
days now 26
days and 46
days later 66
days a week 26
to be continued 170
days left 44
days ago 298
days remain 20
days a year 35
days now 26
days and 46
days later 66
days a week 26
to be continued 170
to be honest 1950
to be on the safe side 18
to be loved 19
to bed 99
to be more precise 22
to be blunt 18
to be or not to be 51
to be quite honest 33
to be with you 30
to be happy 39
to be on the safe side 18
to be loved 19
to bed 99
to be more precise 22
to be blunt 18
to be or not to be 51
to be quite honest 33
to be with you 30
to be happy 39
to begin with 126
to be honest with you 224
to be fair 354
to be free 36
to be completely honest 27
to begin 33
to be perfectly honest 76
to be frank 90
to be clear 133
to be sure 151
to be honest with you 224
to be fair 354
to be free 36
to be completely honest 27
to begin 33
to be perfectly honest 76
to be frank 90
to be clear 133
to be sure 151
to be specific 31
to be precise 156
to be 126
to be alone 26
to be married 16
to be safe 60
to be exact 289
to be truthful 21
to be precise 156
to be 126
to be alone 26
to be married 16
to be safe 60
to be exact 289
to be truthful 21