Try and remember Çeviri Türkçe
402 parallel translation
Try and remember, Katherine.
Hatırlamaya çalış Katherine.
- Listen to me. Try and remember.
Ve aklında tutmaya çalış.
I'll try and remember.
Hatırlamaya çalışırım.
Please try and remember.
Lütfen hatırlamaya çalış.
Try and remember.
Kendini zorla ve hatırla.
I'll try and remember that, when I'm on the witness stand singing.
Tanık kürsüsünde öterken bunu hatırlamaya çalışırım.
Well, try and remember.
Evet, hatırlamaya çalış.
Let's both try and remember that.
İkimiz de bunu unutmayalım.
Mose, try and remember.
Mose, hatırlamaya çalış.
- Try and remember.
- Hatırlamaya çalışın.
Try and remember your reaction and describe it exactly...
Verdiğin tepkiyi hatırlamaya çalış ve bu akşam...
Well, try and remember, if you can, how you and the others found your way here.
Buranın yolunu nasıl bulduğunuzu hatırlamaya çalış.
Try and remember that.
Bunu sakın aklından çıkarma.
My dear Barbara, you must try and remember, the short time we've been on this planet we've met people, spoken to them and who knows, we might have even influenced them.
Sevgili Barbara'm, deneyip hatırlamalısın, bu gezegende bulunduğumuz kısa süre içerisinde insanlarla tanıştık, onlarla konuştuk ve kim bilir, onları etkilemiş bile olabiliriz.
I'll try and remember that.
Bunu unutmamaya çalışırım.
I'll try and remember that.
Bunu unutmamayı denerim.
Try and remember!
Düşün ve hatırla!
I would like everyone to try and remember today's lesson.
Bugünkü dersimizi hiçbirinizin unutmamasını istiyorum.
That time in the room try and remember Father Merrin just before he died.
O zaman, odada ölmeden hemen önceki Peder Merrin'i hatırlamaya çalış.
But try and remember I like everything neat
Ama aklından çıkarma sakın Her şeyi derli toplu severim
I'll try and remember.
Aklımda tutmaya çalışırım.
- I'll try and remember that.
- Bunu hatırlamaya çalışacağım.
Just try and remember.
Hatırlamaya çalış.
Just try and remember you're the oldest, all right?
Sadece dene ve hatırla sen büyüksün, tamam mı?
I'd like you to try and remember what happened when you fell in the ravine.
Çukura düştüğün zaman ne olduğunu hatırlamaya çalışmanı istiyorum,
Try and remember your heritage, little one.
Köklerini daima hatırlamaya çalış küçüğüm.
I will try and remember that.
Bunu hatırlamaya çalışacağım.
Take a good look at him, Dad, and try to remember him, because... he's going to be your son-in-law.
Ona iyice bak baba ve unutmamaya çalış... çünkü damadın olacak.
And please try to remember, should anything happen to me, you remain the hideous monster that you are.
Ve hatırlamaya çalış, bana bir şey olacak olursa hep böyle korkutucu çirkinlikte olacaksın.
Now, captain, please leave my house... and try to remember not to come here again.
Şimdi yüzbaşı Butler, lütfen evimi terk edin ve bir daha gelmemeyi aklınızdan çıkarmayın.
I try to remember that Marshal Pétain is an old man now and in the hands of the barbarians.
Mareşal Petain'ın artık yaşlı bir adam olduğunu ve barbarların elinde olduğunu unutmamaya çalışıyorum.
I must remember that and try to control myself.
Bunu unutmamalı ve kendimi kontrol etmeye çalışmalıyım.
And I'll try not to remember you.
Seni unutmaya çalışacağım.
Try to remember me and all I've said.
Beni ve dediklerimi hatırlayın.
You should wait till morning, and then... perhaps try to remember from which hotel you have wandered?
Sabaha kadar bekleyebilirsiniz, ve sonra umarım aradığınız oteli hatırlarsınız?
Go, and remember, there will be soldiers above... ... so you'd best try the rocks under the cliff.
Git haydi, ve unutma, yukarida askerler olacak o yüzden uçurumun altindaki kayaliklari denesen iyi edersin.
I wanna be there when they execute you, boy... because I want you to remember me... when everything starts getting black, and you try and scream.
İdam ederlerken orada olmak isterdim evlat çünkü her şey kararmaya başlarken çığlık atmaya başladığını görmek istiyorum.
Try to stay focused and remember everything.
Şimdi yoğunlaşın, orada kalın ve hatırlamaya çalışın.
I don't have the blue dress, and I don't have the gloves, and I don't think you're going to try on these sunglasses, but maybe she'll remember you anyhow, wig or no wig
Bende mavi giysi yok, eldivenler de yok ve şu güneş gözlüğünü de takacağınızı sanmam fakat belki de her nasılsa seni tanıyacak, peruk olsa da olmasa da.
Try to remember why you couldn't move your hands and feet.
El ve ayaklarınızı niçin hareket ettiremediğinizi hatırlamaya çalışın.
'Then try to remember it and think of my position.'
O zaman karım olduğunu hatırlamaya çalış ve beni de düşün.
Try to remember that God is the only reality, and that you are made in his image and likeness.
Tanrının tek gerçek olduğunu... ve senin onun görüntüsünden ve ışığından yaratıldığını hep aklında tut.
And when you're in the sun, would you try to remember to Wear something on your head?
Güneşe çıktığında başına bir şeyler giymeyi denemek ister misin?
Now remember your announcer's training : deep breaths, and try not to think about what you're saying.
Spikerlik eğitimini hatırla : Derin nefesler ve ne söylediğini düşünmemeye çalış.
Uh, the reason I say that is because, you know, when my wife and I try to remember what happened yesterday or the day before, well, we don't agree on anything.
Ah, bence nedeni şu, bilirsiniz, karımla ben dün ve dünden önceki gün ne olduğunu anımsamağa çalıştığımızda, şey, hiçbir şeye katılmıyoruz.
Now remember, don't try anything, or I'll send Sergeant Milton... back to the Fort, and he'll do awful things to your charming daughter.
Konuşma, hiçbirşey deneme, yoksa Binbaşı Milton'u... kaleye gönderirim, ve güzel kızına korkunç şeyler yapar.
Try to remember whom you had sex with in the last twelve days... and tell the person you were with to go see a doctor.
Son 10-12 günde kiminle seks yaptığınızı hatırlamaya çalışın ve ona bir doktora gitmesinin yararına olacağını söyleyin.
And you talk about leeches! Try to remember how many heinous murders Russia has seen.
Rusya kaç tane iğrenç cinayete tanık oldu, hatırlasanıza!
And try to remember this is why we work so hard. To live like kings!
Krallar gibi yaşamak için çalışıyoruz.
But when your own head bears the risk of conflict, when wars devour bourgeoisie and workers alike, they will remember their allies and try to quell the storm.
Fakat kendi kafaları çatışma riski taşıdığında, savaşlar burjuvaziyi yuttuğunda, ve işçiler gibi, müttefikleri hatırlar ve fırtınayı bastırmayı dener.
Now, the one who cranks the most juice into her hubby gets to drive off in that car, and, kids, remember, don't try this at home.
Kocasını en çok kızartan arabaya sahip olur. Ve çocuklar, unutmayın, sakın evde denemeyin.
try and keep up 31
try and relax 30
try and get some rest 17
try and stop me 45
try and understand 17
try and get some sleep 23
and remember 695
remember 10256
remember me 722
remembered 17
try and relax 30
try and get some rest 17
try and stop me 45
try and understand 17
try and get some sleep 23
and remember 695
remember 10256
remember me 722
remembered 17
remember who you are 28
remember your training 25
remember this 223
remember when 16
remember us 50
remember your promise 19
remember this day 16
remember when we were kids 18
remember this one 18
remember what i taught you 16
remember your training 25
remember this 223
remember when 16
remember us 50
remember your promise 19
remember this day 16
remember when we were kids 18
remember this one 18
remember what i taught you 16