English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / What's up with you

What's up with you Çeviri Türkçe

1,565 parallel translation
What's up with you?
Sana neler oluyor?
- What's up with you?
Ne oldu?
What's up with you lot?
Neyiniz var?
What's up with you? I'm sitting here making a mobile for my sister's baby.
Ablamın bebeğine dönence yapıyorum.
That's what you came up with?
Bulduğun çözüm bu mu yani?
You mean, what was it like to grow up with such a big secret?
Demek istediğin, bu kadar büyük bir sırla yaşamak nasıl bir şeydi mi?
- What's up with you?
- Senin neyin var? - Hiçbir şey.
What's up with you?
Senin neyin var?
What's up with you guys?
Ne oldu beyler?
What's up with you guys!
Kim var lan orada!
I couId possibly break up with her... but man, you don't know what she's like.
Bir ihtimal, ondan ayrılabilirim... ama dostum, nasıl biri olduğunu bilmiyorsun.
Sorry, Prime Minister. just trying to cheer you up, what with the divorce.
Üzgünüm, Sayın Başbakan. Sadece sizi eğlendirmeye çalışıyorum.
- What's up with you, ma'am? - What?
- Neyiniz var sizin ( kuzum )?
Well, you know what's going to happen if we don't come up with anything?
Eh, elimizde hiçbirşey olmadan ortaya çıkarsak ne olur biliyor musunuz?
You deal with murders all the time, and it doesn't usually get you this stressed out, so... what's up?
Sürekli cinayet olaylarıyla uğraşıyorsun. Ayrıca genellikle stresini dışarı atamıyorsun. Peki, ne var ne yok?
So what's up with you.
Peki sorun ne?
People say it like it's a bad thing, running away from your problems, but if they never catch up with you, what's the hitch?
İnsanlar, sorunlarından kaçmak kötü bir şeymiş gibi konuşuyor ama sorunların seni yakalayamadıktan sonra ne olacak ki?
What's up with you today? Nothing.
Bugün neyin var?
What's up with you?
- Neyin var senin?
After what happened to Lana, why don't you take up Chloe's offer... and hang out with her at the Talon?
Hem de Lana'ya olanlardan sonra. Neden Chloe'nin teklifini kabul edip Talon'da vakit geçirmiyorsun?
what's up with you?
Senden naber?
I don't know what's happened with my wife or my marriage, and you showing up here randomly doesn't make figuring that out any easier.
Karımla ya da evliliğimle ters giden şeyin ne olduğunu bilmiyorum ve senin aklına estiğinde buraya gelmende bunu anlamama yardımcı olmuyor.
Trying to get you to pay attention with what's going on up here.
Dikkatini yukarıda olanlara çekmeye çalışıyor.
What's up with you?
Ne oldu sana bugün?
So... tell me, Wendy, what do you do when you're not lighting up rooms with your smile?
Söylesene Wendy, Gülüşünle ortalığı yakıp kavurmak dışında ne iş yaparsın?
You know what, I actually heard that he crushed her body with a sledge hammer, cut her up into little pieces, stuffed her into the suitcase and then buried her in the desert,
- Nasıl ölmüş Cesedi parçalamış ve bavula koyup, çöle gömmüş
What's up with you Suat?
Neyin var Suat?
What's up with you?
Neyin var senin?
Hey, hey, hey, hey, hey. What's up with you?
Neyin var senin?
What's up with you in the water?
Suda ne oldu sana?
You guys looking for somebody? What's up with them, bro? Sorry, ladies, we gotta go.
Birine mi bakmıştınız? Üzgünüm bayanlar gitmek zorundayız.
What's up with you?
NasıIsın?
What's up with you guys?
Siz de ne var ne yok?
What's up with you?
Neyin var?
So what's up with the stolen time machine? Did you find it?
Çalınan zaman makinesini bulabildin mi?
Ian, what's up with you, mate?
Ian, neyin var oğlum senin?
What's up with you?
Nabersin?
Now, what's up with those two sluts that are obsessed with you?
Sana kafayı takan şu iki sürtüğün olayı ne?
God, what's up with you?
Tanrım, neyin var senin?
So they tried to come up with alternative scenarios for the universe's evolution, like, what if you mess around with gravity or strength of the electromagnetic force?
Bu nedenle evrenin oluşumu hakkında alternatif senaryolar getirmeye çalıştılar. Yerçekimine veya elektromanyetik kuvvetin şiddetine müdahale ederseniz ne olur, gibi.
Dude, you are freaking out. What's up with you?
Kanka, fena haldesin.
That's why, if you're ever in a bar fight, what you should do is pick up a beer bottle and smash the other guy across the bridge of the nose'cause it'll make his eyes fill with blood and snot,
Eğer bir bar kavgasına karışırsan, bira şişesini aldığında diğer adamın alnında kırmalısın. Çünkü bu, gözlerinin kan içinde kalmasını sağlar.
What's up with you?
Sana ne oluyor?
What's up with you?
Ne oldu?
What's up with you?
Ne oldu sana?
Do you know what it's like to wake up each day with the knowledge that your life has no meaning?
Her sabah, hayatın bir anlamının olmadığını bilerek uyanmanın nasıl bir şey olduğunu bilir misin?
If you knew enough to get these codes... and what to do with... then you knew this vault door would seal up as soon as an alarm was tripped.
Eğer bu kodları almak için gerekli bilgin ve onları kullanmak için gerekli bilgin olsaydı o zaman alarm çalmaya başladığında bu kasa kapısının kapanacağını da bilirdin.
You can say it, fucked up state of mind, nobody seems to have a clue what to do with.
Söyleyebilirsin, s.kilmiş bir kafa diye. Kimsenin çözüm için fikri yok zaten.
Somehow I don't really feel that's what they had in mind when they came up with the name, but you never know.
Doğrusu, bu ismi seçtiklerine göre böyle bir şeye ihtimal vermemişlerdir ama asla bilemezsin.
What's up with you, mate?
Ne oluyor, arkadaşım?
- So what's up with you eye?
- Ee gözün nasıl oldu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]