With your dad Çeviri Türkçe
1,879 parallel translation
Not much. How do you like living with your dad and his boyfriend?
- Senin, baban ve erkek arkadaşıyla yaşamın nasıl gidiyor?
Look, I know you kids ain't too happy with your dad right now, but I hope at least you could see that I'm tryin'.
Bakın biliyorum, şu an babanızla olmaktan hiç mutlu değilsiniz, ama en azından denediğimi bilmelisiniz.
I know you're making that walk with your dad this year.
Bu sene babanla birlikte yürüyeceğini biliyorum.
That thing with your dad, man. - Yeah.
Babanın başına gelenler.
What's the thing with your dad?
Babanın başına ne geldi?
- Been playing cards with your dad?
Babanla kart oynamaya falan mı başladınız?
Have fun with your dad, okay?
Babanla iyi eğlenceler. Tamam mı?
Hey, uh, could you hook me up with your dad's bookie?
Benim için babanın bahisçisi ile konuşur musun?
Owen, as far as we're concerned, the ultimate responsibility for the death of these officers lies with your dad.
Owen, bizim düşüncemize göre, bu polislerin ölümünün esas sorumluluğu babana ait.
No, honestly, I think that you should find out What's going on with your dad.
Ciddiyim ; babanın derdinin ne olduğunu öğrenmen gerek.
I thought you were dealing with your dad.
Hani babanla konuşacaktın sen?
Why did you say you'd go with your dad?
"Ben babamlayım" niye dedin bakayım sen?
Haven't you felt like something is missing in your life since you cut ties with your dad?
Babanla bağlarını kopardığından beri hayatında eksik bir şeyler olduğunu düşünmüyor musun?
The fire took everything, except a fur coat with your dad wrapped up inside.
Yangın her şeyi aldı götürdü babanın içinde sarılı olduğu bir kürk hariç.
You know, since I'm going to dinner with your dad,
Biliyorsun, baban ile akşam yemeği yiyeceğiz.
How was the dinner with your dad?
Babanla yemeğin nasıldı?
How's that going with your dad?
Babanla aran nasıl gidiyor?
I'll discuss your punishment with your dad.
- Cezanı babanla konuşacağım.
Naomi called me, and she told me that things didn't go so well with your dad.
Naomi beni aradı, ve baban ile ilgili şeyin iyi gitmediğini söyledi.
I mean, you got to watch the game like you used to with your dad.
Eskiden babanla yaptığın gibi maçı izliyorsun işte.
I was hoping he'd stick around. I thought that with your dad gone,
Babanın vefatı sonrası buralarda olur diye umuyordum aslında.
She works with your dad.
Babanın yanında çalışıyor.
I can't believe you would go through all that with your dad just to make me happy.
Sırf beni mutlu etmek için babanla bu yaşadıklarına inanamıyorum.
Does this have anything to do with your dad? I don't know.
Bunun babanla bir alakası var mı?
We'll take him out, by which time you're gonna be back here with your dad and Ames. Okay.
Onu yakalayacağız, o süre içinde baban ve Ames'le birlikte burada olacaksın.
She wanted you to make peace with your dad before he died.
Ölmeden önce babanızla aranızı düzeltmek istemişti.
She was dancing with your Dad?
Babanla dans mı etti?
You know, I agreed with your dad on just about everything except that you were a schmuck.
Sana ahmak diye hitap etmesi konusu hariç babana her konuda katılıyordum.
I'll deal with your dad and I'll get there as soon as I can.
Babanla ben ilgilenirim ve elimden geldiğince çabuk oraya gelirim.
But wherever this gets you with your disease, promise me not one word to mom and dad till Monday morning, while I am dealing Nick his bridal-suite blowjob.
Ama hastalığının sebebi neyse lütfen pazartesi sabahına kadar annemle babama bir şey söyleme. O sırada balayı süitimizde Nick'e sakso çekiyor olacağım çünkü.
Your dad set you up with bean dip over at your house?
Almıyor. Axl baban süper.
You out here on the curb With your little telescope, waiting for your dad.
Küçük teleskopun ile kaldırımın köşesinde dikilmiş babasını bekliyor.
And break bread with your kind-of-judgmental mega-movie-star dad?
Ve senin yargılayıcı-mega-film yıldızı babanla barış mı imzalayacağız?
Dad, you're back with your ex-wife.
Baba, eski karınla berabersin.
Your dad just wants to spend time with you.
Baban sadece seninle vakit geçirmek istiyor.
I mean, I think I should still sleep at your place on Tuesdays and Thursdays when Ritchie's with his dad.
Çünkü nişanlandık. Bence salı ve perşembeleri, Ritchie babasının yanındayken, sende yatmaya devam edelim.
You say me and Dad are the ones with a problem, but you... what's your story?
Ben ve babamın sorunlu kişiler olduğunu söylersin, ya sen senin hikâyen nedir?
So, the plan is to bundle your dad's holdings with a bunch of higher-end properties.
Planımız babanın arsalarını daha ileri mülklerle paketlemek.
Keppler buys the bundle, which buys out your dad, and he comes away with maybe 40 cents on the dollar, but hey, that's a hell of a lot better than zero cents, right?
Keppler paketlemeyi yapacak. Böylece babanın yatırımlarını alacaklar. Baban da bu durumda yatırdığının % 40'ını kurtarabilecek.
And your dad just went off for an away game, so I'm all by myself with Gracie Belle this weekend, missing you.
Baban da şimdi deplasman maçı için gitti anlayacağın tüm hafta sonu Gracie Belle ile birlikte seni özlüyor olacağım.
I get why it's on your mind, what, with your birthday and my amazing skin. And sure, people in this restaurant might think you're my dad...
Niye kafana takıldığını anlayabiliyorum, ne, senin doğum günün ve benim harika tenimle eminim ki bu restorandaki insanlar seni babam sanıyorlardır.
Yeah, well, we haven't spoken in, like... years, but, uh... things are pretty bad with my mom back at home, so I just figured... You'd call your dad.
Evet, iyi, biz hiç konuşmadık... yıllardır, ama, annemle aram çok kötü, ben de düşündüm ki...
The plan is to bundle your dad's holdings with a bunch of higher-end properties.
Planımız babanın arsalarını daha ileri mülklerle paketlemek.
And your kids are in Mexico snorkeling with their dad.
- Hayır nişanlım Shangai'de ve çocuklarım da babalarıyla birlikte Meksika'da dalıyorlar.
You have to stay with your grandma and your dad.
Baban ve büyük annenle kalman gerekiyor.
But, Dad, doesn't it feel good to know... that your whole family is willing to drop everything to be with you, to fly across the ocean in a steel coffin?
Ama baba tüm ailenin seninle olabilmek için her şeyi bırakması ve okyanus üzerinden o çelik tabutla uçmayı istemesi hoşuna gitmiyor mu?
Aria, you just saw your dad making out with someone who is not your mom.
Aria, baban annenden başka biriyle öpüşüyordu.
I called your dad to meet with you.
Seninle beraber olabilmek için aradım babanı.
I wasn't working the case myself, but I remember your dad sat for a long time with the girl's mother... single mom.
Davayla ben ilgilenmiyordum ama babanın, kızın annesiyle uzun bir zaman oturduğunu hatırlıyorum. Yalnız bir anne.
Anyway, what's the matter with your dad?
Neyse, babanla sorunun ne?
You can either ride home with Chuck, who's probably standing behind me right now making fun of you, or you can go with your mom and dad who love you, and we'll stop by and see aunt Quinn who's all alone.
Eve Chuck ile birlikte dönebilirsin... Muhtemelen şu anda seninle dalga geçen arkadaşınla. Ya da bizimle gelirsin.
with your family 23
with your permission 239
with your wife 28
with your 48
with your help 124
with your mother 23
with your father 34
with your life 24
with your hands 23
your dad 423
with your permission 239
with your wife 28
with your 48
with your help 124
with your mother 23
with your father 34
with your life 24
with your hands 23
your dad 423
your daddy 47
your dad's here 44
daddy 8904
dada 130
dads 44
daddy's girl 16
daddy's home 125
daddy loves you 25
daddy issues 21
daddy's little girl 17
your dad's here 44
daddy 8904
dada 130
dads 44
daddy's girl 16
daddy's home 125
daddy loves you 25
daddy issues 21
daddy's little girl 17
daddies 20
daddy's coming 27
daddy's here 81
daddy frank 21
dad's 24
dad's home 22
dad said 22
dad's dead 45
dad was right 20
dad's here 32
daddy's coming 27
daddy's here 81
daddy frank 21
dad's 24
dad's home 22
dad said 22
dad's dead 45
dad was right 20
dad's here 32