What about that Çeviri Türkçe
28,842 parallel translation
What about that report?
Şu rapor ne oldu?
Like, you know, what about that girl Nellie?
- Mesela Nellie'ye ne dersin?
What about that lamp-post?
Ne olmuş sokak lambasına?
- Hey, what about that one?
- Hey, peki ya o zaman?
- What about that one?
- Peki ya şu?
I'm still thinking about that kid up by camp, you know, what he said, that someone was going to die.
Hâlâ kamptaki o çocuğu düşünüyorum. Birisinin öleceği hakkında dediklerini falan.
Now, what happened before... with Mia and everyone... do you think about that a lot?
Mia ve diğerleriyle olanlar hakkında çok fazla düşünüyor musun?
What's natural about that?
Bunun neresi doğal?
But when a woman cheats on a guy, the only thing that guy can think about is the other guy's cock, and that's what I'm thinking about, Yvon's cock.
Fakat bir kadın bir erkeği aldatınca, erkeğin düşünebildiği tek şey diğer erkeğin sikidir ve benim de düşündüğüm şey bu, Yvon'un siki.
I don't know yet exactly what happened on that boat and I don't know if you're lying about what happened between you and Alyssa, but I do know you're lying about something.
Henüz o teknede... ne olduğunu bilmiyorum. Ve olanlar konusunda yalan söyleyip söylemediğini de bilmiyorum. Ama birşey hakkında yalan söylediğini biliyorum.
That's not what I'm talking about.
- Bahsettiğim şey o değil.
Now that your are married, what are you doing about the all name thing.
Evli olduğuna göre, hangi soyadı kullanmaya karar verdin.
Audrey, finding out who sent that file to Emma is not gonna change what you did or how Emma feels about it.
Audrey, dosyayı kimin gönderdiğini bulmak yaptığın şeyi ya da Emma'nın hislerini değiştirmeyecek.
Look, if we're talking about a network that lives exclusively on a ridiculously overpriced machine that doesn't really play nice with anything else in the technological landscape, what we're really looking at...
Bak eğer sadece pahalı makinelerde çalışabilen çevresindeki teknolojik hiçbir makineye uyum sağlayamayan bir ağdan bahsediyorsak bizim şuan baktığmız şey...
What did you find out about that bug? - The one that you caught?
Yakaladığınız böcek hakkında ne buldunuz?
Listen... I know that you don't like to talk about this stuff, but what happened to Donny...
Dinle bu konulardan konuşmayı sevmiyorsun, biliyorum.
What does that tell us about the choice of the nation?
Ulusun seçimi hakkında ne anlatıyor bu bize?
Look, sir, what happened that night was complicated and, yes, I must confess that we lost control of the situation, we made mistakes, but we're talking about a national crisis.
Bakın beyefendi, o gece olanlar karmaşıktı, evet itiraf etmeliyim ki kontrolü kaybettik, hatalar yaptık ama ulusal bir krizden bahsediyoruz.
What do you think about that?
Buna ne diyeceksin?
You're thinking that if you tell the truth about what happened that day, you'll be implicating yourself and your crew.
Eğer o gün gerçekte neler olduğunu anlatırsan mürettebatının ve kendinin suçunu itiraf etmiş olacağını düşünüyorsun.
One would think that you went in with all kinds of preconceived notions about what a Mormon is, and that you held on to them no matter what you saw.
Mormonlara karşı önyargılı olduğunu ve bugün ne görürsen gör fikrinin değişmeyeceğini düşünüyor insan.
Which leads me to wonder what could possibly make you think that I would divulge security measures about a rather historic meeting to a group of wanted criminals.
Bu da, tarihi bir buluşmanın güvenlik detaylarını bir grup aranan suçluya söyleyeceğim kanısına nereden vardığınızı düşünmeme sebep oluyor.
- Because what your dad does, that's really what it's all about, right?
Bunlar babanın görevi değil mi?
- Funny thing about that night. My cousin, Cousin Lou, hr gets up to use the toilet, doesn't come back. What?
O gece tuhaf olan şey, kuzenim Lou tuvalete gitti, geri dönmedi.
What was it that you had to be sorry about?
Neden özür diledin?
I know that this is not what this is about, but it's got to be hard being the wife of the man that everybody believes took a shot at the president.
Konunun para olmadığını biliyorum. Herkesin suikastçı bildiği bir adamın... eşi olmak kolay olmayabilir.
Well, that's what they said about the moon shot, until someone with enough imagination made it very possible.
Şey, Ay'a gitmeyle alakalı da böyle demişlerdi, ta ki hayalgücü yeterince güçlü birisi bunu mümkün kılana dek.
What was all that about Amy?
Nedir bu Amy meselesi?
In that case, what about the other $ 3 billion?
Bu durumda diğer 3 milyar dolar ne olacak?
Your daughter... what was that part about your daughter?
Kızın kızın ile ilgili olan kısım neydi?
That's what I'm talkin'about, right?
İşte bundan bahsediyorum.
That's what all of this is about.
Tüm bunlar bununla ilgili.
But I'm not looking to have a heartfelt conversation about what happened 15 years ago, if that's where this is going.
Ancak, doyumsuz bir sohbet yapmak istemiyorum 15 yıl önce olanlarla ilgili Eğer bu nereye gidiyorsa.
Yeah. And what did we just say about that?
Evet, bu konuyla ilgili ne diyorduk?
That's what I care about.
İşte bunu önemsiyorum.
What, you were talking to him about Karev, and you know it isn't your place to discuss that with him.
Onunla Karev hakkında konuştun ama bunun senin görevin olmadığını biliyordun.
What can I say about Frank and Monica that hasn't already been said?
Frank ve Monica hakkında daha önce söylenmemiş ne var ki?
That's exactly what he said about you.
Senin hakkında söylediği tam olarak buydu.
That's what I'm talking about.
Demek istediğim buydu.
Yes, definitely, 100 %. What's crazy about that?
- Kesinlikle, delice bir şey yok.
That is what we like best about you, Gordon, you always tell us what we want to hear.
Bu özelliğini seviyoruz Gordon. Duymak istediklerimizi söylüyorsun.
No matter what he lied about, isn't that the part that matters?
Sana söylediği yalan her neyse önemli olan bu kısmı değil mi?
- That's what he's about to say.
- Bunu söylemek üzere.
I brought all of you here to show you that what they say about me isn't true.
Benim hakkımda söylenenlerin doğru olmadığını göstermek için hepinizi buraya getirdim.
I mean, what was all that stuff you said in the trap room about "three questions one answer"?
Tuzak odasında üç soru ve tek cevap hakkında - söylediğin şey neydi?
You know what I was thinking about when I was staring down the barrel of that gun?
Ne düşündüm, biliyor musun? O silahın namlusuna bakarken?
And if there's something you don't like about him, you can change it! That's what I did.
Eğer onunla ilgili hoşlanmadığın bir şey varsa bunu degiştirebilirsin!
Let that be what about the moneyi asked you?
Boşver. Senden istediğim para ne oldu? Tanrı bilir, ne zaman ödeyeceksin...
The relevance is that I care about what happens to pandas like these, don't you?
Alakası şu, bu gibi pandalara ne olduğunu önemsiyorum. Siz önemsemiyor musunuz?
Often, I feel that people overcook the shrimp in general, you know, and they just kind of lose what the shrimp is about.
Bence insanlar genelde karidesi fazla pişiriyorlar... ve karides anlamını kaybediyor.
They gave you that responsibility to enable yourself, to create something, and to take responsibility and ownership about what you were making.
Sana o sorumluluğu bir şey yaratmayı... becer ve sorumluluğu al ve yaptığın şeyi... üstlen diye verdiler.
what about that one 54
what about that guy 19
what about you 4058
what about yours 61
what about your family 70
what about us 295
what about your job 19
what about me 1218
what about it 925
what about your sister 26
what about that guy 19
what about you 4058
what about yours 61
what about your family 70
what about us 295
what about your job 19
what about me 1218
what about it 925
what about your sister 26
what about now 107
what about your wife 48
what about 1238
what about your mother 69
what about him 986
what about her 635
what about this one 204
what about your mom 56
what about your son 23
what about your daughter 34
what about your wife 48
what about 1238
what about your mother 69
what about him 986
what about her 635
what about this one 204
what about your mom 56
what about your son 23
what about your daughter 34