What they want Çeviri Türkçe
6,178 parallel translation
Sociopaths like George Burton, they will go to any extreme to get what they want.
George Burton gibi sosyopatlar, istediklerini elde etmek için... -... her türlü aşırılığa kaçarlar. - Aynen öyle.
But they just do what they want with my songs.
- Ama şarkımla istedikleri şeyi yaptılar.
That's what they want.
Buda onların ne istediğini gösteriyor.
That's what they want me to do.
- Öyle yapmamı istiyorlar zaten.
Those, uh, people that you've chosen over me, you do not see who they are, what they want, how they see you.
Bana karşı tercih ettiğin O insanların senden ne istediklerini ve seni nasıI gördüklerini asla bilemeyeceksin.
Well, someone's getting what they want today.
- Biri bugün istediğine kavuştu bari.
You'll have this one, and you'll have this one, and everybody has what they want, right?
Sen bunu al, sen de bunu. Şimdi herkes istediğini aldı, değil mi?
I give them what they want
Onlara istediklerini verdim
Don't worry, those bastards are getting what they want.
Merak etme bu piçler istediklerini alıyorlar.
They always get what they want.
Daima istediklerini alırlar.
They let me know what they want me to know.
Bilmeme izin verdiklerini biliyorum.
Let people believe what they want.
Bırakın da insanlar istediklerine inansınlar.
- That's what they want.
- Bunu istiyorlar işte.
Just give them what they want.
İstediklerini ver yeter.
Help us get out of here, Ned, so we can give them what they want and get rid of them.
Çıkmamıza yardım et de onlara istediklerini verip onlardan kurtulalım.
That's what they want.
İstedikleri şey bu.
I'm not an idiot. When you give them what they want, they'll kill me as well.
Salak değilim ben.Onlara istediklerini verirsen, beni de bir güzel öldürürler.
Chokepoint is exactly what they want.
Dargeçit onların istedikleri şey zaten.
People don't know what they want until you show it to them.
İnsanlar sen gösterene kadar ne istediklerini bilmezler.
So whatever they want to call that, that's what's happening.
Bu yüzden ne derlerse desinler, olan biten ortada.
And the fact that it's all behind a wall of secrecy and they threaten people who want to expose it, means that whatever they're doing, even violating the law, is something that we're unlikely to know until we start having real investigations and real transparency into what it is that the government is doing.
Ve tüm bunların gizlilik perdesi arkasında cereyan etmesi bunu ortaya çıkaracak işçilerin tehdit edilmesi her ne yapıyorlarsa, bu esnada yasaları ihlal etmeleri hükümet yaptığı şeylerde gerçekten şeffaf olmadıkça ve gerçek bir soruşturma yapılmadan, bu gerçekleri bilemeyeceğimiz anlamına geliyor.
Believe what you want about my mission, Dwight, but the troubles... They're incredibly entertaining.
Görevim hakkında istediğine inanabilirsin Dwight ama sorunlar inanılmaz şekilde eğlenceliler.
It's funny, if you want to know what the guards are actually doing when they're on the job, you just have to ask the inmates.
Çok tuhaf, gardiyanların mesai saatlerinde ne iş yaptıklarını öğrenmek istediğimizde mahkumlara sormamız yetiyor.
What happens if they want seconds?
İkinciyi isterlerse, ne olacak?
You want to know what they are because, for some reason, you're not immune to what's in me.
Ne olduklarını bilmek istiyorsun çünkü bir şekilde benim içimdeki şeye bağışıklığın yok.
You see, I am going to trade Audrey for what they really want, what they don't even know exists...
Audrey'i onlara çok istedikleri bir şeyi vererek geri alacağım. Var olduğunu bilmedikleri bir şeyi.
What did they want from you?
Senden ne istiyorlar?
- What? They want to do it right now or not at all.
Ya şimdi yapmak istiyorlar ya da hiç yapmayacaklar.
They say it keeps the baby from sleeping, which is the opposite of what you'll want. Trust me.
Bebekleri uyutmuyor diyorlar, ki bunu hiç istemezsiniz, güvenin bana.
What do they want with David Clarke?
David Clarke'dan ne istiyorlar?
And what would they possibly want with the Museum of Natural History?
Ve Doğal Tarih Müzesi'nden ne istiyor olabilirler?
They just tell you what you want to hear.
Sadece duymak istediğini söylüyorlar sana.
What did they want?
- Ne istiyorlardı?
If they want to talk, let them talk. What the hell do you care?
Konuşmak istiyorlarsa konuşsunlar.
And I don't care what they think,'cause I like you, and I want to spend Christmas with you in London.
Ve ne düsündükleri umurumda degil çünkü senden hoslaniyorum ve Noel'i seninle birlikte Londra'da geçirmek istiyorum.
If I showed you a picture of this and said, "what's that good for?" You'd say, "Oh, I wouldn't want to take that into a supermarket car park, they've got speed humps."
Bunun bir fotoğrafını gösterip size "Bu ne işe yarar?" diye sorsam "Onu bir süpermarket otoparkına götürmek istemem çünkü tümsekleri var" derdiniz.
What do they want with her?
Ondan ne istiyorlar?
I want to demonstrate what a fair Speaker I intend to be so that members will keep that in mind when they vote for my confirmation next week.
Bu sayede üyeler haftaya onayımı oyladıklarında bunu da göz önünde bulundurabilirler.
Yeah, yeah... What, they want more cushion?
Ne yani, daha fazla tampon mu istiyorlarmış?
But if you go down to Brannigan's just right down there, they'll let you take a shit in the middle of the floor if that's what you want to do.
Ama aşağıdaki Brannigan'a gidebilirsin. İstersen barın ortasına sıç, sana bir şey demezler.
So, what did they want to know about Stevie and I?
Peki Stevie ile benim hakkımda ne bilmek istediler?
'Cause you know, there's a lot of cats that'll come in here and they'll play exactly what I want'em to play.
Benim istediğimi çalmaya razı olan bir sürü adam geliyor buraya.
But the question remains, what did they want to know?
Ancak akıllara bir soru geliyor. Ne öğrenmek istiyorlardı?
And at the end of this, that's what they'll want.
Görevin sonunda bunu isteyecekler.
What do they want?
- Ne istiyorlar?
They want what's in the riblets.
- Pirzolaların içindekini istiyorlar.
They just want to see what these blues look like on the sun porch.
Kendileri bu mavilerden hangisinn verandaya uyacağını görmek istemişti.
Most of these folks, they just want some acknowledgement... of what happened.
Mağdurların çoğu, yaşananların kabul edilmesine bile razı.
I want to hear what they're talking about.
Ne hakkında konuştuklarını duymak istiyorum.
They won't know what they're looking at or why they like it, but they'll know they want it.
Neye baktıklarını ve neden beğendiklerini bilmeyecekler, ama ne istediklerini bilecekler.
Yes, they are, and what I want is a closed system.
Evet öyleler, ve ben de kapalı bir sistem istiyorum.
what they say 17
what they're doing 18
what they do 35
they want to talk to you 29
they want to see you 16
they want 67
they want you 43
they want me 35
wanted 149
want 192
what they're doing 18
what they do 35
they want to talk to you 29
they want to see you 16
they want 67
they want you 43
they want me 35
wanted 149
want 192
wants 27
want to come 83
want some tea 31
want a cup of tea 22
want to watch 20
want to come along 22
want a coffee 21
want some 350
want to go 45
want some water 39
want to come 83
want some tea 31
want a cup of tea 22
want to watch 20
want to come along 22
want a coffee 21
want some 350
want to go 45
want some water 39