English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You called her

You called her Çeviri Türkçe

1,329 parallel translation
"You called her sister-in-Iaw, didn't you?"
"Karımın görümcesini aradın, dimi?"
You called her Rachel.
Ona Rachel dedin.
You called her.
Onu aradın.
You called her a dog.
Ona "köpek" demişsin.
You called her everyday?
Onu her gün aradın mı?
- Have you called her parents?
- Ailesini aradın mı?
You called her my wife!
Onu karın olarak çağırdın!
- They're called terrorists, Gary. And they hate everything about you.
- Onlara terörist denir ve senin her şeyinden nefret ederler.
Good for her. Also, your ex-husband called. Wanted to know if you would like to spend tonight with him and his beautiful wife and their two perfect kids in Connecticut.
Ayrıca eski kocan Noel'i onunla, güzel karısıyla ve iki harika çocuğuyla Connecticut'ta geçirmek ister misin, diye sormak için aradı.
When you refused to call her back, she called me.
Hayır. Onu geri aramayı reddettiğinde, beni aradı.
If she called why didn't you persuade her to come home?
Niçin onu eve gelmesi için ikna etmedin?
If we called her, would she confirm you're coming?
Ararsak, geleceğinizi doğrular mı?
If you get angry on a daily basis, if you get frustrated on a daily basis... if you suffer on a daily basis... if you give reason for the victimization in your life... you're rewiring and reintegrating that neural net on a daily basis... and that neural net now has a long-term relationship... with all those other nerve cells called an "identity."
Gün be gün bir şeylere kızarsanız, gün be gün hüsrana uğrarsanız, gün be gün ıstırap çekerseniz, eğer yaşamınızdaki haksızlığa hak tanırsanız, o nöron ağını her gün ateşleyip, bobin sarar gibi sarıyorsunuz demektir. Bu nöron ağı artık diğer sinir hücreleriyle bir ilişkiye girmiştir ki buna kimlik denir.
I'll tell her you called.
Aradığını ona söylerim.
He says if she doesn't go back to him, he'll kill her I hope you haven't called the police
Kendine geri dönmezse onu öldüreceğini söylüyor. Polis çağırmadınız inşallah.
I love her too much I'd have called her home, but Sunny's around, you see?
Onu eve çağıracağım, ama Sunny evde, gördün mü?
What did you do? I called her and asked her to come over.
Onu aradım ve buraya gelmesini istedim.
Are you going to kill the girl because her marriage has been called off?
Düğün iptal oldu diye kızı öldürecek misin?
However. One day... You suddenly called.
Her nasılsa bir gün aniden aradın.
Did you ever see her with a guy called Johnny Favorite? Yeah, he was cute.
- Hiç Johnny Favorite'i gördünüz mü?
Roxanne Kern called me as soon as you left her office.
Roxanne Kern, ofisinden ayrılır ayrılmaz beni aradı.
Now you see wrongs everywhere and bullying you feel called to remedy?
Şimdi her yerde yanlışlıklar görüyor... ezilenlerin yardımına mı koşuyorsunuz?
And in that state of addlement, you mistook her purpose, her so-called brother's and their entire fucking cockeyed story.
O sersemlik içinde de, kızın ve sözde kardeşi olacak... bacaksızın amacını yanlış anlayıp gülünç hikayelerine kandın.
Zelner called me and said, "We will do anything we can to get you back."
Zelner arayıp dedi ki, "Seni işe geri almak için her şeyi yaparız."
Is that why you called me in — some dame's banged her bonce?
- Beni buraya bunun için mi cağırdınız. - lanet kadın kafasını sıyırdığı için mi?
- Mm. I believe in a higher order that's in control of what happens, but not one, anthropomorphic entity called "God"... that's concerned with the everyday workings of you and me.
Her şeyi kontrol eden bir düzen olduğuna inanıyorum ama Tanrı adında antropomorfik bir varlığın... günlük işlerimizi ayarladığına inanmam.
YOU HAVEN'T CALLED HER SINCE SAKS, HAVE YOU?
Saks'tan beri onu aramadın, değil mi?
You don't know me... but he always talked about you when he e-mailed or called.
Beni tanımıyorsunuz... ama her elektronik postasında veya aramasında sizden bahsederdi.
Somebody called you from the Paris airport, but it wasn't her.
Birisi seni Paris'den aradı, ama bu kişi o değildi.
You called your own answering machine and recorded her dying words.
Kendi telesekreterinizi aradınız ve son sözlerini kaydettiniz.
Because if you don't she's gonna make me take her to a place called The Petting Zoo which, according to Todd in Accounting, they pet.
- Ona, neden bir striptizci ayarlayayım? - Çünkü yapmazsan, Petting Zoo adındaki bir yere gideceğim. Muhasebeden Todd'a göre, hayvanları varmış.
- What, you haven't called her yet?
- Ne, onu daha aramadın mı?
- You could have called her from Portland.
- Peki onu Portland'dan aradın mı
I started to tell her about us, the night of you accident, but then Haley called and everything changed.
Senin kaza yaptığın gece, ona bizden bahsetmeye başlamıştım ki Haley aradı ve her şey değişti.
As soon as I realized I might risk losing you forever I called it all off and came back.
Seni sonsuza dek kaybedebileceğimin farkına vardığımda her şeyi bitirdim ve döndüm.
I'll tell her you called.
Ona aradığınızı söylerim.
Yeah, Julie called and she said you sent her home.
Julie aradı ve onu eve yolladığını söyledi.
You tell me, you think it's ok, for that fucking hydra which incidently is what Lisa called her.
Sence o Hidra'nın... Aklıma gelmişken, Lisa ona Hidra derdi.
I called because I heard you went and visited Donette told her my son's death couldn't have been no suicide.
Sizi aradım çünkü duyduğuma göre Donette'i ziyaret etmiş ve oğlumun ölümünün intihar olmayabileceğinden bahsetmişsiniz.
I want you to run the addresses of every number he called.
Aradığı her numaranın adresinin kontrol edilmesini istiyorum.
Has she ever pouted her lips And called you " pookie'"?
O, hiç dudaklarını somurtup Çağırdı mı "pookie" diye seni?
She said she called on a number you gave her.
Senin verdiğin bir numarayı aradığını söylemiş.
We called her to tell her you're at lunch?
Yemekte olduğunu söylemek için mi aradık?
I was all set to tell her and then you called, and then I feel guilty about telling you that I'm still in Greece.
Tam kendimi ona söylemeye hazırlamıştım ki, sen aradın ve sana hâlâ Yunanistan'da olduğumu söylediğim için kendimi suçlu hissettim.
- I gave you her number. You never called.
- Sana numarasını vermiştim.
- Would you get in more trouble if you bothered her or if I called corporate?
- Evet, efendim. - Hangisi daha kötü... Lisa'yı aramanız mı, benim otel yetkilisiyle görüşmem mi?
I called you bitter, because now every man you meet... is gonna have to pay for what he did.
Sana acıklı dedim ; çünkü gördüğün her erkek sana yaptığı şeylerin bedelini ödemek zorunda değil mi?
She might have called you to make you her brother.
Onun kardeşi olman için çağırmış olmalı.
You're so lucky l thought she was all alone and so I called her over
Şanslısın. Yanlız sıkıldım ve onu çağırdım yanıma.
You could have called her my girlfriend.
Onun benim kız arkadaşım olduğunu söyleyebilirdin.
- l too called her Damn you!
Buna sonra karar veririz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]