You forgot something Çeviri Türkçe
417 parallel translation
You forgot something.
- Bir şey unuttunuz.
I think you forgot something, ain't you, Doc?
Galiba bir şey unuttun Doktor.
You forgot something, didn't you?
Bir şey unuttunuz, değil mi?
- l guess you forgot something.
- Bir şey unuttunuz. - Neyi?
You forgot something.
Bir şey unuttun.
You forgot something important : 1,000,000 yen.
Önemli bir şeyi unuttun : 1.000.000 Yen.
By the way, old boy, you forgot something.
Bu arada bir şeyi unutmuşsun eski dostum.
You forgot something.
Bu çorabı unuttunuz.
You forgot something.
Bir şey unuttunuz.
If you forgot something, you'll tell us on the way.
Yürü bakalım. Gerisini yolda düşünürüz. Hadi gidelim.
You forgot something : the money.
Geride bir şey unuttunuz : parayı.
You forgot something.
Birşey unuttun.
Well, you forgot something.
-... ne demek? - Bir satırı unuttun.
Did you ever have the feeling when you're about to go on a trip that you forgot something?
Bir seyahata çıkmak üzereyken bir şey unuttuğun duygusuna hiç kapıldın mı?
You know, just as you get in the cab to go to the airport, you have an anxious feeling that you forgot something, that something is missing?
Bilirsiniz ya, tıpkı havaalanına gitmek üzere tam taksiye binersiniz, bir şey unuttuğunuz, bir şeyin eksik olduğu endişesine kapılırsınız ya?
You forgot something!
Bir şey unuttun!
You forgot something, Rudy.
Bir şey unuttun.
You're the man who... You forgot something.
Siz beni kurtaran... bir şey unuttunuz.
You forgot something in your letter.
Mektubunda bir şeyi unutmuşsun.
Horowitz, you forgot something, man.
Horowitz, bir şeyi unuttun, ahbap.
Well, I beg your pardon, mister but ain't you forgot something?
Şey, afedersiniz, beyfendi fakat birşey unutmadınız mı?
Broom, you forgot something.
Broom, bir şey unuttun.
- I forgot something, you go on.
- Bir şey unutmuşum, sen iç.
You forgot about your father what own that big boat you fall off and he think maybe you swallowed up by shark or something.
Düştüğün büyük geminin sahibi olan babanı unuttun mu? Belki de seni köpekbalıklarının yediğini filan sanıyordur.
- Darling, something I forgot to tell you.
- Hayatım, söylemeyi unuttuğum bir şey var.
- Huh? - You forgot something.
- Para yatırmayacak mısınız?
There's something you forgot too!
Unuttuğun bir şey var.
I did something terrible, and I forgot to tell you.
Çok kötü bir şey yaptım ve sana söylemeyi unuttum.
You forgot something!
Bir şeyi unuttun.
It seems you borrowed something belonging to him and forgot to bring it back.
Ondan bir şey ödünç alıp geri götürmemişsin.
I meant to give you something earlier, but I forgot.
Size vermek istediğim bir şey vardı, ama unutmuşum.
I forgot to tell you something last night.
Sana dün gece söylemeyi unuttum.
I forgot to tell you something.
Sana bir şeyi söylemeyi unuttum.
Oh, something else I forgot to tell you.
Az kalsın sana söylemeyi unutuyordum.
Oh, by the way, I forgot to tell you something about Margaret Spencer.
Bu arada Margaret Spencer'la ilgili sana bir şey söylemeyi unuttum.
I-I forgot to tell you something else, too.
Bir şeyi daha söylemeyi unuttum.
I forgot to tell you something.
Sana bir şey söyleyecektim.
Well, you know, that's something else... but the thing is that she got all wrapped up in these exercises... so she forgot to be depressed.
Cuma, emin değilim. Cuma sabahı telefon etti mi, biliyor musun? Gelen telefonlar listesine bakabiliriz.
You sure you ain't forgot something, Tony?
Bir şey unutmadığına emin misin, Tony?
Something I forgot to tell you this morning.
Sana bu sabah bir şey söylemeyi unuttum.
I forgot to tell you something?
Sana bir şey söylemeyi mi unuttum?
- I forgot to get something for you.
- Senin için bir şey getirdim, nerdeyse unutuyordum.
Sometimes you think of something you forgot to say, or wish you'd said.
Belki söylemeyi unuttuğun ya da keşke deseydim dediğin bir şey olursa diye.
Well, I forgot to tell you something.
O gün sana bir şey söylemeyi unuttum.
I almost forgot, I bought you something, too, darling.
Neredeyse unutuyordum, sana birşey aldım, sevgilim.
You forgot something?
- Bir şey unutmadın mı?
I forgot to tell you something.
söylemeyi unuttuğum bir şey var.
- I told you I forgot something.
Unuttum demiştim.
I forgot to ask you something.
Bir şey sormayı unuttum.
Looks like you fellas forgot something here.
Burada birşeyini unutmuşsun gibi gözüküyor.
I forgot to tell you something that happened last night, something fantastic.
Dün gece olan bir şeyi sana anlatmayı unuttum, şahane bir şey.
you forgot this 51
you forgot 179
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something like that 1529
something's happening 161
something's not right 271
something on your mind 83
you forgot 179
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something like that 1529
something's happening 161
something's not right 271
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong 881
something wrong 855
something is wrong 141
something's wrong here 34
something bad 90
something's coming 64
something's bothering you 28
something to eat 69
something special 67
something's wrong 881
something wrong 855
something is wrong 141
something's wrong here 34
something bad 90
something's coming 64
something's bothering you 28
something to eat 69