You had him Çeviri Türkçe
4,337 parallel translation
- You said you had him. - I had him.
- Onunla konuştuğunu söylemiştin.
I thought you had him.
Onu yakaladığını sanıyordum.
And then, I want to watch when you tell Roger's wife and kids that you had him murdered for money.
Sonra da senin Roger'ın ailesine onu para için öldürttüğünü söylediğini görmek istiyorum.
Roger found this, brought this to you and you had him killed.
Roger bu raporu buldu, sana getirdi, sen de onu öldürttün.
I thought you had him, brother.
- Onu geçtiğini sanmıştım kardeşim.
Now your third, and you had him last year.
Üçüncü çocuğun onu geçen yıl doğurmuşsun.
You had him at point-blank range.
Apaçık şekilde karşında duruyordu.
Οkay, I thought you only had him on the weekends.
Sadece hafta sonları sende kaldığını sanıyordum.
But you had Danny and now you don't want him.
Ama Danny'e sahiptin, ve şimdi onu istemiyorsun.
I just had to get him off you.
Sadece seni bırakması için vurdum.
When I had Jared, and I know this is wrong, but do you know that when I had him I wanted to tell you.
Jared'la evlenirken bunun yanlış olduğunu biliyordum ama bu olduğunda sana anlatmak istedim.
Why do you think I had him placed here?
Neden onu buraya yerleştirdiğimi sanıyorsun?
I like that you told him you had a girlfriend.
Ona kız arkadaşının olduğunu söylemene sevdim.
I must say, it is remarkable, really astounding, the success that the CIA has had since you have taken operational control, and so the President has asked me to ask you to ask him, to invite you both
Siz CIA'nın operasyonel kontrolünün başına geçtiğinizden beri şaşırtıcı bir başarı yakalanmış olmasının fevkalade olduğunu söylemeliyim. Ve Başkan benden size ve ona sormamı istedi.
And finally Michael, you know, he had enough, and he just said, "You have to leave him."
Sonunda Michael'ın, bilirsin, tepesi atmış kız kardeşine, "Ondan ayrılmalısın." demiş.
He had biologically been a woman but had science give him what he always felt he should have... you know, dude parts.
Adam biyolojik olarak kadınmış. Ama bilim, ona her zaman hissettiğini vermiş. Anlarsın ya, erkek kısımları.
Even if you had the money to fight him in the courts his lawyers are just gonna file motions and continuances long after you three pissant little fuckups have blown your tiny little brains out.
Mahkemede onunla mücadele etmeye yetecek paranız olsa bile adamın avukatları dosya işlemleri ile sizler gibi üç am salağının küçücük beyinleri patlayana kadar süründürecektir.
Look, kid, I know that he had a rough time, but he has made his choice, Audrey, and if you go after him, then you're off my ranks, too.
Bak evlat, onun zor zamanlar geçirdiğini biliyorum ama o seçimini yaptı Audrey ve eğer onun peşinden gidersen sen de benim ekibimden çıkarsın.
We had a deal that ľd take you and come to him when he's settled.
O yerleşince ben de seni alıp onun yanına gidecektim.
! You had sex with him? No!
Seks mi yaptınız?
You said we just had to find out where he banks, so let's go to the Bahamas... and let's get him!
Tek gerekenin, hangi bankayı kullandığını bulmak olduğunu söylemiştin. Hadi Bahamalara gidip yalanını ortaya çıkaralım.
You saw him when he talked about when I talked about when I did time, that I wasn't gonna do no time, so I had no gun.
Hapiste yattığımı söylediğimden onun yüzünü gördün. Hapse geri dönmek istemediğim için silahım yok dedim.
So you had the drop on our bad guy, and somehow, with him dead to rights, you let him get away?
Demek kötü adamımızdan erken davrandın ve bir şekilde onu iş üstünde yakaladın ve kaçmasına izin mi verdin?
And by that time you were in too deep, so you had to kill him.
O zaman o kadar işin içine girmiştin ki, onu öldürmek zorunda kaldın.
I will give you a blow job if you tell him I had to get my stomach pumped.
Sana blowjob vereceğim eğer ona midemi yıkatmak zorunda kaldığımı söylersen.
I had to fucking burn him. You had to keep your mouth shut!
Çeneni kapayacaktın!
You want to hear how we had him shot up with strychnine?
Onu strikninle nasıl zehirlediğimizi duymak ister misin?
Do you think an alcoholic could withstand from drinking that alcohol if he had a bottle of gin sitting next to him?
Bir alkoliğin yanında cin şişesi durduğu zaman ona dayanabileceğini düşünebiliyor musunuz?
You told him we had sex!
Ona sex yaptığımızı mı söyledin!
- Did you tell him we had sex?
- Ona sex yaptığımızı mı söyledin?
When you say you "had him" for Chaucer...
Bana Chaucer dersi veriyor derken?
I had me a retard cousin once, never let go of his momma's leg, unless you gave him a wooden spoon.
Benimde annesinin bacaklarini birakmayan gerizekali bir kuzenim vardi.
You had no business having him sign an affidavit without me there.
Ben burada yokken ona bir ifade imzalatmaya hakkın yok.
- Yeah, I had sex with him the other night and then I told you that he was small.
- Evet, geçen akşam onunla seks yaptıktan sonra sikinin küçük olduğunu sana söylemiştim.
I had to call him about another piece of business, but we were talking about you guys and how excited Fox is about your script.
Başka bir iş için onu aramam lazımdı. Ama sizin hakkınızda ve FOX'un sizin senaryonuzla ilgilenmesinin nasıl heyecan verici olduğuyla ilgili konuşuyorduk.
Now, periodically, if you can, take time to reflect on the daddy issues that your daddy had with his daddy and his daddy with his daddy and his daddy before him and every daddy that's been going on daddying before that daddy.
"Baba hastalığı" üzerine zaman harcayıp düşünürsen babana onun babasından ona onun babasından ve ona da önceki her babadan aktarılarak devam eder.
You know, my dad, I had about 6 inches on him, and even in the end, I still think he could have taken me.
Babamdan 12 cm kadar uzundum son anlarında bile beni alt edebileceğini düşünüyordu.
You had tracked him to New York using Rick Ruiz and Tony Sanchez. Yeah.
Evet.
Hmm. He said you had some pictures for him, as a treat?
Hediye olarak onun için resimlerin varmış, öyle mi?
You had to call him Goethe, didn't you?
Ona Goethe ismini vermen lazımdı, değil mi?
And that baby crow you had with you, lost him too?
O bebek karga da yanınızdaydı onu da mı kaybettiniz?
My little brother had you sent to the Black Cells when you annoyed him.
Küçük kardeşim, canını sıktığın zaman seni hücreye attırmıştı.
Why is it you didn't meet Mr. Davis until the baby was two years old, if your daughter had been dating him?
Bay Davis'i görmek için neden bebeğin iki yaşına girmesini beklediniz? Yani kızınız onunla çıkıyordu, o bakımdan.
You just had to pay him and take the diamond!
Siz sadece parayı verip elması alacaktınız!
Then if it wasn't you, it must've been somebody from Javier's camp who had beef with him.
- Siz yapmadıysanız Javier'in adamları içinde Carlos ile sorunu olan biri yapmıştır.
You had no business surveilling him in the first place!
Daha en başta onu hiç gözetlememeliydiniz!
I wanted to leave her, but he had me do a shot with him right there - - you know how it is.
Onu bırakmak istedim, ama o kendisiyle bir tek atmamı istedi Orada - - Bilirsin nasıl olur.
Marty, all you had to do was take him to HHS. I know, but...
Marty, yapacağın tek şey onu HHS'ye götürmekti.
Had you ever seen him?
Daha önce hiç görmüş müydün onu?
Had you looked after him better, - he would have been fine now.
Ona sonra daha iyi bakmış mıydın, - şimdi iyi olmak isterdi.
Perhaps if you had intervened when he first came to you with these fantasies, perhaps if you helped him understand the world in which he lived... he'd still be here right now.
Belki o fantezileriyle sana ilk geldiğinde müdahale etseydin belki yaşadığı dünyayı anlamasına yardım etseydin şu an yanımızda olurdu.
you had me at 66
you had me 26
you had a bad day 18
you had sex 37
you had it coming 17
you had fun 22
you had your chance 121
you had me worried 35
you had to be there 28
you had enough 29
you had me 26
you had a bad day 18
you had sex 37
you had it coming 17
you had fun 22
you had your chance 121
you had me worried 35
you had to be there 28
you had enough 29