English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You heard of him

You heard of him Çeviri Türkçe

504 parallel translation
You heard of him?
Hiç duydunuz mu?
- Have you heard of him?
- Daha önce duymuş muydun?
You heard of him, I guess.
Adını duymuşsundur herhalde.
You heard of him, haven't you?
Adını duydun mu?
Have you heard of him?
Onu duydunuz mu?
- You heard of him... - Ah!
- Onu biliyorsunuz, değil mi?
You've heard of him.
Adını duymuşsundur.
Harold's Uncle Bean, you've heard us speak of him, passed away this morning.
Ondan bahsettiğimizi duymuştun... - Evet. - Bu sabah vefat etmiş.
- You've heard of him, then?
- Onu duydunuz mu?
Suppose George went to town tonight and you never heard of him no more.
Tut ki kente indi ve bir daha da George'dan haber çıkmadı.
I expect you have heard of him.
Adını duymuş olduğunu umuyorum.
Maybe you've heard of him — Randolph Stone.
Adını duymuşsunuzdur belki, Randolph Stone.
- You never heard of him?
- Duymadın mı?
- You never heard of him?
- Hiç duydun mu?
Perhaps you've heard of him... Colonel Haki.
Belki ismini duymuşsunuzdur, Albay Haki.
I've heard from the blighter what left you to swing instead of him.
Namussuz herifin seni dolaba getirip kendi yerine hapse attırdığını biliyorum.
By the way, I believe her husband is that great Polish actor... Joseph Tura. Of course, you've heard of him?
Bu arada onu kocası, şu meşhur Polonyalı aktör Joseph Tura galiba.
- You've probably heard of him?
- Muhtemelen adını duymuşunuzdur.
- You've probably heard of him?
- Muhtemelen duymuşunuzdur. - Evet.
- You've heard of him, haven't you?
- Onu tanıyorsunuz, değil mi?
Oh, of course, I've heard him speak of you.
Bakalım. Tabii.
- I tell you, I heard him running ahead of me!
- Sana söylüyorum, Onun koşan ayak seslerini duydum!
- You heard him. Outside, all of you.
Duydunuz, hepiniz dışarı çıkın.
You speak of him with a warmth I have not heard in your voice... since you left your father's house.
Babanın evinden ayrıldığından beri,... kendi ağzından onu hakkında bu kadar içten konuştuğunu duymamıştım.
You must have heard of him.
Onu duymuş olmalısınız.
But after what you've heard this morning... I see no further need of trying to protect him.
ancak bu sabah duyduklarımdan sonra... o'nu korumaya gerek olmadığını düşünüyorum.
Of course you heard about him, he's the one who beat me to the draw!
Beni yakalayan ve buraya getiren adamı duymamış olman mümkün değil.
I heard you and him pulled out of there, on a raft.
Senin onunla birlikte ordan ayrıldığını duydum, bir sal ile.
So he got out, and you heard the last of him.
Ama o kaçtı ve sana hiç haber göndermedi.
I heard you beat up that poor little boy in the woods... and it took all three of the Fern sisters to pull you off him.
Ormanda zavallı çocuğu dövmüşsün üç Fern kardeş elinden zor almış.
But you must have heard of him.
Onu duymuş olmalısınız.
You've heard of him?
Adını duydun mu?
- You've heard of him, no doubt.
- Kuşkusuz adını duymuşsunuzdur.
You've heard of him?
Onu duydun mu?
Maybe you've heard of him. He's got a large reputation - 11 MiGs.
Kendisi çok ünlüdür, 11 MİG.
You know what I think of Morgan. You've heard me talk about him enough.
Morgan'la ilgili ne düşündüğümü biliyorsun.
Now an insider like you wouldn't have heard of a poet like him, would you have, Mr. Underhill?
Senin gibi içerideki birinin onun gibi bir ozandan haberi yoktur. Var mıdır, Bay Underhill?
You know why your uncle never heard of him?
Biliyor musun, amcan niçin onu hiç duymamıştır?
I heard you give your word of honor to him.
O'na şeref sözü verdiğini duydum.
You mean you never heard of him?
- Daha önce onu hiç duymadın mı?
We used to go to school together. You've heard me speak of him.
Ben onun okul arkadaşıyım.
On a pretext, lead him aside to speak of what you heard at Lepidus'house.
Lepidus'un evinde duyduklarını anlatmak için bahaneyle onu bir yere götür.
As a matter of fact, you've heard him, sitting right there, testify that he didn't see you.
Aslında onu duydunuz burada oturup sizi görmediğini ifade etti.
- You've never heard of him?
Hiç duymadınız mı?
- You've heard of him?
- Âşina mısın eserlerine?
I'm sure you've never heard of him.
Onun adını daha önce duymamışsınızdır.
Maybe you heard me say. out of the goodness of my heart that I'd give him a hundred dollars on it.
Belki siz de benim tüm merhametimle ona 100 dolar teklif ettiğimi duymuşsunuzdur.
- Yes. - I see you've heard of him.
- Onun hakkındakileri duymuşsun.
- Do you know him? - Never heard of him.
- Onu tanıyor musun?
You probably heard of him. Notre Dame?
Muhtemelen ismini duymuşsunuzdur.
You've heard of him?
Hiç duydun mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]