English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You miss her

You miss her Çeviri Türkçe

1,496 parallel translation
Do you miss her?
Onu özlüyor musun?
You miss her, don't you?
Onu özledin değil mi?
- Tell her you miss her.
- Onu özlediğini söyle.
That's good, you miss her.
Güzel. Onu özlüyorsun.
Do you miss her?
- Sonsuza kadar.
If you had listened to me, Lex would already be getting the help he needs... and Miss Lang wouldn't be here fighting for her life.
Beni dinlemiş olsaydın, Lex ihtiyacı olan yardımı çoktan alıyor ve Bayan Lang burada hayatı için savaşıyor olmazdı.
You might want to open your eyes up and see the sparkles, Miss Sassafras, before someone else snatches her up.
Miss Sassafras, bir başkası onu kapmadan önce gözlerini açmalı ve kıvılcımları görmelisin.
You miss fucking her, Harold?
Onunla sevişmeyi özlüyor musun Harold?
You know Ro-Ro wouldn't miss her Lonnie's birthday party.
Biliyorsun ki Ro-Ro, Lonnie'sinin doğum günü partisini kaçırmaz.
Never you mind, Miss Lord.
Her neyse, bayan Lord.
That's true in my case. I'd see you in anything, Miss Lambert.
Sizi her yerde görmek isterim, Bayan Lambert.
You're gonna miss the jaguar shark or whatever it is if it actually exists.
Jaguar Köpekbalığını kaçıracaksın. Ya da her neyse.
You think Ralph's gonna miss her?
Sence Ralph onu özleyecek mi?
You miss everything when you take pictures.
Fotoğraf çekerken her şeyi kaçırırsın.
And now I miss you every sing day.
Şimdi seni her gün özlüyorum.
You think people are saying that they wanna see some scabby Kraut beat up on little Miss What's-Her-Name?
İnsanların, şu yaralı turşunun.. ... küçük Bayan "Adı nedir" i yeneceğini söylediğini mi sanıyorsun?
You see, she was in an hysterical state and Doyle was most concerned she should not harm herself, so Miss Robson stayed with her all night.
Kadın isteri krizi geçiriyordu. Bay Doyle onun kendisine zarar verebileceğini düşündü ve Bayan Robson da bütün gece onunla birlikte kaldı.
Anyway, Miss Writing Princess we'll send you a mobile phone
Her neyse, Bayan Yazan Prenses... size bir cep telefonu gönderiyoruz.
Miss Willows, you can go ahead and judge me, but after my mother falls asleep at night, I lock her in her room.
Bayan Willows, isterseniz beni ayıplayabilirsiniz ama annem geceleri uyuyunca odasının kapısını kilitlerim.
And then, while I keep Miss Hickock busy on the telephone, you three creep up to her house and egg her car.
Ve sonra, Bayan Hickock telefonda meşgul iken, Üç evine ve yumurta arabasına kadar sürünme.
I know you miss her.
Onu özlediğinizi biliyorum.
This could have been a turning point. You could have witnessed something good for your mother. Yes, she's screwed up a bit... but now she seems to have found something to make her happy... and you'll miss that.
Ve hayatı boyunca çok hata yapmış annenin, kendi için iyi bir şey yaptığına şahit olabilirdin.
YOU MAY KNOW HER AS MISS YONKERS 1957.
Onu 1957 yılının Yonkers güzeli olarak hatırlayabilirsin.
And since it's important to me to actually see you guys win states, - I've got to miss the first game. - Who's going to coach us?
Her ne kadar sizi sahada görmek benim için çok önemli olsa da ilk maçı kaçıracağım.
I know you hate everything about Miss Broderick.
Bayan Broderick'le ilgili her şeyden nefret ettiğinizi biliyorum.
I can imagine how much you must miss her, your only daughter.
Tek kızını ne kadar özlediğini tahmin edebiliyorum.
Could you just tell her that I miss her?
Onu özlediğimi söyler misiniz?
Just give us another minute, we'll get you all sorted out, Miss Davies.
Bir dakika daha verin, her şeyi halledeceğiz, Bayan Davies.
- You miss a lot when you go... to the bathroom every five seconds.
- Her beş saniyede bir tuvalete gittiğin için çok şey kaçırdın.
You miss her?
Onu mu özledin?
We'll miss you. The bandits now know about us.
Haydutlar hakkımızdaki her şeyi biliyor.
The pieces of soap that Miss Maud leaves on her wash stand you may keep.
Bayan Maud'ın sabahları lavabosunda bıraktığı sabunları alabilirsiniz.
Don't you worry about her, Miss.
Endişelenmeyin, efendim.
You know, life always finds a way of pushing itself... up through death, Miss Kat.
Biliyor musun, hayat her zaman ölüm karşısında.. kendisine bir yol bulur, bayan Kat.
You didn't miss me, you won't miss her.
Beni özlememiştin, kızı da özlemesin.
Yet somehow you don't know Miss Gertrude.
Ama her nasılsa Bayan Gertrude'u tanımıyorsun.
Do you remember Miss Lewin? Remember her?
Bn.Lewin'i hatırlıyor musun?
I want you to roll Miss Beauregarde into the boat... ... and take her along to the Juicing Room at once, okay?
Bayan Beauregarde'yi tekneye yuvarlayıp sıkma odasına götürmeni istiyorum, oldu mu?
You should check with Miss Dawes here just what implications your office has authorized her to make.
Bence Bayan Dawes'la makamınızın ona ne tür suçlamalarda bulunmaya izin verdiğini gözden geçirin.
You're going to miss her.
Onu özleyeceksin.
He said you're going to miss her.
Onu özleyeceğini söyledi.
Anyways, you better come home soon, or you're going to miss all the doings.
Neyse artık eve dönmelisin, yoksa her şeyi kaçıracaksın.
You can read about it in her new book From Misdemeanors to Miss Congeniality.
Bunu onun yeni kitabında okuyabilirsiniz Suçlardan Bayan Amerika'lığa.
You must miss her.
Onu özlüyor olmalısın.
I miss you, thank you, bless you every day.
Seni özlüyorum, teşekkür ediyorum, her gün seni kutsuyorum.
Miss Rachel, I understand that you're the mother of the community, always an open hand, and an open heart.
Bayan Rachel, halkın annesi olduğunuzu anlıyorum her zaman açık yüreklilik ve cömertlikle.
You can't miss her.
Onu kaçıramazsın.
- And you must miss her very much.
- Onu çok özlüyor olmalısın.
It'll all change when you meet Miss Right.
Doğru kadınla tanıştığında her şey değişecek.
First of all, I hope you know how much we all love and miss Elizabeth.
Her şeyden önce umarım Elizabeth'i ne kadar özlediğimizi ve sevdiğimizi biliyorsunuzdur.
Will you miss her?
- Özleyeceksin demek?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]