You need to focus Çeviri Türkçe
575 parallel translation
If I remember correctly, you need to focus all your strength to one point.
Aklımda kaldığına göre bütün kuvveti bir noktada toplamak lazım.
As you get closer and closer in the rendezvous... you need to focus on the task at hand... which is actually to re-supply the Mir with food and clothing... and water, and even air.
Hedefe yaklaştıkça görevinize odaklanmanız gerekir. MIR'e yiyecek, kıyafet, su hatta hava getirmeniz gereken görevinize.
You need to focus. You need to focus.
Odaklanman lazım.
You need to focus here. You got to think hard and come up with a slogan... that appeals to all the lazy slobs out there.
Dışarıdaki bu uyuşukların hoşuna gidecek bir slogan bulman gerekiyor.
You need to focus?
- Kendini toplamak mı?
Are you at seller's house? I'm just having a good time, ok? And you need to focus.
Çok eğleniyorum, seninse kendini toplaman gerekiyor.
What you need to focus on... is if you become a model prisoner... exhibit special circumstances... you could be considered for a work furlough... as soon as eighteen months to two years.
İyi bir mahkum olmalısın. Bir ayrıcalık yapılabilir böylece 18 ay sonra buradan kurtulabilirsin.
- What you need to focus on right now is getting this truckload of feed over to the Millers.
- Şu anda konsantre olman gereken bu yem kamyonunu, Miller'lara götürmek.
Oh, no. No. Right now, you need to focus on one thing and one thing only.
Hayır, şimdi tek bir konuya odaklanman gerekiyor.
But Dean, you're going to be studying and taking classes, you need to focus on that.
- Ama ders çalışman gerekecek. Kafanı bunlara vermen gerek.
It's sweet that you're concerned about this boy but you need to focus on the future, which means Luke.
Bu çocuk için endişelenmen gerçekten çok harika senin artık geleceğine odaklanman lazım, Luke'dan bahsediyorum.
And you need to focus on the future, which means Luke.
Ve senin artık geleceğine odaklanman lazım. Luke'dan bahsediyorum.
Maybe you need to focus it a little.
Belki de biraz odaklaman gerekiyordur.
Because you need to focus on yourself right now.
Çünkü şu anda kendine odaklanman gerekiyor.
Listen to me. You need to focus.
Dinle beni, dikkatini toplamalısın.
You need to focus on something else.
Sen başka şeylere odaklan.
Look at me. I need you to focus, okay?
- Buraya odaklanmalısın Kurt.
I thought maybe you could, like... do a story on what's happening to golf balls because we need some heat... we need something to focus the world's attention on our plight.
Düşündüm de belki golf toplarına olanlarla ilgili bir haber yapabilirsin. Çünkü desteğe, dünyanın ilgisini üzerimize çekecek bir şeye ihtiyacımız var.
Don't fade on me. I need you to focus on this thing.
Dalga geçme, buna odaklanmam lazım.
I need you to focus.
Odaklanmak zorundasın.
So I need you to focus all ofyour positive energy and sing.
Bütün pozitif enerjinizi odaklamanızı ve şarkı söylemenizi istiyorum.
I think we need to forget about Ben for the moment and focus on you. I think we need to forget about Ben for the moment and focus on you. OK?
Bence bir anlığına Ben'i unutmalı ve sana... sana konsantre olmalıyız.
You need the delicate touch of your fingers to focus... and to see with your heart.
Netleştirmek için çok nazik dokunman lazım... kalbinle görmen lazım.
I need you to focus now.
Odaklanmanı istiyorum.
Well, look, if you're here to stay, I think we need to... Focus more.
Eğer burada kalacaksan, ihtiyacın olan şey konsantre olmak!
I need you to focus on Joxer.
Joxer'a dikkat etmeni istiyorum.
I need you to focus.
Konsantre ol.
I need you to focus, Phil. I've got some pictures you need to see.
Dikkatini ver Phil, baz fotoğraflara bakmanı istiyorum.
I need you to focus here, John.
Buraya odaklanmaya ihtiyacım var John.
But I need to focus on my schoolwork, and truth be told, you're way too old for me.
Derslerime yoğunlaşmam lazım. Doğrusu, benim için çok büyüksün.
Mrs. Kaye, I need you to focus.
Bayan Kaye, Dikkatinizi toplamanız lazım.
- Yes, you just need to focus.
- Evet, sadece odaklanmak gerekir.
I need you to get past feeling guilty and focus on finding a solution.
Senin suçlu hissetmeyi bırakıp çözüm bulmaya odaklanmana ihtiyacım var.
I need you to focus.
Konsantrasyonunun yerinde olmasını isterim.
What you need to do is focus on things that make you happy
Yapmanız gereken sizi mutlu eden şeylere odaklanmak.
Grady, I need you to focus.
Grady, odaklanman gerek.
But if you stay here I need you to focus, and the best way to do that is to assume the worst and make it about getting revenge.
Ama burada kalacaksan konsantre olmanı istiyorum. Ve bunu yapmanın en iyi yolu da en kötüsünü farzetmektir ve bunu intikam meselesine çevirmektir.
- But I need you to focus, OK?
Babanın hayatı tehlikede, ama konsantre olmanı istiyorum, tamam mı? Kusura bakma.
I need you to put it aside and focus on what has to be done.
Her şeyi bir kenara bırak ve yapmamız gereken şeye ver kendini.
Okay, you need to calm down and just try to focus on how to find him.
Tamam, sakin ol ve sadece onları bulmak için nasıl odaklanmaya çalışın gerekir.
She has to focus, and you need to back me up on this!
... dikkatini vermesi gerektiğini öğrenmek zorunda. Sen de bu konuda bana destek olacaksın.
I need you to help me focus.
Bana burada odaklanmama yardımcı olmanı istiyorum.
I just need you to look at the picture, focus... and tell me if you remember her, okay?
Resme bakıp odaklanmanı onu hatırlarsan bana söylemeni istiyorum, tamam mı?
Mrs. Pierce, if you wouldn't mind putting those down, I need you to focus.
Bayan Pierce, sakıncası yoksa elinizdekileri bırakır mısınız? Odaklanmanızı istiyorum.
Come on, I need you to focus, all right? Go check the girl.
Dinle bana odaklan tamam mı?
Focus on what you need to get now.
Anlaman gereken şeye yoğunlaş.
Alright people I need you to focus
Evet millet. Şimdi olaya odaklanın.
Hell, yes... it is... and given the circumstances, i'd say that's a good sign, but i'm trying to focus on my job, tom... and i need the same from you.
Kahretsin ki, evet... Öyle... Ve bu şartlar altında, bunun iyi bir işaret olduğunu söylerdim ama işime konsantre olmaya çalışıyorum, Tom.
I need you to focus, and I need you to sign these papers.
Odaklanmanı ve kâğıtları imzalamanı istiyorum.
I am thrilled that you two have so much in common but I need you to focus.
Bir çok ortak yönünüz olmasına sevindim ama odaklanmanı istiyorum.
I need you to focus, Bernard.
Konsantre olmanı istiyorum.
you need something 126
you need to rest 177
you need some help 125
you need to know 57
you need me 391
you need a ride 61
you need to sleep 33
you need help 387
you need anything 203
you need to relax 122
you need to rest 177
you need some help 125
you need to know 57
you need me 391
you need a ride 61
you need to sleep 33
you need help 387
you need anything 203
you need to relax 122
you need to calm down 202
you need my help 75
you need anything else 61
you needn't worry 60
you need money 83
you need a hand 67
you need to go home 72
you need to see this 158
you need this 62
you need to eat 62
you need my help 75
you need anything else 61
you needn't worry 60
you need money 83
you need a hand 67
you need to go home 72
you need to see this 158
you need this 62
you need to eat 62