English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You should have

You should have Çeviri Türkçe

21,224 parallel translation
So you should have some faith in them, too.
O yüzden sen de onlara inanmalısın.
Doctor Kang, you should have become a soldier.
Doktor Kang Mo Yeon. Siz de asker olmalıydınız.
You should have just let him die?
Ölmesine izin vermeliydin.
Then you should have gone to the hospital.
O zaman hastaneye gitmen gerekir.
You should have seen Jody take out that vamp.
Jody'nin o vampiri halletmesini görmeliydin.
You should have told me what was going on, Wendell... Why we couldn't settle.
Bana ne işler döndüğünü, neden anlaşmaya yanaşmadığımızı daha önce söylemeliydin Wendell.
You went too fast, you should have stayed with me.
Çok hızlı gittin, benimle kalmalıydın.
You should have refused service.
Celbi almayı reddetseydin keşke.
You should have... but you hesitated.
Yapmalıydın ama sen tereddüt ettin.
You should have brought her in.
Onu buraya getirmeliydin.
Because you left when you should have died.
Çünkü ölmen gerekirken kaçtın.
Well, then you should have come to see me weeks ago.
O zaman beni haftalar önce görmeye gelmeliydiniz.
Now... you should have 16 = 4k.
Şimdi... Elimizde 16 = 4k kaldı.
You should have stayed at the bar.
Barda beklemeliydin.
You should have been killed.
Ölmüş olmalıydın.
You should have thought of something.
Onları bir şekilde atlatabilirdin.
- You should have told me about this.
- Bana anlatmalıydın.
You should have been with us then she might have behaved herself.
Orada olmalıydın. O zaman yaramazlık yapmazdı.
You should have seen the crowds in the square.
Meydandaki kalabalığı görmeliydin.
You should have seen the silks.
İpekleri görmeliydin.
You should have seen his eyes.
Onun gözlerini gördün mü?
I need you by my side, brother. Then perhaps you should have thought about that before.
- Sensiz yapamam, kardeşim.
You of all people, living off of taxpayers'money, should have known better... than to have lost control over a civilian in an operational area.
Bu kadar askerin içinde sen başkasının vergileriyle geçinirken operasyon alanında sivil birinin kontrolünü sağlaman gerektiğini daha iyi bilirsin.
This is why you guys should have a baby here.
Bu yüzden buradayken bebek yapmalısınız.
Should you have done more to try to pull that information out of her?
Gerekli bilgiyi avukattan almak için herhangi bir çaba harcadınız mı?
I should have told you before.
Bunu sana daha önce söylemeliydim.
It's this marvelous device. - Yes, and the Internet still doesn't have the reach of the nightly news. - You should take a look at it.
Harika bir şey, ona da göz atman lazım.
I'm sorry, sweetheart, I should never have doubted you.
Özür dilerim hayatım, senden hiç şüphe etmemeliydim.
I should have listened when you told me to do nothing.
Bana yapmamamı söylediğinizde sizi dinlemeliydim.
Are you saying that I should have recognized him?
Onu tanımam gerektiğini mi söylüyorsunuz?
But what I should have done was apologize for scaring you by driving too fast, beg your forgiveness... and ask for another chance.
Ama asıl yapmam gereken şey, çok hızlı gittiğim için senden özür dilemek, bağışlaman için yalvarmak ve... bir şans daha istemekti.
I've been asking you to be straight with me and I should have done the same.
Senden bana karşı dürüst olmanı isterken benim de aynısını yapmam gerekirdi.
I walked away, and I should have stayed there and had it out with you right then and there.
Kalmalıydım ve o an, orada içimdekini söylemeliydim.
But what I should have said was, "You got a really cool chin," or "You got some dope earlobes."
Ama söylemem gereken "Havalı bir çenen var" ya da "Kulak memelerin çok etkileyici" olmalıydı.
I should have told her one of those things, as opposed to the neck thing, you know.
Boyun olayı yerine şu saydıklarımdan birini demeliydim.
You know what, she should have, and I told her that.
Biliyor musun, bence de, ve ona bunu söyledim.
You had to accept something no one should have to accept.
Kimsenin kabullenmemesi gereken bir şeyi kabullenmen gerekti.
We should have listened to you, Q.
Seni dinlemeliydik, Q.
I should have believed you, Jules.
Ben sana inanmalıydım, Jules.
And should McBride have evidence which shows we were working up a band cluster bomb, you'd still stay quiet?
Peki ya McBride'de misket bombası üzerinde çalıştığımızı ispat edebilecek herhangi bir delil olduğunu bilsen yine de susar mıydın?
If people have to pay for protection, maybe you should blame yourself.
Eğer insanlar korunmak için para ödüyorlarsa kendinizi suçlasanız iyi olur.
No, I should not have brought you here.
- Hayır, sizi buraya getirmemeliydim.
Well, you should have known that.
- Bilmeliydin.
I should have told you, totally.
Sana da her şeyi anlatmalıydım.
Are you saying that I shouldn't adopt and I should keep trying to have my own baby?
Evlat edinmeyip kendi bebeğime hamile kalana kadar denemeliyim mi diyorsun?
At Coachella after you left. And I know I should have asked you first, ( groans ) but I didn't.
Önce sana sormam gerekirdi, biliyorum ama sormadım.
You should not have let him go.
Onu bırakmamalıydın.
Looks like the fire burned away most of the blood, but there should be enough liver left to run a tox screen. Oh, you're thinking he could have been drinking at time of death?
40 başlarıydı görünüşe göre yangın kanın çoğunu yakmıs fakat toksin taraması için yeterince ciğer parçası kalmış olmalı yani diyorsun ki ölürken içkili miydi?
I'm not scared of these government goons, and you shouldn't be scared either, because when it comes to ending the wage gap, the only thing we should fear is our own complacency. So, if you have to arrest me, arrest me. Okay, let's go, let's go, come on.
korkmamız gereken tek şey bizim kendimizi beğenmişliğimiz eğer beni tutuklamak istiyorsan, tutukla tamam hadi gidelim hadi bırak onu erkek zorba erkekler için çalışmak nasıl hissettiriyor?
Yeah, I never should have told you.
Evet, sana hiç söylememeliydim.
Something I should have told you, both of you
İkinize de anlatmalıydım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]