Your mother Çeviri Türkçe
38,857 parallel translation
After your mother took you, your father met Margot.
Annen seni aldıktan sonra baban Margot ile tanıştı.
Did your mother ever speak of the Fatherland?
Annen hiç Anavatan'dan bahsetti mi?
How's your mother?
Annen nasıl?
- Sean, I know about your mother and Spain.
Anneni ve olanları biliyorum.
Your mother's been calling everyone.
Annen herkesi arayıp durdu.
Which means we're out of time, and you didn't just come here to tell me about your mother.
Yani zamanımız tükeniyor, ve sen de buraya sadece annenden bahsetmek için gelmedin.
Leave your mother alone.
Anneni rahat bırak.
You know your mother will hunt you down wherever you go.
Biliyorsun, nereye gitsen annenin nefesi ensende olacak.
Regina and I may have split, but I am as much your mother as she is.
Regina ile ayrılmış olabiliriz ama onun kadar ben de annenim.
Talk to your mother.
Annenle konuş.
Did you speak with your mother?
Annenle konuştun mu?
Now, this is all your mother's fault.
Bunların hepsi annenin suçu.
Um, that's your mother-in-law in there, and you just pulled an Inazagi defector out of your ass.
Hım, o senin kayınvaliden, ve sen daha yeni bir Inazagi ilticacısını kıçından çıkarttın.
All that crap's in your mother's sewing room, and... we're not allowed in there.
Tüm o ıvır zıvırlar annenin dikiş odasında... Oraya girmemiz yasak.
Did, uh... did you ever see your mother with this book?
Sen, ah... Anneni bu kitapla hiç gördün mü?
Why don't you just go home, make a salad, have some wine, get your period, call your mother, just go nuts, do whatever it is that you people seem to do, and let me take care of it.
Niçin evine gidip salata yapıp, Biraz şarap içip, adet olup, anneni arayıp, kafayı yemiyorsun? Senin gibi insanlar ne yapıyorsa git, onu yap.
Ask your mother.
Annene sor.
No matter what your mother and me thought, we believed in you, we tried to protect you.
Ne düşünürsek düşünmüş olalım ikimiz de sana inandık. Seni korumaya çalıştık.
You tell your mother about my condition on the day of Gracie's funeral.
Grace'in cenazesi olduğu gün annene benim durumumu söyledin.
Your mother's dead.
Senin annen öldü.
But if your mother calls, we got to go.
Ama annen ararsa, gitmemiz gerek.
Your mother called three times.
Annen üç kez aradı.
And it better smell like your mother's cookin'.
Ve umarım annenin yemekleri gibi koksa iyi olur.
I'm your mother now.
Artık anneniz benim.
Well, your mother, I mean.
- Anneni diyorum.
Kara. He'Hes chatting me up because I'm your mother.
Sırf annen olduğum için bana karşı böyle kibar davranıyor.
I'm sure your mother is fascinating.
Annenin büyüleyici bir kadın olduğundan eminim.
I need help finding your mother.
- Anneni bulmama yardım etmelisin.
Your mother is behind Cadmus.
Cadmus'un arkasında annen var.
And you are not like your mother.
Sen annen gibi değilsin.
Uh, these are the only personal effects found with your mother's body.
Annenizin cesedindeki şahsi eşyaları sadece bunlardı.
You have to understand that... that things are... are complicated with your mother.
Annenle işlerin şu an çok karışık olduğunu anlamalısın.
Look, we will save your mother, okay?
Anneni kurtaracağız, tamam mı?
Your mother's remains were just found 20 years after she was abducted, and that's awful, and that woman practically raised me too, and you shouldn't have to bear any of this alone.
Kaçırıldıktan 20 yıl sonra annenin kalıntıları yeni bulundu ve bu korkunç. Ayrıca o beni de büyüttü sayılır. Bunların hiçbirini tek başına yüklenmek zorunda değilsin.
Raimy, I got your mother here, and I've told her everything, and I think she needs to hear it from you.
Raimy, annen yanımda. Ona her şeyi söyledim. Sanırım bir de senden duyması gerek.
Which is exactly when you should talk to your mother.
İşte tam olarakta bunun için annenle konuşmalıydın
I'm not gonna let anything happen to your mother, okay?
Annene bir şey olmasına izin vermeyeceğim, tamam mı?
I mean, you and me both, we would do anything to save your mother, but it's not worth jack if you go down for it.
Yani, sen ve ben, anneni kurtarmak için, bir şeyler yapabiiriz, ama kendini bu uğurda parçalamana değmez.
Your mother, Carol Preston.
Annen, Carol Preston.
Who bought your mother a house and a car and...
Kim annene yeni bir ev, araba ve...
Are you talking about your mother?
Annenden mi bahsediyorsun?
Your mother is still alive too.
Senin annen de hâlâ yaşıyor.
What you and your mother have is special.
Annenle sahip olduğunuz şey çok özel.
Your mom told me you were like a mother to Trudy, the way you looked after her.
Annen bana Trudy'e annelik yaptığını ona baktığını söyledi.
Your mother's talking to her now.
Annen de şu an onunla konuşuyor.
Oh, baby. Your mother would be proud.
Annen seninle gururduyardı.
I just heard that your adoptive mother wasn't very maternal.
Seni evlat edinen annenin fazla anaç biri olmadığını duydum.
Now, is that any way to speak to your real mother?
Gerçek anneyle böyle konuşulur mu?
Your birth mother wasn't able to... To raise you.
Öz annen seni yetiştiremiyordu.
Your lying, sneaking mother.
Yalancı, sinsi annen.
Your Earth mother, Eliza, she thinks I'm dying.
Dünyadaki annen Eliza, ölmekte olduğumu düşünüyor.
your mother is dead 28
your mother called 23
your mother and i 44
your mother's 21
your mother's dead 20
your mother died 17
your mother's right 42
your mother's here 17
mother 8072
motherfuckers 280
your mother called 23
your mother and i 44
your mother's 21
your mother's dead 20
your mother died 17
your mother's right 42
your mother's here 17
mother 8072
motherfuckers 280
motherfucker 2207
motherfucking 21
mothers 67
mother fucker 47
motherfuck 78
mother of god 240
mother of christ 21
mother of three 20
mother and daughter 18
mother earth 20
motherfucking 21
mothers 67
mother fucker 47
motherfuck 78
mother of god 240
mother of christ 21
mother of three 20
mother and daughter 18
mother earth 20
mother nature 20
mother dear 19
mother's day 25
mother mary 23
mother teresa 36
mother superior 30
mother of 21
mother dear 19
mother's day 25
mother mary 23
mother teresa 36
mother superior 30
mother of 21