20 Çeviri İngilizce
53,782 parallel translation
Bu akşam 20.30'da Rand Rıhtımı'nda bir sevkiyat var.
There's a shipment tonight at 8 : 30 at the Rand Pier.
Arkadaşım, hayatının 20 yılını. Magadha Hazineleri'ni arayarak geçirdi.
My friend spent his life searching for the Magadha Treasures and had been for over 20 years.
Bunun 20 Mag olması gerek.
That's got to be a 20 mag.
20 Mag olması lazım.
It's got to be 20 mag.
20 saat civarında.
Eta about an hour 20.
Harlemli biri, annesini New Rochelle'de güzel bir eve yerleştiriyor.
Harlem 20-something moves his mom out of the projects into a nice home in New Rochelle.
20 sokak ötedeyiz.
We're still 20 blocks away.
Daha 20 dakikam vara benziyor.
So, it looks like I've got 20 minutes here.
Bizim iddiamız, o kişi her kim olursa olsun, Soulsearch onu 20 dakika içerisinde bulabilir.
Our assertion is that whoever he or she is, SoulSearch will locate them in under 20 minutes.
Sizce, 14 milyon İngiliz ve bir milyar dünya geneli katılımcı Fiona Highbridge'i 20 dakika içinde bulabilir mi?
Do you all think 14 million Brits and a billion global participants worldwide can find Fiona Highbridge in under 20 minutes?
- Bunların son kullanım tarihinin 20 yıl önce bittiğini biliyorsun, değil mi?
You know those are over two decades old, right?
20 yılda bir trendler geri gelirmiş.
Every 20 years, trends recycle.
20 kişinin işini beş kişi yapıyor. Onlar da gitmedikleri için şanslısınız.
You got five doing the work of 20, you're lucky they haven't walked, too.
Benim için... 360 kere 20 yıl.
For me, 20 years times 360.
Her eyaleti başkentten başkente, 32 bin kilometreden uzun bir mesafeyi.
Every state from capital to capital. - Over 20,000 miles.
- 20 sene oldu.
- It's been, like, 20 years.
Babacığım, 20 dolar verir misin?
Daddy, Daddy, can I borrow $ 20?
Lütfen 20 dolar alabilir miyim?
Can I please have $ 20?
Abigail, istediğini alman için sana 20 dolar verdim.
- Abigail, I gave you $ 20 to buy whatever you wanted.
- 20.
- 20.
rüzgarla birlikte saatte 10 ila 20 mil.
With wind from 10 to 20 miles an hour.
Doğru hale getirmek bana 20 yılımı aldı.
It took me 20 years to get it right.
20 yıldır buraya kilitlisin?
You've been locked up in here for 20 years?
Cathy'nin 50. Yaşına Davetlisiniz! 28 Mayıs Cumartesi 20 : 00, Axehampton
_
Ama ben onunla 20 yıl evli kaldım.
But I've only been married to him for 20.
Aşağı yukarı Saat 22 : 20'de.
You sat at your station.
görev yerine geçtin kahve almak için kalktın.
At approximately 22 : 20 you stepped out for a cup of coffee.
Kitap, 20.
Books : 20.
Ra, 20.
Ra : 20.
Shaolin, bu da senin 20'liğin.
Shaolin : Here's your 20.
Evet. Bu arada, annenle konuştum ve haftalık harçlığını 20 dolar artırmaya karar verdik.
By the way, and I've discussed it with your mother, and we have decided to increase your allowance by $ 20 a week.
"20 dakikan var" demiştin.
Thought you said I had 20 minutes.
20 dakika mı?
Wait, 20 minutes?
İlk 20'ye girmişti.
He broke the Top 20.
- 20 yıl boyunca aynı şovu sahneledi.
And went on to perform the same routine for the next 20 years.
İkinci single'ın listede 20 numaraya çıkabileceğini söyledi.
He said our second single could make, like, 20 on the charts.
Yani 20 ağlayan kız olacak demektir ki bu da iyi bir şey değil.
Which means I have 20 little girls who are crying.. And that's not a good thing.
O yüzden hemen şu hükümet zırvalarını kesip Kırmızı Ejderhalar için takım ruhu ve saygı göstermeye başla yoksa 20 kızı da dizip seni "tay tay" lerinden tekmeletirim.
So you don't shut up with this government bullshit right now and start showing some team spirit and respect for the Red Dragons. I'm gonna have all 20 of them lined up kick you right in the Tay-Tay.
Orly havaalanına 20 dakika mesafede kaçırıldı.
She gets grabbed 20 minutes out of orly.
Aslında, 20 ton mısırı Almanya'dan Nijerya'ya nasıl götüreceğini çözmek göründüğünden daha heyecan verici olabilir.
Actually, figuring how to get 20 tons of corn feed from Germany to Nigeria can be more exciting than it might sound like.
Buralarda acil durumlar için bir 20'lik olacaktı.
Got an emergency 20 in here somewhere.
Yirmi dakika sürecek.
I'll know in 20 minutes.
Alacağım 20 sterlindi.
£ 20 is what I'm owed.
- 20 Temmuz batışının... Influence adlı geminin batışının yıldönümü.
Of the sinking of the sloop The Influence.
- Saat 10 randevunuz 20 dakika erken geldi efendim.
Your ten o'clock is 20 minutes early, sir. Oh, good.
Bundan 20 kat daha hızlı yaparsak birilerini kurtarabiliriz.
If we do it 20 times faster, we just might save someone.
Şuradaki tel örgüden girip 4-5 metre kadar ilerlemiş.
He went in through the fence here About 15 or 20 feet.
1970'de ABD Hava Kuvvetleri, UFO'lar hakkındaki 20 yıllık araştırmaları olan Mavi Kitap Projesi'ni durdurdu.
In 1970, the United States Air Force shut down Project Blue Book, their 20-year investigation into UFOs.
20 yıl mı?
20 years?
20?
20?
4-5 metre kadar.
About 15 or 20 feet.