Artık istemiyorum Çeviri İngilizce
4,108 parallel translation
- Artık istemiyorum.
Not anymore.
Artık istemiyorum.
I don't need no more.
Oraya gideceğim ve onlara artık istemiyorum, normal bir hayata başlayacağım diyeceğim.
I'll go there and say I don't want it anymore... that I'll start a normal life.
Misal, arkadaşım Agnes de bana,... seni artık kitap kulübünde istemiyorum demişti.
Like when my friend Agnes told me she no longer wanted me to be in her book club.
Artık yalnız olmak istemiyorum.
I don't want to be alone anymore.
Artık burada durmak istemiyorum.
I don't wanna be here anymore now.
Ben artık bakire kalmak istemiyorum.
I don't want a virgin pinacolada.
Artık eylem haberlerini okumak istemiyorum.
No, it's not full of them.
Artık ağlamak istemiyorum.
I don't want to cry anymore.
Artık onları rahatsız etmek istemiyorum.
I don't want to bother them anymore.
Yüzüne bile bakmak istemiyorum oğlum. İşine git artık.
I don't want to look at you, son.
Artık umurumda değilmiş gibi davranmak istemiyorum çünkü umurumda.
I'm... I don't want to act like it doesn't matter to me anymore,'cause it does.
Edwards Bowers ile ilgili bu çıkışmalarını artık duymak istemiyorum.
I don't want to hear about your hard-on for Edward Bowers.
- Bak ne diyeceğim bunu söylediğine sevindim çünkü artık kavga etmek istemiyorum.
You know what, I'm glad you said that because I don't wanna fight anymore.
Shelby, Artık gizli saklı buluşmak istemiyorum.
Shelby, I don't want to sneak around anymore.
Artık bundan bahsetmeni istemiyorum!
I will hear no more of this!
Artık yapmak istemiyorum.
Well, I don't want to do it anymore.
Artık varlığımla onu cezalandırmak istemiyorum.
"and no longer wish to punish her with my presence."
Artık kendimden bahsetmek istemiyorum, tamam mı?
I don't wanna talk about me anymore, okay?
Hayır nefret etmiyorum.Sadece onlar ile artık oynamak istemiyorum.
No I don't hate them. I just don't want to play with them anymore.
Artık başka bebek istemiyorum.
I don't want to have any more babies.
Artık o çikolatadan yemek istemiyorum.
I don't want the chocolate anymore.
Sizi artık incitmek istemiyorum.
Because I don't want to hurt you anymore.
Artık bu sırları saklamak istemiyorum
I don't want to keep those secrets anymore.
Kim olduğunu bilmiyorum ve umurumda da değil zaten ama seninle bir alâkam olsun istemiyorum artık.
Look, I don't know who you are, and I don't care, but I don't want to have anything more to do with you. Okay?
Çünkü artık dünyanın bu en büyük dini sembolünün itibarını onu gömerek düşürmek istemiyorum.
Because i'm no longer willing To relegate the greatest religious symbol in history To ignominious burial.
Peki sana "Artık senle çıkmak istemiyorum" dedi mi?
Well, did she say, "I don't want to go out with you anymore"?
Artık konuşmak istemiyorum.
I don't want to talk anymore.
Kardeşimi korumak zorundayım, artık bunu yapmak istemiyorum.
I gotta save my sister, look... I don't wanna do this anymore.
Bunu artık yapmayı istemiyorum.
I want to stop doing this.
Uzun süre kafam karışıktı ama artık değil bu yüzden kafası karışık ya da biseksüel biriyle zaman harcamayı istemiyorum.
I've spent so much time confused and I'm not anymore, so I don't want to be with someone who's confused or- - or bi.
Artık bu boklarla uğraşmak istemiyorum.
I didn't want to deal with those shits anymore.
Mikado beni kucakladığında tüm kalbimle "Artık burada olmak istemiyorum!" diye bağırdım.
When His Majesty embraced me, my heart screamed out "I don't want to be here!"
Ama artık burada bile olmak istemiyorum.
But now I don't even wanna be here.
Ama artık burada bile olmak istemiyorum.
Now I don't even wanna be here.
Artık katil olmanı istemiyorum.
I don't want you to be a killer anymore.
Artık bunun bir parçası olmak istemiyorum.
And I don't want a part of it anymore.
Artık kestirmeden iş çevirmek istemiyorum.
I want my name on the door.
Artık bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.
I don't want to talk about this anymore, okay?
Tamam, bakın. Demek istediğim, artık onu görmek istemiyorum.
Okay, look, the point is I don't want to see it anymore.
Artık yapmak istemiyorum. "
"I don't wanna do it no more."
Artık yaşamak istemiyorum.
I don't want to live.
Artık bunun hakkında konuşmak istemiyorum.
I'm done talking about it.
Artık burada çalışmak istemiyorum.
I don't want to work here anymore.
Ve artık onu istemiyorum, anladın mı?
And I don't fucking want it any more, all right?
Ve artık ben öyle olmak istemiyorum.
And I don't wanna be that anymore.
Artık burada yaşamak istemiyorum ben.
I don't think I want to live here anymore.
Artık cevap istemiyorum.
I don't want answers anymore.
Artık daha fazla burada yaşamak istemiyorum.
I don't want to live here anymore.
Artık ikinizi birbirinizden ayıran kişi olmak istemiyorum.
But I'm not going to be the wedge that drives you two apart anymore.
Ama artık bunu yapmak istemiyorum ve ona bu kozu vermek istemiyorum. Ama hiç bir şekilde ailemi Philly'ye sürükleyemem.
But I don't want him to do it anymore, and I don't want to give him an ultimatum, but I am not moving our family to Philly.
istemiyorum 1125
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık çok geç 412
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık senin 35
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık senin 35
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65