Benim için zevktir Çeviri İngilizce
366 parallel translation
Benim için zevktir.
All pleasure is mine.
Evet. Benim için zevktir, majesteleri.
- Why, it's a pleasure, Your Majesty.
Benim için zevktir.
It's a pleasure.
Benim için zevktir, Harry, sırada kim var?
This will be a pleasure, Harry, which will be next?
Sizinle tanışmak benim için zevktir, Bay Arden.
This is a pleasure, Mr. Arden.
Neden bayan, bu benim için zevktir.
Why, Miss, it was more like a pleasure.
- Benim için zevktir, bayım.
- It's a pleasure, sir.
- Benim için zevktir, Sam.
- It's a pleasure, Sam.
Kendim fotoğrafçı değilim, bay Mazzini ancak kocamla aynı heyecanı paylaşan birini karşılamak benim için zevktir.
I'm no photographer myself, Mr Mazzini, but I share my husband's pleasure in welcoming a fellow enthusiast.
- İnanmıyorum, benim için zevktir.
- I don't believe I've had the pleasure.
Seni temin ederim, benim için zevktir Tammy.
- It's a pleasure, I assure you, Tammy.
- Benim için zevktir, efendim.
- It's a pleasure, sir.
Benim için zevktir.
I'd be delighted.
Benim için zevktir hanımefendi.
The pleasure's mine, ma'am.
Bu benim için zevktir efendim.
It's a pleasure, sir.
Sizinle oynamak benim için zevktir beyefendi.
Well, your stakes are my pleasure, sir.
Benim için zevktir, hanımefendi.
It's my pleasure, señora.
Hey, dinle, ne zaman bedava bir tur istersen... oraya gel. Benim için zevktir.
Hey, listen, anytime you want a free ride you just come right on over.
Clouseau'yu öldürmek benim için zevktir.
To kill Clouseau will be my pleasure.
Bunu anlatmak benim için zevktir.
It would be a pleasure to tell you.
"... benim için zevktir. "
"as is so much respected."
Niyetim gölgeni yeryüzünden silmek Beano ve bu kasabada yapmak benim için zevktir.
It is my intention, Beano, to rid the ground of your shadow... and take my pleasure upon this town.
Benim için zevktir.
It's my pleasure.
Benim için zevktir, pezevenk.
It's a pleasure, you pimp.
Elbette, benim için zevktir.
The Corton, of course, my pleasure.
Benim için zevktir...
My pleasure... - Oh!
Bu görev benim için bir zevktir.
Duty is a pleasure for me.
"Bu diplomayı en parlak öğrencimize vermek benim için bir zevktir."
"It is my pleasure to present this diploma to our most brilliant scholar."
Benim adım Deems Taylor, Ortak yetenekleri ile "Fantasia" denilen bu yeni eğlence türünü yaratan... Walt Disney, Leopold Stokowski, diğer tüm sanatçı ve müzisyenler adına sizlere hoşgeldiniz demek... benim için bir zevktir.
My name is Deems Taylor, and it's my very pleasant duty to welcome you here on behalf of Walt Disney, Leopold Stokowski and all the other artists and musicians whose combined talents went into the creation of this new form of entertainment, Fantasia.
Çavuş York, buradaki Amerikan kuvvetlerinin başkomutanı olarak bu olağanüstü kahramanlığınız nedeniyle size Birleşik Devletler Şeref Madalyası'nı vermek benim için bir zevktir.
Sergeant York, as Commander-in-Chief of the American Expeditionary Forces, it is my pleasure to confer upon you the United States Congressional Medal of Honor for heroism beyond the call of duty.
Benim için daima büyük bir zevktir, yaşlı demir leydiye yardımcı olmak.
It's always my pleasure to escort Old Iron Pants.
Benim için bir zevktir, bölüğün... komutanı yüzbaşı Eversham'ın güzel kızına bunu sormak.
I asked for the pleasure of the company of the beautiful daughter of Captain Eversham.
Pek sevinirim buna, çünkü bir zevktir benim için yiğit kişilerden ders almak.
For mine own part, I shall be glad to learn of noble men.
Viyana'ya hoş geldiniz demek benim için bir zevktir.
lam especially pleased to welcome you here to Vienna.
Sizlerle tanışmış olmak benim için bir zevktir.
Well, it is my pleasure to meet all of you.
Benim için şeref ve zevktir
An honor and a pleasure.
Sizden bir ders almak benim için bir zevktir.
It would be a pleasure to receive your teaching
Bu nedenle benim için büyük bir zevktir ki Dr Radcliffe'i son çalışmalarının sonuçları sunmak üzere sempozyum vermesi için çağırdım.
So it is with great pleasure that I ask Dr Radcliffe to give this symposium his account of the results of his latest work.
Bu benim için her zaman çok büyük bir zevktir.
The pleasure was all mine.
- Benim için bir zevktir, Sör Harold.
- It would be my pleasure Sir Harold.
Birlikte gidebiliriz, benim için bir zevktir.
We could go together, it would be my pleasure.
- Benim için bir zevktir.
- It's a pleasure.
- Benim için bir zevktir efendim.
- Pleasure, sir.
Benim için bir zevktir.
It would be a pleasure.
O benim için bir zevktir.
- Oh, that is my pleasure.
Teşekküre gerek yok benim için bir zevktir...
There's no need to thank me. It's been a pleasure.
Sana bir içki ısmarlamak, benim için bir zevktir, bayım.
It's my pleasure to buy you a drink, sir.
Benim için bir zevktir.
It would be my pleasure.
Hsiang ile can pahasına savaşabilmek benim için büyük bir zevktir!
To be able to fightforlife with Hsiang is abig pleasure forme in mylife!
Anlaşıldı. Benim için bir zevktir, Duck. Breaker breaker.
'Ah, 10-4, that's definitely my pleasure.'
- Benim için zevktir Cliff.
- My pleasure. - Thank you, Sammy.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39