Benim için önemli değil Çeviri İngilizce
493 parallel translation
Kim olduğun, nerden geldiğin benim için önemli değil.
I don't care who you are or where you come from.
Köprü benim için önemli değil.
To me the bridge means nothing.
Başka hiç kimse benim için önemli değil.
No one else means anything to me.
Evet öyle, ama benim için önemli değil.
Sure does, but I don't mind.
Gerisi benim için önemli değil.
Nothing else matters to me.
Onun ne düşündüğü benim için önemli değil!
No matter! She is mistaken!
- Vekalet etmek benim için önemli değil, Fakat kızılderililerce doğranmayı istemiyorum.
- I didn't mind being deputised, but I don't wanna be butchered by Indians.
Çok ılık, benim için önemli değil.
It's very warm, but I don't mind.
- Benim için önemli değil!
- It isn't important to me!
Aşk artık benim için önemli değil.
I don't care about love any more.
Benim için önemli değil.
I don't mind that, you know.
Ben, Benim için önemli değil.
I, I don't mind.
İşin çok olması veya ne kadar çok çalışmam gerekeceği benim için önemli değil.
Well, I don't care how much work I'm given or what hours I work.
Ama konfor benim için önemli değil.
But I can't think of comfort,
Benim için önemli değil.
Really, I do. - I don't mind.
Kimin kimi öldürdüğü benim için önemli değil.
It makes no difference to me who kills who. But, be careful.
Şimdi kimin burada sürübaşı olacağı benim için önemli değil..
I couldn't care less who you pick as your top dog.
Patron Kumakichi, Sode'ye kafayı takmış gibi görünüyorsun, ama bu benim için önemli değil.
Boss Kumakichi, you seem awfully hung up on Sode, but she's not that important to me.
Benim için önemli değil.
I don ´ t care.
Benim için önemli değil sana olduğu kadar bana da yabancılar.
It's nothing to me they're as much strangers to me as they are to you.
- Benim için önemli değil.
- It's immaterial to me.
- Görünüş benim için önemli değil.
Looks aren't all that important to me.
Para benim için önemli değil.
I don't care about the money.
Paramın nereden geldiği benim için önemli değil.
I don't care where my money comes from.
Nerede yapacağımız benim için önemli değil.
It does not matter for me where we do it.
- Sizin inandıklarınız benim için önemli değil.
- Don't think I'm more important than I am.
Benim için hala bir yabancısınız, ama bu önemli değil.
You're still a stranger to me, but that doesn't matter.
Senin için önemli değil fakat benim için önemli.
It ain't so important to you, but it may be to me.
Benim için hiçbir şey Bob Ford'u ele geçirmekten daha önemli değil.
Nothing's more important to me than gettin'Bob Ford.
Benim için büyük derde girdiniz. - Hiç önemli değil.
- How kind it was of you to take so much trouble.
Onun benim için aynı şeyi düşünmesi daha önemli değil mi?
That's not as important as his liking me, is it?
Eğer sen bununla yaşayabilirsen işin o tarafı benim için hiç önemli değil.
If you can live with it, it's not that important to me.
Eğer veba varsa, şehirdeki en önemli adam sensin. Sadece benim için değil.
If there's a plague here, you're the most important guy in town, and not only to me.
Benim için çok önemli değil.
To me, it does not matter.
Benim için önemli olan para değil, sensin, biliyor musun bunu?
It ain't the money with me, it's you, you know that?
Charlie benim için o kadar önemli değil.
Like, in my life, Charlie ain't that much.
Büyükbaş hayvanlar benim için hiç önemli değil.
Cattle are not important to me.
- Benim için o kadar önemli değil.
- It doesn't mean that much.
Romanımın benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun değil mi?
You know how much my novel means to me, don't you?
Benim için önemli. Senin için niye değil?
How come it isnt to you?
Maaştan bahsetmiyorum, maaş benim için en önemli şey değil.
Oh, I don't mean pay. Salary isn't the most important thing with me, but more interesting work, Mr. Ward.
Ama bunların hiç biri benim için önemli değil, efendim.
But none of this is important to me, sire.
Onun değil, sizin yardım etmeniz benim için ne kadar önemli, bir bilseniz.
If only you knew how much, much rather, I had your help than his.
Sayıları ne, benim için hiç önemli değil.
What counts, is the present which is not funny at all.
Kahramanlığı, yıllar önce, kahramanlara bıraktım ben ve artık bu ülke diğer ülkelerden daha önemli değil benim için.
Years ago, I left heroics to the heroes and I care no more for this country than for any other country.
Hatta tiyatro bileti benim için olmasa da önemli değil.
I'm happy even if it wasn't meant for me.
Sence bu benim için önemli bir şey değil mi?
Don't you think that mean something to me?
Benim için önemli biri değil.
He is not important to me.
Benim için ne hissettiğin, ya da sevip sevmediğin önemli değil sadede yanımda olmanı istiyorum.
I don't know what you feel for me, whether you like me... but I like having you around.
Senden başka kimse önemli değil benim için.
No one matters but you.
Benim için çalışmak istersen, önemli değil
If you want to work for me, you're welcome.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39