Biliyorum ki Çeviri İngilizce
5,897 parallel translation
- Bakın... Biliyorum ki ikiniz de babama ihanet etmeyi onu öldürmeyi, kaçınılmaz bir trajedi olarak görüyordunuz ama ben öyle görmüyorum, ve hiç görmeyeceğim de.
Look, I know you both think that betraying my dad, killing him, was an unavoidable tragedy.
Ama biliyorum ki Frank için bu bir çocuktan daha fazla anlam ifade ediyor.
But I know for Frank that means... More than a child.
Biliyorum ki bunun, bu sahip olduğumuz şeyin...
I know that this... thing that we have...
Yani, annemi seviyorum ama aynı zamanda biliyorum ki bazı şeyler olur ve insanlar ayrılır.
I mean, I love Mom... but I also know that... things happen and people grow apart.
Biliyorum ki o arabadakinin sen olmasını diliyor.
I know she's wishing it was you.
Ama aynı zamanda biliyorum ki uzun dönemde incinen sen... olacaksın çünkü söz konusu olan Irene değil Moriarty.
But I also know that you're only gonna get hurt in the long run because there is no Irene. There is only Moriarty.
Ve biliyorum ki...
And I know that-- -
Kalbimde biliyorum ki, kız kardeşim yaşıyor.
I know, in my heart, that my sister is alive.
Çünkü şunu biliyorum ki ilk albümü resmen bir milyon satmış durumda.
Because, and I happen to know this for a fact, her debut album has now officially sold one million copies!
Özelimiz hakkında çok fazla bilgi paylaşmadık ama biliyorum ki kendisi üst düzey müzayede evinde yönetici.
Well, we don't exchange much details about our private lives, but I do know that she's an executive at a top auction house.
Bu gece, bizim 10. yıl dönümümüz ve adım gibi biliyorum ki unutacak.
Tonight is our tenth anniversary, and I know he's going to forget.
Ve biliyorum ki siz ve ben her zaman olaylara aynı gözle bakmıyoruz ancak...
And I know that you and I haven't always seen eye to eye, but...
Bir gece klübü yürütmek için neler yaptığını bilmiyorum ama benim işimden biliyorum ki, şöyle diyelim bir gün kahransam diğer gün bokun en dibine kadar bulanmışım.
I don't know what's involved in running a club, but I know that at my job, let's just say, one day I'm the hero, the next day I'm knee-deep in shit.
Biliyorum ki aslında ailenizin bir parçası değilim.
I know technically I'm not a member of your family.
Ama şunu biliyorum ki, Carl Laidley yapmadı.
I do know this. It wasn't Carl Laidley.
Biliyorum ki...
I know...
Hiçbir ayet okuyamam... Evet, sana diyecek hiçbir ilahi kelimem yok ama biliyorum ki :
Now, I can't quote any scripture... yeah, I don't have any godly words for you... but I do know this :
Ama biliyorum ki sen görebilirsin.
But I know you can.
Biliyorum ki hepiniz bir bara gidip bira içmek çeşitli şekillerde patates kızartması yemeyi tercih edersiniz.
Now I know you'd all prefer to go to a bar, drink beer, and eat chips of various textures.
Ve biliyorum ki sevmeliyim çünkü Alcide düzgün, yakışıklı ve aklı başında ve iyi biri.
And I know I should because Alcide is decent and handsome and grounded and he's good, you know?
Ama artık biliyorum ki tek yaptığım tamamen kısıtlayıcı olan bir ruhani öğretiyi papağan gibi tekrarlayıp durmakmış.
But now I know I was just parroting back a truly limiting notion of spirituality.
- Biliyorum ki böyle.
- I know.
# Çünkü bir gün biliyorum ki #
♪'Cause I know one day ♪
Ve evet birbirimizi sevdiğimizi biliyorum ama şu da bir gerçek ki lise arkadaşlıklarını bir arada tutan şey lise.
And yes, I know we all love each other, but the fact is the glue that holds high school friendships together is high school.
Biliyorum birçoğunuz bu gece Pamela Lansbury'yi dinlemeyi bekliyordunuz ama ne yazık ki, üzücü haberlerim var.
I know most of you were excited to see Pamela Lansbury perform tonight, but unfortunately, I have some sad news.
Jackie'nin fotoğrafını ilk gördüğümde dedim ki "Artık Amerikan Rüyası'nın ne olduğunu biliyorum."
When I first saw a picture of Jackie, I thought, "Now I know what the american dream is."
Ve biliyorum ki...
And I know...
- Tabii ki biliyorum.
Of course I know how to use it.
Birçok teklif aldığını biliyorum Alexandria Associates, P.F.W., Syncon ama burada, McQuaid Security'de işleri biraz farklı yapıyoruz ve bu sadece en fazla ben ödediğim için değil ki en fazla ben ödüyorum.
I know that you've been getting a lot of offers, Alexandria Associates, P.F.W., Syncon, but over here at McQuaid Security, we do things a little differently, and it's not just because I pay the most, which I do.
Biliyorum ama babam derdi ki ilk gördüğünü beğendiysen, satın alacağın o olmalı.
I know, but my dad said that when you're looking, the first one you like is the one you should buy.
Fakat sana yemin ederim ki bana inandığını biliyorum.
But I swore myself to you, and I know you believed me.
Biliyorum, şok edici ama şunu bilmenizi istiyorum ki biz her zaman burada olup sizi seveceğiz ve neye ihtiyacınız olursa destekleyeceğiz.
I know it's a shock, but please know that we will always be there to love and support you with anything that you need.
Nathan Cardiff'in ajandasında ilk isim ben değilim biliyorum bu da demek oluyor ki nakit akışınız biraz durmuş. İkinci eşimin şahdamarı gibi.
I know I'm not the first name on Nathan Cardiff's Rolodex, which means your cash flow is a little stopped up, kind of like my second husband's aorta.
Çok şükür ki ağzımı nasıl kapalı tutacağımı biliyorum.
It's lucky for some I know how to keep my mouth shut.
Ve şu işe bak ki ben de biliyorum.
And guess what. I know it, too.
Biliyorum çiçek değil ama bir arkadaşım bana dedi ki...
I know they're not actually flowers - but a friend of mine told me... - Thank you.
Bunu biliyorum, ama bir durum söz konusu ve korkarım ki, bekleyemez.
I'm aware of that, but something has come up, and I'm afraid it can't wait.
Tabii ki biliyorum.
Of course I do.
Biliyorum bu kıliş, ama neden düzgün bir adamla yapmadın ki?
I know it's cliche, but what straight guy hasn't?
Biliyorum, ama o sözcük öyle çağdışı ki hakkınızda düşündüğüm -
- I know it is but that word is just so anachronistic... -... that I suppose I thought you'd be- -
Biliyorum ben seninim, sen de benimsin dedin. Ama ikimiz de biliyoruz ki bu ilişki yürümüyor.
I know that you said I was yours and you were mine but I think we both know it ain't working.
Tamam, biliyorum Sam en yakın arkadaşın Ama dedi ki sadece bir kaç hafta Kanepemizde kalacaktı ama...
Okay, I know Sam is your bestie, but he said he'd only be couch-surfing with us for a few weeks.
Tabii ki biliyorum.
Of course I know that. Of course.
# Çünkü bir gün biliyorum ki #
♪ Oh, and, and ♪
- Ne yazik ki tiras usaklarinin hepsi... - Biliyorum, Ekstra Lüks Arti'da.
Unfortunately, the shaving butlers are all - -
İngilizce konuşamadığını biliyorum ama kalıbımı basarım ki başını evet ya da hayır şeklinde sallayabilirsin.
I know you can't speak English, but you sure as hell can nod your head yes or no.
Biliyorum ama sen Duluth'taydın, ben de düşündüm ki...
I know, but you were in Duluth, so I figured...
Diyelim ki, suç işlemiş birinin suçlu olduğunu biliyorum ama ispatlayamıyorum.
Let's say I know a person is guilty who's committed a crime, only, you know, I-I can't prove it.
Neyse ki, yanık kalpler için bir şifa biliyorum.
Luckily, I've got just the cure for an aching heart.
Evet biliyorum. Sen de biliyorsun ki 45 saniye içinde izin alabilrim.
Yes, I know, and I'm sure you're smart enough to know that I can get a search warrant in about 45 seconds.
Biliyorum çok genç, korkuyor ama olmaz ki.
I know she's young,