English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Bir kitap

Bir kitap Çeviri İngilizce

7,155 parallel translation
Oturup sayfaları karıştırılabilecek bir kitap oldu.
It's a beach read you can thumb through in a wing chair.
- Evet. İkimizin de gurur duyacağı bir kitap yazmak istiyorum.
And I want to help write a book we can both be proud of.
Alkolik bir kitap kurdu!
Oh! A boozy bookworm!
Diane senin hakkında bir kitap yazıyor.
Diane's writing a book about you,
Senin aksine, gerçekten satan bir kitap yazdı.
Unlike you, she wrote a book that's selling actual copies.
- Son seferinde Mattias Soğuk Savaş sırları adlı bir kitap için gelmişti buraya.
- The last time Mattias was here it was for a book of Cold War secrets.
O bir kitap, Bernie!
It's a book, Bernie!
- Yeni bir kitap araştırması.
I'm researching a new book.
Çok parlak bir kitap fikriniz olduğu için yayıncınız size bir şans daha verdi.
Right. So your publisher gave you another shot because you had another big idea for a book.
Size bir kitap anlaşması için cinayet işler miyim?
Do you think I'd commit a murder to get a book deal?
Tahmin edebileceğin gibi benim için çok özel bir kitap.
As you can imagine, it's very personal to me.
Yani şimdi üstünde adın yazan bir kitap mı olacak?
So there's gonna be a real live book out there with your name on it?
Şimdi de yayıncı benden bir kitap daha istiyor ve tek başıma kaldım.
Now the publisher wants another book and it's all on me!
Kampüse, kütüphaneye git bu konuyla ilgili katalogdan bir kitap ara...
You drive to campus, go to the library, look at the card catalog, you check out a book on the subject...
Bir kitap oku.
Read a book.
Kendin hakkında bir kitap yazmak için önce bir şeylerin olmalı.
I feel like you kind of have to do something to write a book about yourself.
Nedir bu? İlk birlikte izlediğimiz filmin biletlerinden yapılmış bir kitap ayracı.
And this would be, um... a bookmark made of movie tickets from the first movie we ever saw together.
Latince nadir bir kitap. Su içinde bin dolar eder.
It's Latin, it's rare, it's worth a grand, easy.
Derrick Storm'un eski bir kitap turunda.
On a book tour for an old Derrick Storm novel.
Kendi blogu var ve geçen sene Zodiac katili ile ilgili bir kitap çıkarmış.
And she writes her own blog, and last year she self-published a novel about the Zodiac killer.
Gözlük ve bir kitap?
Glasses and a book?
- "Tek bir kahraman yerine kahraman ekibi olan bir kitap yazalım hadi."
- "Instead of just one hero, let's come up with a book with a team of heroes."
Bir kitap anlaşması yapmıştı.
He's got a book deal.
- Senin hakkında bir kitap yazmış.
She wrote a book about you.
Eğer bir kitap yazarsan belki okumak isteyen birileri çıkar.
If you do write a book, someone might be interested to read it.
İyi bir kitap.
It's a good read.
21. yüzyılda yazılan bir kitap sonuçta.
It's a book in the 21st century.
Keşke onlarla bir kitap kulübünde olsak.
Ah, I wish we were in a book club with them.
Bak ne diyeceğim Alex yaşanan farklı "ölüm anı deneyimleri" hakkında bir kitap yazacağım.
You know, full disclosure, Alex... I want to write a book that documents the patterns found in varying experiences of near-death.
O halde sana yeni bir kitap almalıyım.
I'll buy you a new dictionary.
Şununla bir kitap al da iyi hırsız nasıl olunurmuş oku.
Here, buy a book on how to be a better thief.
Her türde meslek erbabı bireyin zamanın kültürel deyimlerini öğrenebilmesi için yazdığım kaynak niteliğinde bir kitap.
It's a reference book for professionals... of all kinds to learn how to talk to... the subcultures of the time.
Bu gerçekten sürükleyici bir kitap.
That one's a real page-Turner.
Bir kitap daha yazmış olabilirim.
I may have written one more book.
Bir kitap yazacağım.
I'm going to write a book. Indeed?
Bir sürü kitap satacağız.
We'll sell so many books.
Harika bir sanatçı olurdu. Yeterince kitap okuyabilse, iyi bir avukat olabilirdi. İnsanlarla ilgiliydi.
If he'd spent as much time on the books, he might have been a great lawyer'cause he relates to people.
Evet. Bu kitap bir sürü avukat yarattı.
Yeah.
İşe giderken hep kaldırımda, topallayan sakat çocukları görüyordum ve her seferinde gülerdim, sonra bir gün "Bundan çok iyi kitap olur!" diye düşündüm.
You know, I'd see these crippled kids limping down the sidewalk on my way to work, and I would just laugh and laugh, and I thought, " Hey!
O kitap bensiz bir hiç olurdu.
Hey, that book would've been nothing without me.
Benim kitap yazmaya çalışmam CeeLo'nun kendine pantolon bakması gibi bir şey.
Me trying to write a book is like CeeLo trying to find a pair of pants.
Kitap gibi. - Kısa bir kitap.
- Sounds like a book.
Açıkçası, güya önemli bir mesaj gönderiyormuşum gibi telefonuma bakardım ama aslında sadece kitap okurdum.
♪ wake me out of this slumber Honestly, I would be looking at my phone As if I were sending an important text,
Evet, gerçekten insanların oturup kitap okuduğu bir kulüb varmış.
Yeah, like there's actually a club where people sit around and read books.
Oğlum Ralph'ın en sevdiği kitap "Noel'de Bir Uzaylım Olsun İstiyorum." dur
My son Ralph's, his favorite is I Want an Alien for Christmas.
Kayıtları düzgün bir şekilde açıklamak için kitap yazdım ve Cynthia ya da başka herhangi biri ne derse desin benim kitabım kelimesi kelimesine doğruları içeriyor.
I wanted to set the record straight, so I wrote a book, and no matter what Cynthia or anyone else says, my book is the truth, every word of it.
Çok kitap okumam bayım ancak efendimiz ve kurtarıcımız olanı bir kadını seks amaçlı içeri soktuğunu gördüm.
I ain't much for book reading, sir. But I seen our Lord and Savior bring a lady in there for a Christmas rodgering, I did.
Bir adam var ve bu adam bu kitabı yazmış. Bu harika kitabı ve kitap tamamen olumlu düşünce mesajlarıyla dolu.
There's this man, and, he wrote this book, this amazing book, and it's just filled with all these, positive messages.
Yarattığım her canavarı yakalamak için kaç kitap yazmam gerekir bir fikriniz var mı?
You have any idea how many stories I'd have to write to capture every monster I've created?
Kitap denen bir şey var.
Well, there are these things called books.
Bir sürü kitap!
Forty-eight cartloads of books!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]