Bir saat mi Çeviri İngilizce
728 parallel translation
Bir saat mi?
In an hour, sir?
Bir saat mi?
An hour?
Beyefendilere içki ikram etmek için çok mu erken bir saat mi?
It is too early in the morning to offer you gentlemen a drink?
- Bir saat mi?
- Hour?
Janoth beni ne sanıyor? Et ve kan yerine yayları ve çarkları olan bir saat mi?
What does Janoth think I am, a clock with springs and gears instead of flesh and blood?
- Bir saat mi?
- An hour?
- Bir saat mi?
- One hour?
Bir saat mi?
One hour?
Hayalet bir saat mi?
Is it a ghost clock?
Arabayla oraya gitmeniz ne kadar sürdü? Bir saat mi?
How long did it take you to drive there, one hour?
- Bir saat mi?
A watch?
Bir saat mi?
One hour!
Bir saat mi, bir gece mi?
An hour? A night? Longer?
Bu soyguncu için akşam biraz erken bir saat, değil mi, Komiser?
A little early in the evening for this burglar, isn't it, Commissioner?
Elmas ve platinden bir saat çalınmış. Haberin yoktur herhalde, değil mi?
Do you happen to know anything about a diamond-and-platinum watch that was stolen, do you?
Anladın değil mi, gemi yanaştıktan bir saat sonra.
You understand, about an hour after we dock.
Yeni bir tür çalar saat mi?
Some new kind of an alarm clock?
Yaşınızdaki bir bayan için saat geç değil mi?
Ain't that late for a lady your age to be up?
Silah sesini duymadan bir saat evvel yatmıştınız, öyle mi?
You say you were asleep about an hour when you heard the shot.
Söylesene bir kızı aramak için tuhaf bir saat, değil mi?
Say this is a funny time to call up a girl, ain't it?
Güneşli bir öğleden sonra saat 3'te mi?
Three o'clock on a bright, shiny afternoon?
Yani ben adı bende saklı olan yerden buraya 11 saat yol tepeyim ama siz bana bir mahkûmla iki laf etmeme izin vermeyin, öyle mi?
Do you mean to say that I've travelled 11 hours from... mustn't say where... and you won't allow me to have a word with a condemned man?
- Bir saat önce mi?
Hour ago, huh?
- Sizin için biraz geç bir saat değil mi?
- Yes, later than I expected.
- Bir saat önce mi?
- An hour ago?
İlaç bir saat içinde mi etkisini gösteriyordu?
You say it takes an hour for the poison to work?
Marty, bence bir saat yeter, değil mi?
Marty, about an hour I think will do, don't you?
Virginia, sana bir saat önce o bebeği Janey'ye götürüp kendininkini getirmeni söylemedim mi?
Virginia, didn't I tell you an hour ago... to take that doll home to Janey's and bring back yours?
Oda, yiyecek içcek ve günde sekiz saat sürecek bir iş mi?
Room and board and a job winding an eight-day clock?
Bir saat önce geleceğimizi bile bilmiyorduk, öyle değil mi?
An hour ago, we didn't even know we were coming. Isn't that so?
Sarah, som altın bir saat bükülebilir mi dersin?
Sarah... should you be able to bend a solid gold watch?
- Bir dolarlık som altın saat almak gibi mi?
Like a solid gold watch for a dollar?
Bir saat içinde mi?
Within the hour?
Kendine başka bir eğlence bulmalısın. Mağazayı açık tutmak için geç bir saat değil mi?
I sure do wish you'd find yourself some other form of recreation.
Bu bir hafta için mi, yoksa bir saat için mi?
Is it by the week, the hour or what?
- Bir saat yeter mi?
An hour be all right?
Üstü açık bir arabanın üstünü açmak üç saat mi sürdü?
It took you three hours to take the top down on a convertible?
Garip bir saat değil mi?
Unusual clock, isn't it?
Beni bir saat bile bekleyemedin mi?
Could you not watch with me one hour?
Calder sana bir saat verdi, öyle mi?
So Calder gave you an hour, huh?
Bir saat içinde mi?
- There's nought - - In an hour?
O zaman saat on bir diyelim mi?
Say about 11.00?
Bir peder için de geç bir saat değil mi?
Pretty late for a preacher, isn't it?
Esas amaç birliğin bir saat izin almasını engellemek değil mi?
Isn't the purpose to be sure the troops don't get an hour off?
Bunca yıldan sonra koluna altın bir saat....... arkana da bir yastık verip kıçına tekmeyi bastılar, değil mi?
After all those years, they give you a gold watch and a pat on the back and a kick in the ass, didn't they?
İçinizden biri, Mangafranni adında bir kadını bekleme odasından alıp, saat 10 : 00 gibi Holly 5'e götürdü mi?
Did any of you take a woman patient named Mangafranni... out of the holding room, back up to Holly 5, around 10 : 00?
Bir saat içinde mi?
In an hour?
Bir kaç saat mi?
A few more hours?
Dinle, saat 08 : 00 ya da 09 : 00 gibi kapıdan bir araba geldiğini farkettin mi?
Listen, you didn't notice a car come through the gate here between like, 8 : 00 or 9 : 00?
Yapmadan daha yarım saat önce bir konuşmayı almak olağandışı değil mi?
Isn't that unusual, to get a speech just a half-hour before you're gonna deliver it?
- Bir kaç saat mi?
- A few hours?
bir saat sonra 47
bir saat 138
bir saat önce 42
bir saat kadar önce 20
bir saat içinde 57
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
bir saat 138
bir saat önce 42
bir saat kadar önce 20
bir saat içinde 57
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004