Bir yıldız Çeviri İngilizce
9,298 parallel translation
Herhangi bir yıldız değil ama.
Not just any star.
Laboratuvardan teneke bir yıldız almaya uygun birinin çıkabileceğine inanmak zordu. Ama sen kendini kanıtladın.
Hard to think the lab ever produced a man fit for the tin star, but you've proven yourself.
Javier, sizi bir yıldız yapabiliriz.
Javier, we can make you a star.
" Kalıcı bir yıldızı olan kalıcı bir gösteri...
" An iconic show with an iconic star.
Geometri sanki kendisini yutan bir yıldız gibi.
The geometry, it's like a star swallowing itself.
Onun rehberliği seni bir yıldız yapacak.
Under his guidance, he'll make you a star.
Seth Rogen bana bir yıldız verdi.
It's a star. Seth Rogen gave me a star.
Bir yıldız gibi davranır
♪ oh, and she acts like a star ♪
Buna bindiğimde kendimi bir yıldız gibi hissediyorum.
I feel like I've become a star.
Şimdi çok uzakta olan bir yıldız bir peri masalı gibi.
Like a star far away. Like a myth.
Ne zaman benim gibi büyük bir yıldızın oldu?
You just scouted an entertainment giant.
Yoda sesinden sıkıldık artık ve bir kız Londra'ya gittiğini söylediğinde ona Fransa'yı da gördün mü diye sorma.
Uh, we're tired of the Yoda voice, and if a girl tells you she went to London, maybe don't ask if she also saw France.
Ben bir rock yıldızıyım.
I'm a rock star!
Dandik bir basçı, ama bir rock yıldızı gibi iyi parti yaptığından eminim.
Lousy bassist, but I do know he can party hard like a rock star.
Aynı genç ve tatlı Tangerine gibi. Yaşlanan rock yıldızı heveslisine bir yaltakçı.
Like a sweet young Tangerine fawning over an aging, wannabe rock star.
Yıldız haritası, çizilmemiş bir kamyonet ve Jon Bon Jovi'nin evine bir alarm sistemi istiyorum.
Well, what I want is a star map, an unmarked van and the alarm code to Jon Bon Jovi's house.
Şimdi, eğer Kuzey Yıldızı oradaysa, akşam yıldızı da olmalı ki onun da "Ne - söylediğim-hakkında - bir fikrim-yok!" takım yıldızı ile ilgisi var.
Now, if the North Star is over there, that must be the evening star in relation to the constellation of "I've-no-idea-what-I'm-talking-about!"
Normalde her gece yatmadan önce Spudsy'imi kullanırdım. Şimdi ise günlüğümü yazıyorum ya da yıldızsız bir gece dileyip doğruca uykuya dalıyorum.
I used to study my Spudsy manual every night before bed, and now I just write in my diary or wish on stars if it's a clear night and go straight to sleep.
Kuyruklu yıldız gibi bir şey, değil mi?
That's what a comet's made of, right?
- Çünkü... Çünkü karanlığın katmanları yıldızlı geceyi yarar karşı koyacağımız bir şey.
Because... because... ribbons of dark, slashed a starlit sky... something... something we defy.
Güzelim, yıldız olduğunda insanlar sana bir sürü şey veriyor.
Shorty, when you a star, people give you shit.
- Richard, sen dehşet bir rock yıldızısın tamam mı?
- I can solve it. - Richard, you're a fucking rock star, okay?
Açıkçası bu yemeğin altından kalkabileceğinden emin değildim ama kalktın tıpkı bir rock yıldızı gibi.
And to be honest I wasn't sure if you were gonna be able to pull off this dinner, but you did, like a rock star.
Yaptığımız kötülüklere ve incittiğimiz insanlara bakarsak cennetten bir yıldırım düşmesi umduğumuzdan da iyi olabilir.
Given the evil we've done and the people we've hurt, a blow struck from the heavens is better than we might have hoped for.
Kendisi bir porno yıldızı.
She's a porn star.
Logan ile sorunları olan yıldız bir sporcu. 6 ay önce Logan Los Angeles'ta bir gösteri de onun karşısına çıkıp yenmiş sonrasında 2 defa daha kazanmış.
A top pro who had beef with Logan. Six months ago, Logan showed him up at an event in Los Angeles, then beat him two more times after that. Tensions got super high between the two of them.
Yoksa maçtan önce ovalanmak isteyen bir tenis yıldızı mı olmak istersin...
Would you rather be a... a tennis star who needs a post-match rubdown or...
Tamamen su altında sergilenecek bir Küçük Deniz Yıldızı yapımı hazırlıyorum.
I am plotting a production of Little Mermaid done entirely underwater.
Bir bakıma o da rock yıldızıydı. Tabii imâmı anladıysan.
He was a rock star in his own way, if you know what I mean.
Bir yıldır buradayız ve şarap gibi eskiyoruz.
We've been here a year, all but rotting on the vine.
Hiç film yıldızı olmayan bir erkekle çıktın mı?
You ever date guys who aren't movie stars?
Bir kanalın diziyi birlikte düşünmeleri için yazarı, dizinin yıldızıyla takılmaya yollaması normal mi?
Is it normal for a network to send a writer to hang out with the star to figure out the show?
Burada sadece bir yıldır şerifim ama bu aldığımız en büyük dava.
I've only been sheriff here a year, but it's the biggest case we've ever had.
Rock yıldızı olmak gibi bir şey...
It's like being a rock star...
Ama erkeklerin büyük kısmının toplanmasına ihtiyacınız var ciddi olarak tutma kancası patlak verdi ve bir boşluk oluşturmak için yeterince ev yıkıldı...
But you need to assemble a large party of men, break out the grappling hooks in earnest and pull down enough houses to create a gap...
Kime bakarsanız, onun vücut yapısını bir porno yıldızıyla eşleştiriyor.
Whoever you're staring at, it matches their body type with a porn star.
Düşünsenize George birkaç yıldır hiçbir izahı olmaksızın bu gizemli illetten muzdaripken doktorlar illetin sebebine en ufak bir şaşkınlık bile göstermediler mi?
Consider... has not George suffered this mysterious malady without explication for several years now, and have not the doctors expressed utter befuddlement as to its cause?
Şimdi biraz uyumaya çalış ben de minik bir bıçak bulup makarnalarından yıldız yapayım.
Now, get some sleep while I try to find a very tiny knife and cut your noodles into stars.
Ama bu geceki kutlamalara gölge düşüren bir olay da yaşandı. Yıldız defans oyuncusu Gregor Zupan'ın sakatlığı.
But a pall has been cast over tonight's proceedings by the loss of star defender, Gregor Zupan.
" Bracken's World'ün ilk bölümünde oynaması için aradıklarından sonra televizyon yıldızı olacak bir kız o.
She's the kind of girl who's gonna shine for the network in her callback for the "Bracken's World" pilot.
Tüm bunları yaptım çünkü her ne kadar Neal'a kaynağını açıklaması için baskı yapsanız da o söylemez ve sizin o inanılmaz hükümet hilelerinizin bir TV yıldızını mahkemeye itaatsizlikten hapse attıramayacağını biliyorum.
And I did it because, while I have no doubt that you'd shake Neal up and down until he gave you the source, which would never happen, your jaw-dropping government overreach simply won't extend to putting a TV star in jail for contempt.
Sizce sandığım kadar büyük bir TV yıldızı olmama ihtimalim var mı?
You think it's possible I'm not as big a TV star as I thought?
Bir televizyon yıldızı ve aktris olarak saçınız birçok işlemden geçiyor.
Hmm. Female host : Well, as a television star and an actress, your hair goes through a lot.
O bir TV yıldızı olacak.
- She's gonna be a star, on TV.
Ne mi olacak? O zaman seyirciler benim onu uyuşturucuya sürükleyen manyak bir sitcom yıldızı olduğumu düşünecek.
Then all the audience would see of me is that I'm this screaming sitcom star driving him to drugs.
Valerie Cherish, narsist, kendi kendini yok eden yıldızı sönmekte olan eski oyuncu Mallory Church karakteriyle büyük bir ilham veriyor.
Yeah. "Valerie Cherish is quite a revelation " as Mallory church, a narcissistic, self-destructive...
Soyunma odasının duvarında gördüğüm kadarıyla büyük bir televizyon yıldızıydı.
Seems to me she's a big TV star according to that dressing room wall I saw, right?
Karanlık, aysız bir gecede çıkan yıldızlar gibi ışıldardı.
She shined as bright as the stars on a moonless night.
Bu yüzden karanlık, aysız bir gecede ışıldayan yıldızlar gibi diye kendi kendine mırıldandı.
And he muttered these words : 'As the stars on a moonless night.'
Karanlık, aysız bir gecede ışıldayan yıldızlar gibi.
As the stars on a moonless night.
Sayfa üzerine yazarken onun sesini, onun yıldız şarkısını görselleştirebilmek için her sözcüğü bir diğerinden "*" işaretiyle ayırdım.
I had to imagine how a constellation might sound, so on the page, visually, I've translated her noise, her song as a star, into every word being divided by an asterisk.
yıldız 71
yıldızlar 59
yıldız geçidi 34
yıldız gemisi atılgan 28
yıldız tarihi 31
yıldız gemisi enterprise 86
yıldız filosu 141
yıldızfilosu 99
yıldızgemisi atılgan 46
yıldız filosu komutanlığı 17
yıldızlar 59
yıldız geçidi 34
yıldız gemisi atılgan 28
yıldız tarihi 31
yıldız gemisi enterprise 86
yıldız filosu 141
yıldızfilosu 99
yıldızgemisi atılgan 46
yıldız filosu komutanlığı 17
bir yazar 32
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yıl sonra 30
bir yere gitmiyorum 43
bir yere gidemezsin 16
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yolunu buluruz 32
bir yudum 17
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yıl sonra 30
bir yere gitmiyorum 43
bir yere gidemezsin 16
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yolunu buluruz 32
bir yudum 17